Beynimize 'Dopamin' Salgılattığı İçin Bizi Esir Eden Oyun Bağımlılığından Nasıl Kurtuluruz?

Sadece eğlenmek için girdiğimiz oyun dünyasından bir bağımlı olarak çıkabiliyoruz. Oyun bağımlılığını toz pembe bir şeymiş gibi görsek de saatlerimizi çalan, bizi sosyal hayattan bir hayli uzaklaştıran bu bağımlılığı bir an önce normal seviyelere döndürmemiz gerekiyor. Bu yolda ilk adımını atmış ve kararını vermiş kişilere, oyun bağımlılığından kurtulmak için bazı tavsiyelerimiz bulunuyor.

Geçtiğimiz haftalarda sizlerle birlikte bir oyun bağımlısı olup olmadığımızı anlamaya çalışmıştık. Bu içeriğe gelen yorumlara bakmak bile durumun ne kadar ciddi olduğunu ve insanların nasıl yavaş yavaş oyun bağımlısı haline geldiğini anlamaya yetmişti. Şimdiki amacımız ise saatlerimizi yiyen bu oyun bağımlılığından kurtulmak.

Bahsetmiş olduğum maddelerin hepsi kişiden kişiye göre farklılık gösterebilir ve ne yazık ki ileri düzey oyun bağımlıları için bu tavsiyeler işe yaramayabilir. Bu tavsiyelerle birlikte çıktığınız yolda hala bir gelişme kaydedemediğinizi fark edersiniz, konuyu uzman kişilere taşımakta terapi ve tedavi tarzında yardımlar almakta fayda var. Sonuçta dopamin salınımına yol açan oyun bağımlılığından kurtulmak o kadar da kolay olmayabilir. Dilerseniz işin bu kadar ciddileşmeyeceğini umut ederek bu bağımlılıktan kurtulmaya yardımcı olan etkenler nelermiş bir bakalım. 

Bağımlılığın en büyük suçlularından dopamin nedir?

Dopamin, vücudumuzun kendi kendine üretebildiği ve kendimizi çok daha iyi hissetmemizi sağlayan bir kimyasaldır. Elbette bu dopamini dışarıdan almanın yolları da vardır ve ne yazık ki bu yolların birçoğu, bize yarardan çok zarar verir.

Beynimiz, tıpkı alkol ve uyuşturucu tüketiminde olduğu gibi oyun oynarken de dopamin salgılar ve dopamin sayesinde kendimizi daha keyifli ve mutlu hissederiz. Aslında oyun bağımlılığının ardında yatan en büyük sebeplerden birisi de bu dopamin salınımıdır. Beynimiz biz gece uyurken zaten dopamin salgılar ve ekstra salgılanan dopamin yüzünden oyuna bağımlı hale gelebiliriz. Tıpkı diğer bağımlılıklarda olduğu gibi vücudumuz dopamin yoksunluğu çektiği ilk anda dopamin kaynağına, yani bilgisayarınıza yönelmek isteyecektir. 

1- Oyun bağımlısı olduğunuzu kabul edin 

Bu işe başlamadan önce kabullenmeniz gereken bir gerçek var, o da oyun bağımlısı olduğunuz. Eğer bu gerçeği kabullenmezseniz uygulayacağınız yöntemlerin hiçbir etkisi olmayacaktır. Bir önceki içeriğe gelen yorumlara bakınca insanların oyun ve sigara bağımlılığının birbirine benzetilmesinden rahatsız olduğunu fark ettim. 

Sigara direkt ciğerlerimize zarar verir, yavaş yavaş sağlığımızı alır ve oyun bağımlılığı yanında pamuk şeker gibi kalır, kabul ediyorum. Ancak bu bağımlılık da hayatımızın önemli bir bölümünü kaplar ve bizi sosyal hayattan gittikçe uzaklaştırır. İkisinin verdiği zararlar birbirinden çok farklı olsa da sonuçta zarar zarardır. Bu yüzden ikisinin de farklı tarzda birer bağımlılık olduklarını ve ikisinden de kurtulmanın bir hayli zor olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. 

2- Kendinize sınırlarını asla aşmayacağınız bir süre belirleyin

Oyun bağımlılığından kurtulmak için ilk önce kendi iradenize sahip çıkmanız gereklidir. İradenizi ne kadar iyi kontrol edebilirseniz, bu bağımlılıktan kurtulmak da o kadar kolaylaşacaktır. 

İrade konusunda kendinize güveniyorsanız, yapacağınız ilk iş kendinize bir zaman sınırlaması koymak olmalı. Günde 9 - 10 saat oyun oynuyorsanız bunu bir anda dibe çekmek yerine ilk önce 5 - 6 saat, ardından 2 - 3 saat gibi bir çizelgeyle sınırlandırmaya başlayın. İstisnai durumlar dışında (oyun oynamanın nasıl bir istisnası olabiliyorsa) bu sınırı asla geçmemeye çalışın. 

3- Arta kalan vakitlerde başka bir aktiviteye yönelin

Oyun oynama sürenizi kısaltmaya başladıkça boş geçireceğiniz vakitler de bir hayli artacaktır. Bu saatlerde hiçbir şey yapmayıp boşluğa dalmak yerine en sevdiğiniz (oyun oynamak dışında) aktiviteleri gözden geçirip, size en uygun olanı yapmaya başlayın. 

Elbette birçok oyuncu bu tür aktivitelere büyük bir önyargı ile bakacaktır. Yok puzzle’mış, yok legoymuş bunlar ilk başta oyun oynamanın yerini tutmayacak gibi görünse de ilerleyen zamanlarda yeni bir şey öğrenmenin ve yeteneğinizi başka alanlarda da kullanmanın ne kadar hoş hissetirdiğini siz de anlayacaksınız. 

4- Oyunu arkadaşlarınızla değil, yabancılarla oynayın 

Şimdi ne alaka yabancılar diyebilirsiniz. Bu tavsiyeyi ilk elden tecrübelerle anlatacağım. Oyunu arkadaşla oynamanın zevki gerçekten bir başka oluyor. Yenilseniz bile oyun boyunca aldığınız zevk, yenilginin yerini başarılı bir şekilde doldurabiliyor. 

Yabancılarla oynadığınız zamanda ise işler tam tersi oluyor. Oyun eğlenceli olmaktan çıkıp tamamen bir rekabet ortamına dönüşüyor ve takım arkadaşınızın en küçük hatasında yenilgiyi bu kişiye bağlayabiliyorsunuz. 

Bir de oyunu trollemeye gelen, sadece saçma sapan küfürler eden birine denk gelirseniz de tadından yenmez valla. Bu kişilerle karşılaşmaya devam ettikçe, oyun sizin için eğlenceden çıkıp rekabete dönüştükçe ani sinirlenmeler, öfke patlamaları yaşayıp oyundan yavaş yavaş soğumaya başlayacaksınız.

5- Ekran başında yorduğunuz vücudu sporla ödüllendirin

Spor oynamak zevkli, eğlenceli bunlarda hemfikiriz zaten ancak oyunun fiziksel olarak yarattığı zararları da unutmamak lazım. Saatlerce koltukta oturup kollarımıza kısıtlı hareket imkanı sunmak ve hatta bacaklarımızı hiç oynatmamak, vücudumuzu sadece tembelleştirmekle kalmayıp aynı zamanda birçok sağlık sorununu da beraberinde getirecektir. 

Oyun oynarken vücudunuza yaptığınız tüm kötülüklerin acısını spor yaparak çıkartabilirsiniz. İlk önce üşengeçlik yapıp yorgunluk hissi yüzünden çekimser kalabilirsiniz ancak ilerleyen zamanlarda fit ve sağlıklı hissetmek “bugüne kadar nasıl bu kadar hareketsiz kalmışım” demenize olanak sağlayacak.

6- Kendinize yeni bir konfor alanı oluşturun

Oyun oynamayı bırakmak neden bu kadar zor hiç düşündünüz mü? Ne zaman can sıkıcı bir olayla karşılaşsak, birisiyle kavga etsek ya da istemediğimiz bir durum yaşansa ilk koştuğumuz yer genellikle bilgisayar başı olur. Çünkü oyun oynamak bize kendimizi iyi hissettirir ve bu his yüzünden bilgisayarımız, zaman içerisinde konfor alanı haline gelir.

Konfor alanından çıkmak pek de kolay olmadığı için oyun oynamayı bırakmak gittikçe zorlaşır bizim için. Bu sebeple kendimize yeni bir konfor alanı yaratmamız gerekir. Kendimizi, en az bilgisayar oynarken hissettiğimiz kadar rahat hissedeceğimiz yeni bir şeyler bulmalıyız. Eğlenceyi de unutmamak lazım tabii. Yeni bir dil öğrenmek, yeni bir spor dalına yazılmak ya da patenleri alıp sokağa çıkmak gibi hem eğlendirici hem de yararımıza olan şeyleri seçmek, kendimize yeniden bir konfor alanı inşa etmemize olanak sağlayacaktır. Elbette tüm bu hobi edinme çabaları, pandemi sona erdiğinde çok daha başarılı sonuçlar verecektir. 

7- Yalnız kalmamaya özen gösterin

Yalnız kaldığınız anlarda ilk yöneldiğiniz şey şüphesiz oyun oynamak olacaktır. Gerçi çoğu oyuncu yalnız kalmadığı zamanlarda bile oyun oynamayı tercih eder ancak çevrenizde insanların olması sizi oyun oynamaktan alıkoyabilir ve siz de bu fırsatı iyi değerlendirmelisiniz. 

Birlikte sohbet edebildiğiniz, bir şeyler paylaşabildiğiniz insanlarla daha fazla vakit geçirmeye çalışın. Bu sayede oyunun verdiği eğlenceyi başka kaynaklardan da alabileceksiniz ve aklınız oyun oynamaya daha az kaymaya başlayacaktır. 

8- Tüm bunlar işe yaramazsa, dopamin diyetine başlayın

Oyunu yavaş yavaş azaltmayı, bünyeyi çok yormadan bırakmayı denedik ancak başaramadık diyelim. Bu sefer zorluğu bir üst seviyeye çıkarıp dopamin diyeti yapmaya çalışın. Dopamin diyetinde amaç, ekstra salgılanan dopaminin önüne geçmek ve bu seviyeyi normale indirmektir. Bunu başarmak için yapmanız gereken şey en az 1 ay boyunca oyun oynamayı tamamen bırakmak olacaktır. 1 ay boyunca Steam’i, Battle.net’i ya da oyunu her nereden oynuyorsanız o platformu bilgisayarınızdan tamamen kaldırın. Hatta işi biraz daha ileriye götürüp bilgisayarınızda bulunan bütün oyunları da silebilirsiniz. 

İlk başta 1 ay çok uzun bir süre gibi görünebilir ancak kendinize zaman tanıyın ve oyun oynamanın vücudunuzda yarattığı sahte mutluluk hissinden arınmaya çalışın. 1 ay sonunda vücudunuz dopamin eksikliğini artık hissetmemeye başlayacak ve oyunlara harcadığınız uzun süreleri birer zaman kaybı olarak görmeye başlayacaksınız.