Aşırı Nüfus Artışının Toplumları Nasıl Yok Ettiğini Gösteren Deney: Universe 25

89
6
5
2
0
Aşırı nüfus artışının toplumlar için bir sorun olduğu zaten bilinmektedir. Fakat nüfus artışının getirdiği sorunların toplumun tamamen yok olmasına neden olabileceğini hiç düşündünüz mü?

Nüfus artışının temel düzeyde en büyük zararları nedir? Beslenme ve barınma olarak genelleyebiliriz. Peki bu sorunları kısmen ya da tamamen ortadan kaldırsak, yine de gereğinden fazla kalabalıklaşan toplumlarda düzenin bozulmasıyla kaos ortamı oluşabilir mi? Bu sorunun yanıtını Universe 25 Deneyi’nin verdiğini söyleyebiliriz.

John B. Calhoun tarafından yürütülen Universe 25 Deneyi, 8 farenin kısıtlı bir alanda beslenme ve barınma sorunları olmaksızın nasıl kalabalık bir toplum oluşturduğunu, kalabalıklaşan toplumda kaos ve şiddetin nasıl ortaya çıktığını ve kaos ve şiddetin pençesine düşen toplumun nasıl geriye dönemediğini ele almaktadır.

Universe 25 Deneyi, 6.25 metre kare tabanı, 90 santimetre yüksekliği olan bir akvaryumda gerçekleşmiştir. Akvaryumun her duvarında 50 santimetre yüksekliğe kadar çıkan 16 adet tünel, her tünelde ise 4 adet oda bulunmakta. Akvaryumun içinde toplam 256 adet oda bulunuyor ki bu, balık istifi dizildiğinde zemin de dahil 5-6 bin adet farenin akvaryuma sığabileceği anlamına geliyor.

Deney herhangi bir hastalık taşımadığından emin olmak için tek başına büyütülmüş 4’ü erkek 4’ü dişi, toplam 8 fare ile başlıyor. Farelerin her gün düzenli olarak beslenmesi ve 6 haftada bir akvaryumun zeminin temizlenmesi dışında deney boyunca içerideki farelere herhangi bir dış müdahale gerçekleştirilmiyor.

Şanslı 8 olarak isimlendirilen ilk grup, oldukça keyifli bir hayat sürmüşlerdir. Ortama ve birbirlerine uyum sağlama aşamaları geçtikten sonra deneyin 105. gününde ikinci kuşak farelerin ilk bireyi doğdu ve akvaryumdaki toplam fare sayısı 9’a yükselmiş oldu. Herhangi bir sıkıntı olmadığını gören fareler üreme hızlarını arttırarak, her 55 günde bir nüfusu ikiye katlamaya başladılar.

Bu durum nüfusun aşırı hızlı bir şekilde artmasına neden oldu. İlk 104 gün 8 olan fare nüfusu, 315. güne gelindiğinde 600’ü aşmıştı. Bu noktadan sonra kalabalık nüfus kaosu tetiklemeye başlıyor. Fareler diledikleri gibi oyun oynayamıyor ya da rahat bir şekilde beslenemiyorlar. Ayrıca erkek fareler arasında başlayan rekabet, güçsüzlerin yuvalarını kaybetmelerine neden oluyor.

Kaos doğal olarak şiddeti tetikliyor. Yuvasını kaybettiği için zeminde bulunmak zorunda kalan fareler kendilerine ait bir bölgeye sahip olamamanın verdiği öfke ile yanlarındaki farelere saldırıyorlar, ısırıyorlar ya da kovalıyorlar. Şiddet, zeminden odalara da sıçrıyor ve zemindeki fareler odalara baskınlar gerçekleştirerek içerideki fareleri öldürüyor ve odayı ele geçiriyorlar.

Tüm bunlar gerçekleşirken verilen yem ve su miktarı, fare nüfusu ile doğru oranda arttırılıyor. Yani farelerin şiddetini tetikleyen açlık değil. Ayrıca hatırlarsanız makalenin başında akvaryumun 5-6 bin fareyi içinde barındırabileceğini söylemiştik. Fakat daha bunun %10’una ulaşıldığında kaos ve şiddet patlak verdi.

Dişi fareler erkeklerin rekabetinden etkilenmemek için tek başlarına yaşamaya ve yavrularından bazılarını yemeye başlıyorlar. Calhoun’un ‘beautiful ones’ olarak adlandırdığı fareler ise diğerlerinden ayrılarak en üst kattaki odalara çekiliyorlar. Odaların kapılarını kapatacak kadar toplumdan kopan bu fareler, bir süre sonra üreme faaliyetini de durdurarak hayatlarını bir nevi güvenli moda alıyorlar.

Deneydeki fare toplumunun geri kalanında ise yamyamlık, çocuk katliamı ve bulaşıcı hastalıklar kol geziyor. Bazı erkek fareler, maymun kolonilerindeki baba maymunlar gibi davranarak tüm dişiler ile çiftleşmeye çalışıyor. Çiftleşmenin erkekler için yemekten sonra ikinci paylaşılamaz nokta olduğunu düşünürsek, bu davranışın erkekler arasındaki cinayetleri arttırdığı da anlaşılıyor.

Deney 560. güne geldiğinde fare nüfusu 2200’e dayanıyor. Fakat kaos ve şiddetin etkisi ile inanılmaz seviyelere ulaşan fare nüfusu hızlı bir düşüşe geçiyor. Yalnızca 50 gün sonra deneyin 610. gününde fare nüfusu 100’ün altına düşüyor. Bu noktada toplum ikiye ayrılmış durumda, kaostan kaçarak en üst katta yaşayan ‘elitler’ ve şiddetli mücadelede rakiplerini öldürerek hayatta kalmayı başaranlar.

Bu noktada tuhaf bir gözlem gerçekleşiyor. Deneyin 250. gününde yaşayan ilk 100 fare ile deneyin 610. gününde yaşayan son 100 fare arasında yaşam şartları aynı olmasına rağmen son kalan 100 fare, geçmişin acı hatıraları nedeni ile benzer bir refah seviyesine ulaşamıyor. 650. günde akvaryumdaki son dişinin ölmesiyle de şanslı 8 soyu tamamen son bulmuş oluyor.

Bu deney daha çok nüfus planlaması propagandasında kullanılmıştır. Bununla birlikte temizlikleri yapılmasına, beslenme ihtiyaçlarının tamamen, barınma ihtiyaçlarının ise kısmen karşılanmasına rağmen gereğinden fazla kalabalıklaşan toplumlarda nasıl bir kaos oluşabileceği açık bir şekilde görülmüştür. Deney bireylerin özgür oldukları alanlar daraldığında nasıl agresifleştiklerini ve toplumun saldırganlaşarak kendi kendini nasıl yok ettiğini en güzel şekilde göstermiştir.

Kaynak : https://seyler.eksisozluk.com/nufus-arttikca-islerin-nasil-cirkinlestigini-kanitlayan-muthis-bir-calisma-universe-25-deneyi
89
6
5
2
0
Emoji İle Tepki Ver
89
6
5
2
0