Konu yeni bir dil öğrenmek olduğunda, yetişkinler için yani zaten bir dili bilen, tanımlı kelimelere ve ne anlama geldikleri bilgisine sahip olanlar için 'ikinci bir dil öğrenme' noktasında pek çok farklı yöntem var. Ancak minik bir çocuğun henüz tanımlı olmayan kelimelerin anlamlarını öğrenmesi, biraz daha farklı bir durum.
Yeni gerçekleştirilen bir araştırmada da dili henüz yeni öğrenen küçük çocukların kelimeleri ve anlamlarını öğrenirken nasıl bir süreçten geçtiği ve farklı bilgi kaynaklarını nasıl değerlendirdiği incelendi. Araştırma, Nature Human Behaviour dergisinde yayınlandı.
Bilişsel bir model oluşturuldu:
Çocukların kelimelerin anlamlarını öğrenirken bilgi kaynağını birleştirdikleri biliniyor. Bu kaynaklar kelimeleri daha önce duyup duymadıklarından, kelimeyi ilk duyduklarında karşılarındaki kişiyle ne hakkında sohbet ettiklerine kadar çeşitli durumlardan oluşabiliyor ve bir kelimeyi öğrenirken bunlardan hangilerini nasıl birleştirdiklerini anlayabilmek, ana sorunun da cevabını veriyor.
Araştırmacılar, bahsi geçen kaynakların nasıl birleştirildiğini tespit edebilmek için bilişsel bir model geliştirdiler ve çocukların belirli bir nesnenin kimliğini çıkarmak için önlerindeki tüm mevcut bilgileri kullandıkları bir sosyal çıkarım yaklaşımı önerdiler.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) gelişim psikoloğu Michael Henry Tessler, ''Bu modeli küçük bir bilgisayar programı olarak düşünebilirsiniz. Ayrı deneylerde ölçtüğümüz, çocukların farklı bilgilere duyarlılıklarını giriyoruz ve ardından program, bu bilgi kaynakları rasyonel bir şekilde birleştirilirse ne olması gerektiğini simüle ediyor. Model, tüm bu bilgi kaynaklarının mevcut olduğu varsayımsal yeni durumlarda ne olması gerektiğine dair tahminler sunuyor'' diyerek geliştirilen modelin nasıl çalıştığını anlattı.
Çocuklarla deneyler yapıldı:
Farklı bilgi kaynaklarına karşı duyarlılıklarını değerlendirmek için 2-5 yaş arası 148 çocukla yapılan testlerden de veriler toplandı ve tamamı geliştirilen modele eklendi. Araştırmacılar, modellerinden tahminler topladıktan sonra ilgili nesneler önlerine konulduğunda kelimelerin anlamlarını nasıl çıkarabileceklerini görmek için 220 çocukla gerçek dünya deneyleri yaptılar. Deneyde çocuklara tablet ekranında elma, ördek ve piyon gibi görseller gösterdiler ve bir konuşmacı da görsellere seslendirme yaparak eşlik etti. Aynı zamanda çocuklara kelimeler ve nesneler arasındaki ilişkilere dair ipuçları da verildi.
Yürütülen deney sonrasında ise çocukların hangi kaynakları bir arada kullanarak kelimeleri öğrendikleri tespit edildi: geçmiş bilgiler, konuşmacıdan gelen ipuçları ve konuşmadaki bağlam. Geliştirilen model ile gerçekleştirilen deneyin sonuçları birbirine paraleldi. Bu da çocukların kelime dağarcıklarını geliştirirken bu üç kaynağı kullandıklarını ortaya koymuş oldu.
