Şirketler, marka imajları için uzunca bir süre çalışmak zorunda kalır ancak yaşanan bazı olaylar, tamamen rastlantısal bir şekilde tüm dikkatleri bu ürünlere çekebilir. 1996 yılında yaşanan Ronald Platt cinayetinin çözülmesinde önemli bir rol oynayan Rolex Oyster Perpetual da böyle bir hikâyenin merkezinde yer alıyor.
Bu cinayet hikâyesinin içerisinde bir şirketin finansal olarak çöküşü, milyon dolarlık bir dolandırıcılık, Interpol, sahte kimlikler ve pek tabii bir cinayet yer alıyor. Gelin hikâyeye daha yakından bakalım.
Bir cinayetin çözülmesini sağlayan Rolex:
Tüm bu hikâyenin ortasında yukarıda da fotoğrafını gördüğünüz Albert Johnson Walker yer alıyor. Walker, bir tröst şirketi tarafından banka memuru olarak işe alınan lise eğitimini yarıda bırakmış bir Kanadalı olarak biliniyor. Walker, vergi iadeleriyle ve finans piyasasını öğrenmesiyle bir statü kazanmayı başarıyor ve en nihayetinde muhasebe işleri yaptığı Walker Financial’ı kuruyor.
Walker Financial, ilk başlarda oldukça başarılı bir şekilde yolunda ilerliyor. Şirket, ilk 10 yıl içerisinde 6 şube açacak kadar büyüyor ancak ne yazık ki batmaktan kurtulamıyor. Walker, 1986 yılında borsaya yatırım yapıyor. Daha sonrasında 70 müşterisini dolandırarak 3,2 milyon Kanada doları çalıyor. Walker, bu dolandırıcılığı sebebiyle Kanada’nın en çok aranan, Interpol’ünse en çok aranan ikinci ismi oluyor.
Walker, 1990 yılında üç kızından bir tanesiyle Avrupa’ya kaçıyor ve kızını karısı olarak tanıtıyor. Walker, oluşturduğu David Davis sahte kimliğiyle birlikte bir televizyon tamircisi ve ilerideki kurban olan Ronald Joseph Platt ile ortaklık yapıyor. Platt, vatanına dönmek isteyen bir Kanadalı ve Walker da bu geri dönüş için yardım sunmayı teklif ediyor.
Walker, kurdukları işler için Platt’ten dalgıçlık lisansını, kimliğini ve imza kaşesini istiyor. Platt, tüm bunları vermeyi kabul ediyor ve 1992 yılında Kanada’ya gidiyor. İşte her şeyin başladığı nokta da burası. Platt’in dalgıçlık lisansını, kimliğini ve imza kaşesini alan Walker, Platt’in kimliğine bürünüyor.
Platt, 1995 yılında maddi olarak zor duruma düşüyor ve İngiltere’ye geri dönüyor. Tabii bu Walker’ın işine gelmiyor. Kurduğu tüm plan Platt’in geri dönüşüyle patlak verebilir kendisini bir anda demir parmaklıkların ardında bulabilir. Dolayısıyla yeni bir plan yapması gerekiyor.
20 Temmuz 1996 tarihinde Walker, Platt ile birlikte balık tutmaya gidiyor ve Platt’i orada öldürüyor. Daha sonraysa cesetten kurtulmak için bir çapayı cesede bağlayarak güverteden denize atıyor. İki hafta sonra bir balıkçı, bileğinde su geçirmez Rolex Oyster Perpetual olan bir ceset bulunuyor. İşte tam burada Walker’ın kurduğu planlar suya düşüyor.
Ceset, tamamen tanınamaz hâlde bulunuyor ancak saat sapasağlam şekilde duruyor. Polis, saatin seri numarası ve servis işaretleri sayesinde Rolex’in kayıtlarından geriye giderek gerçek Ronald Joseph Platt’e ulaşmayı başarıyor. Saatte bulunan tarih, günlerce dayanabilen pili ve su geçirmeme özelliği dedektiflere cinayet saatini neredeyse hatasız bir şekilde veriyor.
Sahte Platt, yani Walker da kısa bir süre sonra yakalanıyor ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılıyor. Walker, işlediği dolandırıcılık suçlarıyla da yüzleşmesi için Kanada’ya iade ediliyor.
