Geçtiğimiz cumartesi günü Çin’in İç Moğolistan Özerk Bölgesi'ndeki Bayannur kentinde hastaneye giden bir çobanda hıyarcıklı veba görüldüğü açıklandı. Yapılan açıklamalara göre hastaneye başvuran çoban derhal karantinaya alındı ve şu anda durumu stabil.
Günümüzde hıyarcıklı veba hala ölümcül bir etkiye sahip olsa da basit antibiyotiklerle tedavi edilebiliyor. Yine de bölge yetkilileri ülkedeki hıyarcıklı veba uyarısını en düşük seviye olan 4'ten, bir üst seviye olan 3'e yükseltti. Bu seviyede yetkililer, insanlara veba riski taşıyan hayvanları avlamamalarını ve yememelerini tavsiye ediyor.
Aslına bakacak olursak hıyarcıklı veba birden bire ortaya çıkan bir hastalık değil ve dönem dönem farklı coğrafyalarda kendini gösterebiliyor. 2017'de Madagaskar'da 300'den fazla vaka görülürken Mayıs 2019'da da Moğolistan'da iki kişi yine hıyarcıklı veba nedeniyle hayatını kaybetmişti.
Konuyla ilgili olarak BBC'ye açıklamalarda bulunan Moğolistan'ın başkenti Ulanbatur'dan bir Dünya Sağlık Örgütü yetkilisi, Moğol kültüründe çiğ dağ sıçanı eti ve böbreğinin sağlığa iyi geldiğine dair bir inanış olduğunu, bilim dünyasında ise dağ sıçanlarının hıyarcıklı veba taşıyıcısı olarak bilindiğini aktardı.
Hastalık, ilk olarak lenf bezlerinin şişmesiyle ortaya çıkıyor. İlk 3-7 günde ortaya çıkan belirtiler, grip belirtileriyle çok benzer olduğundan bu dönemde hıyarcıklı vebayı tespit etmek pek mümkün olmuyor. Bununla birlikte Orta Çağ'da kara veba olarak da bilinen bu hastalığın o dönemlerdeki gibi bir salgına dönüşme ihtimali yok denecek kadar az.
Stanford Kliniği'nden bulaşıcı hastalıklar uzmanı Dr. Shanti Kappagoda, “14. yüzyılın aksine bu hastalığında nasıl yayıldığını artık biliyoruz. Engellemenin yollarını da biliyoruz, hastalanan kişileri antibiyotiklerle iyileştirmenin yollarını da…” diyerek küresel bir veba krizinin öngörülmediğini belirtti.
