Paylaş
1
Aslında en temel ihtiyaçlarımızın başında gelen su, her yerde tamamen ücretsiz olsa hiç de fena olmaz. İşte bu düşünceden yola çıkan Josh Cliffords, Amerika sokaklarında ücretsiz su dağıtmaya başlar ve bu şişeler, yalnızca bir su değildir.
Bir sudan çok daha fazlası olan bu şişelerin perde arkasına daha yakından bakalım.
Josh Cliffords; birçok insanın, yanında daima su taşıdığını fark eder ve aklına dâhiyane bir fikir gelir.
Bu su şişelerini bir reklam panosuna dönüştürmeyi düşünür ve çok geçmeden de harekete geçer. Bu hareketini FreeWater olarak markalaştıran Josh, doğal kaynak suyuyla dolu, çevre dostu ve BPA içermeyen alüminyum şişeler ve kâğıt kartonlar kullanır.
Bu şişe ve kartonların üzerinde de çeşitli markaların reklamları bulunur. Reklam vermek isteyen kişi veya kuruluşlar, Josh’a ulaşır ve böylelikle bir iş birliği gerçekleşir. Bu reklamlar genellikle video oyunları, yazılımlar, filmler, diziler, TV şovları ve yemek siparişleri üzerinedir.
Bu yaklaşım da FreeWater’ın, suyu ücretsiz olarak dağıtmasına olanak sağlar.
Üstelik bu su, yalnızca bedava olmakla kalmayıp aynı zamanda suya muhtaç bölgelerde su kuyusu inşaları yapan WellAware’e içecek başına 10 sent tahsis edilmesini sağlar. Her 150 FreeWater, 1 kişiye hayatının geri kalanında su kaynağı sağlamaya yetecek kadar para bağışlanması anlamına gelir.
Bu sayede su şişesinin üzerinde tanıtılan her bir marka, hem adının duyulmasına hem de bağış yapılmasına vesile olur.
Josh’ı böyle bir fikre sürükleyen ise 2021’de yaklaşık 800 milyon insanın, güvenli içme suyuna erişememesi ve küresel nüfusun neredeyse yarısının, yılda en az 1 kez su kıtlığı yaşaması olur.
Özetle FreeWater, hayırseverlik ve sürdürülebilirliğe öncelik verirken, birinci sınıf kaynak suyunu bir nevi yeni bir reklam amacı türü olarak kullanan yenilikçi bir reklam platformudur.
Mücadele içinde olduğumuz küresel su krizinin çözülebilmesi içinse Amerikalıların sadece %10’unun, FreeWater’ı tercih etmesi yeterli olur. Ayrıca Josh’ın hedefi yalnızca su ile sınırlı kalmak değildir.
İlerleyen zamanlarda ücretsiz yiyecek, içecek, giyim, ilaç, bilgisayar, ulaşım ve seyahat gibi daha farklı ürünlere ev sahipliği yaparak da bağışların artmasını hedeflemekte.
