Milyonlarca İnsanın Yaşadığı Kıyı Şeridi, 2050 Yılına Kadar Su Altında Kalabilir

18
3
2
1
0
Bilim insanları, 2050 yılına kadar 300 milyon insanın yaşadığı kıyıların su altına kalacağını açıkladı. İklim değişikliği nedeniyle meydana gelen deniz seviyesinin yükselmesinden özellikle Asya kıtası etkilenecek.

İklim değişikliğinin dünya üzerindeki etkilerinin başında gelen deniz seviyesinin yükselmesinin muhtemel trajik sonuçları ortaya çıkmaya devam ediyor. Bilim insanlarının son çalışması, dünya sahillerinin ve sahillerde yaşayan nüfusun tehlike altında olduğunu belirledi. 

Bilim insanlarının deniz ve okyanus seviyesinin yükselmesi ile ilgili makalesi, Nature Communications’ta yayınlandı. Gerçekleştirilen çalışmada, dünyanın sahillerinin gelecek nesiller için ne durumda olacağı araştırıldı. 

Araştırmaya göre giderek artan güçlü siklonların(bir çeşit fırtına) ve yükselen denizlerin yol açtığı yıkıcı fırtına dalgalanmaları en çok Asya’yı etkileyecek. Risk altında bulunan nüfusun üçte ikisi Çin, Bangladeş, Hindistan, Vietnam, Endonezya ve Tayland’da bulunuyor. 

deniz seviyesi

Yapay sinir zekası ismi verilen bir yapay zeka kullanarak gerçekleştirilen yeni araştırma, kıyı bölgelerinin yüksek gelgit veya büyük fırtınalar sırasında su baskınlarına maruz kalma derecesini büyük ölçüde hafife alan verileri düzeltiyor.  

ABD merkezli kar amacı gütmeyen bir araştırma grubu olan Climate Central’ın CEO’su olan bilim insanı Ben Strauss, “Deniz seviyesinin gelecekteki yükselmesi değişmedi. Ancak yeni yüksek verileri kullandığımızda, daha önce tespit ettiğimiz alanlarda daha fazla insanın deniz seviyesinin yükselmesinden etkileneceğini buluyoruz” dedi. 

Araştırmacılar, 2050 yılına kadar dünya nüfusunun 2 milyar artacağını düşünüyor. Bu artış büyük oranlarda da mega kentlerde olacak. Şu anda sadece gelgitin yaşandığı kıyılarda 100 milyondan fazla insan yaşıyor. 

deniz seviyesi

Nature Communications’ta yayınlanan makalenin baş yazarı olan ve Climate Central’da görev alan bilim insanı Scott Kulp, “İklim değişikliği hayatımızdaki şehirleri, ekonomileri, kıyı şeridini ve tüm küresel bölgeleri yeniden şekillendirme potansiyeline sahip. Gelgit seviyesi daha yükseğe çıktıkça ülkeler kıyıları korumanın insanları ne kadar koruyabileceği konusunda daha fazla soruyla karşılacaklar” dedi.

Deniz seviyesinde yaşayan popülasyonu tehdit edecek kadar yükselecek deniz seviyesi için birkaç faktör vardır. Bunlardan biri, suyun ısınırken genleşmesidir. Son yılda Grönland ve Antarktika’daki buz tabakalarından 430 milyar tondan fazlası eridi.

2006’dan bu yana deniz seviyesi yer yıl 4mm yükseldi. Karbon salınım hızı azaltılsa bile deniz seviyesinin yükselme hızı 2100’lü yıllarda 100 katına çıkacak. BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli(IPCC) geçtiğimiz ay yayınladığı rapor ile deniz seviyelerinin yükselmesi ile ilgili dünyayı uyardı. 

deniz seviyesi

Paris Anlaşması’nda üzerinde anlaşılan, 2100 yılına kadar küresel ısınma 2 derecenin altına düşerse 2100 yılında deniz seviyesi yaklaşık yarım metre yükselmiş olacak. Ancak mevcut karbon kirliliği oranlarında deniz seviyesinin yüksekliği iki kat daha fazla olacaktır. 

Deniz seviyesinin yükselmesini etkileyecek bir diğer faktör ise tropikal fırtınalardır. Yeni Zelanda’daki Massey Üniversitesi’nden Profesör Bruce Glavovic, “Büyük felaketlerin olması, deniz seviyesinde büyük bir artışa neden olmaz. Deniz seviyesinin yükselmesi bir başlangıç değil, aşırı hava olaylarının bir sonucu” dedi.

IPCC’nin açıkladığı rapora göre 2050 yılına kadar yüzyılda bir kere meydana gelen büyük fırtınalar birçok yerde, özellikle de tropik bölgelerde yılda ortalama bir kez yaşanabilir. 2100 yılına kadarda yıllık kıyı seli hasarlarının 100 ile 1000 kat arasında artması bekleniyor.

deniz seviyesi

Yükselen deniz seviyelerinin insan yerleşimleri üzerindeki etkisini inceleyen araştırmacılar, uzun süredir NASA tarafından serbestçe sunulan Shuttle Radar Topography Mission'dan (SRTM) verileri, payı yüksek olacak şekilde çalışmalarında kullanıyordu. Ancak beş yıl önce Kulp ve Strauss, ABD’nin uçak lazer tabanlı sistemleri tarafından toplanan daha kesin verilerle SRTM’nin verilerini karşılaştırdıklarında SRTM’nin verilerinin gerçekleşen yükselmeden daha düşük verilere sahip olduğunu belirlediler. 

Araştırmacılar, yeni çalışmalarındaki popülasyon verileriyle eşleştirmeden önce hakemli dergilerden CoastalDEM adı verilen sistemlerinin yararlarını ve eksikliklerini ayrıntılı olarak açıkladılar. Belçika'daki Universite Catholique de Louvain'deki klimatoloji profesörü ve eski bir IPCC başkan yardımcısı olan Jean-Pascal van Ypersele, yeni yöntemin yükselen denizlerin getirdiği riskleri anlamada "çok önemli ilerleme" olduğunu belirtti.

Kaynak : https://phys.org/news/2019-10-million-annual-coastline.html
18
3
2
1
0
Emoji İle Tepki Ver
18
3
2
1
0