Aberdeen Üniversitesi’nden araştırmacılar, yaptıkları kazılarda katledilmiş 28 kişinin bedenine ve yangından sağ kurtulmuş 60 bin kadar iyi durumdaki tarihi esere ulaşmayı başardılar.
Bölgenin yerli halkı tarafından anlatılan hikaye, çoğu hazin sonlu hikaye gibi Avrupa’dan gelen beyaz adama bağlanmıyor. Bu defa mevzu iki kabile arasında geçiyor ve savaşın nedeni ise dart oyunu.
Dart oyununda bir çocuk, başka bir çocuğu kazara gözünden vuruyor. Bunun üzerine çıkan büyük kavgadan sonra taraflar ayrılıyor. Şimdiki adı Nanaleq, o zamanki adı Agalimuit olan kasabanın şefi, diğer kabileye saldırmaya karar veriyor. Efsanelere göre kabile şamanı, bu hareketin kasabanın yanıp kül olmasına sebep olacağını belirtiyor ancak şef savaşta kararlı çıkıyor.
Savaşabilecek yaştaki herkesi toplayıp yola çıkan şef Pillugtua, diğer kabileye doğru yola çıkıyor ancak bir pusuya düşürülüp öldürülüyorlar. Ardından kasabaya gelen diğer kabile üyeleri, çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan kasaba halkını öldürüyor. Kurbanların büyük kısmının ellerini ottan yapılma ipler ile bağlayarak infaz ediyorlar. İnfaz işlemi için genelde mızrak ya da ok kullanıldığı da ortaya çıktı.
Araştırmacılar, hikayenin pek çok farklı versiyonu olduğunu ancak genel olarak bu versiyon etrafında uzlaşıldığını belirtiyorlar. Kasabanın 1652 ila 1677 yılları arasında yok edildiği düşünülüyor.
Efsane gittikçe daha da kan ve vahşet içeren bir hal almaya devam ediyor ve olaylar detaylı olarak aktarılıyor. Yaralanan çocuğun babası, dartı atan çocuğun iki gözünü de oymuş. Sonrasında yaşanan olaylar bir savaşlar zinciri başlatmış ve bu savaşlar Alaska ve Yukon’a yayılmış. Bu savaşlar genel olarak ok ve yay savaşları olarak biliniyor.
Bölgenin soğuk yapısı ve kar, eserlerin günümüze kadar neredeyse hiç bozulmadan gelmesini sağlamış.
