İnsanoğlunun Dünya üzerindeki yayılmacı politikası ve doğal yaşam alanlarını işgal etmesi, yaban hayatını gitgide yok ediyor. Biz her ne kadar ders almasak da, bilim insanlarının yaptığı yeni bir araştırma, yüzlerce türün nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını ortaya koyuyor.
Araştırmacılar, Sumatran gergedanı ve Española kaplumbağası da dahil olmak üzere 500'den fazla kara hayvanı türünün yok olmanın eşiğinde olduğunu ve 20 yıl içinde ortadan kaybolacağını söylüyor. Proceedings of National Academy of Scientists dergisinde yayınlanan yeni analizde, 1.000'den az üyesi olan kara omurgalıları, yakın gelecekte nesli tükenme riski taşıyacak canlılar olarak tanımlandı.
Hayvanların neslinin tükenmesi domino etkisi yaratabilir
Araştırmacılar nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalan türlerin yüzde 84'ünün aynı bölgelerde yaşamaları nedeniyle, ölümlerinin domino etkisi yaratabileceğini söyledi. Örneğin, deniz samurlarının aşırı miktarda avlanması, 1700'lerde Steller deniz ineğinin yok olmasına yol açtı. Çünkü su samurları, yosun yiyen deniz kestanelerinin ana yırtıcısıydı ve onların yokluğu, yosun yiyen deniz ineklerinin sonunu getirdi.
Elbette biyoçeşitlilikteki düşüşün insanlar için de olumsuz etkileri olacak. Stanford Üniversitesi'nden Paul Ehrlich, "İnsanlık, diğer yaratıkları yok ederek bindiği dalı kesiyor ve kendi yaşam destek sisteminin işleyen parçalarını yok ediyor. Hükümetler ve kurumlar nesli tükenmekte olan türlerin korunması için iklim değişikliğine eşit bir küresel acil durum ilan etmelidir" diyor.
Londra Üniversitesi Akademisi'nden Georgina Mace, bir türün neslinin tükenme riskini ölçmek için 1.000 üyeden daha azına sahip olmasının yetersiz bir ölçüm olduğunu savunuyor. Neslin yok olması için azalan üye sayısının azalma eğiliminde olması da yeterli. Ancak yine de çalışmanın uyarı niteliğinde olduğunu ve bu konuda atılması gereken adımların önemli olduğunu vurguluyor.
Mace, "Harekete geçmek, birçok nedenden ötürü önemli. En önemlisi; doğrudan ve dolaylı olarak kendi sağlığımız ve refahımız için Dünya'daki yaşama bağlıyız. Doğayı bozmak ağır ve çoğu zaman geri dönülmesi zor etkilere yol açar. COVID-19, günümüzdeki en aşırı örnek, ancak daha fazlası var." diyor.
