Malum Yenisine Para Yetmiyor: Peki Az Yol Yapmış, Eski Model Bir Otomobil Almak Ne Kadar Mantıklı?

Temiz kullanılmış, koltukları az yıpranmış ve motoru çok yorulmamış diye alınan eski ancak düşük kilometredeki araç satın alırken yeteri kadar dikkat edilmezse ileride en az sıfırı kadar para harcamak mümkün. Peki bu noktada düşük kilometredeki araçların çıkarabileceği sorunlar neler ve en fazla kaç yaşında araba satın almalıyız?

Ülkemizdeki otomobil fiyatlarının durumu malum. Sıfır otomobil araç satın almak yavaş yavaş hayal olmaya başlarken ikinci elde de durumların pek farklı olduğunu söyleyemeyiz. Durum böyle olunca insanlar kilometresi düşük olmak şartıyla eski model arabalara doğru yönelmeye başladı. 

İlk bakışta uygun fiyatlı olduğu için düşük kilometrede eski arabalar çekici gelebilir, ancak bu konuda dikkat edilmesi gereken birçok detay var. Zira düşük kilometreli eski araçlar, sıfırı kadar para ödemek zorunda bırakacak kadar birçok soruna sahip olabilir. Dilerseniz bu sorunlar neler, hangi şartlar altında düşük kilometreli eski araç satın alınabilir birlikte bakalım.

Aracın neden az kullanıldığına dikkat etmekte fayda var 

Düşük kilometredeki aracın cezbetmeyeceği kimse yoktur. Dünyanın dört bir yanındaki insanların ikinci el araç satın alırken dikkat ettikleri ilk nokta kilometresi oluyor. Çünkü düşük kilometredeki araçların daha az sorun çıkaracağı gibi biraz sallantılı bir düşünce bulunuyor.

Düşük kilometreli araç satın almadan önce yapılması gereken ilk şey aracı sağlam bir ekspertize sokmaktır. Araç sahibi ne söylerse söylesin, aracın neden az kullanıldığını öğrenmeniz gerekir. Sonuçta araç kazalı olup bir kenarda yıllarca yatmış veya farklı sebeplerden dolayı kullanım dışı da kalmış olabilir.

Uzun süre boyunca bir köşede yatmış araçların mekaniğinde ağır tahribatların olma olasılığı epey yüksek 

Tahmin edebileceğiniz üzere araçlar bir kenarda yatsın diye değil, sürülmek için tasarlanmışlardır. Bu yüzden de ilk bakışta hiçbir zarar vermiyormuşsunuz gibi görünse de arabayı uzun süre boyunca bir kenarda bekletmek birçok sorunu beraberinde getirir. 

En basit örnekle anlatacak olursak motorun içinde bulunan su, zaman içerisinde demir veya alüminyum bloklarda büyük tahribata yol açıyor. Aynı zamanda kullanılmayan araçların mekanik aksamlarında zaman içerisinde gözle fark edilemeyecek kadar küçük paslar oluşuyor ve bu tarz problemler, km’si düşük diye aldığınız araca sıfırı kadar masraf yapmanıza yol açabiliyor. 

Zamanla değiştirilmesi gereken parçalar, düşük kilometreli araçlarda değiştirilmemiş olabilir 

Zaman içerisinde kullandığınız aracın bazı parçaların değiştirilmesi gerekiyor. Örneğin motordan gelen gücü aktarma organlarına ileten baskı balata, araçta en çok özeni göstermeniz gereken parçalardan birisidir ve hiç kullanılmasa bile yıl ömrünü tamamladığı zaman değiştirmeniz gerekir. 

Bildiğiniz üzere motor soğutma sıvısının soğutma sisteminin içerisinde ilerlemesini sağlayan triger kayışının ömrü iki farklı şekilde belirleniyor. Marka ve modellere göre değişiklik gösterse de triger kayışının ömrü en fazla 3 yıl veya 90 bin-100 bin km arasındadır. Tahmin edersiniz ki aracını uzun yıllar boyunca bir kenarda bekleten kişi, triger kayışını değiştirmek gibi zahmetlere girmez ve bu yüzden de aracı satın aldıktan sonra %90 ihtimalle bu parçayı değiştirmeniz gerekir. 

Kilometresi düşük diye satın aldığınız araçta değiştirmeniz gereken parçalar elbette triger kayışı ve baskı balata ile sınırlı değil. Akü, lastikler, hortumlar, fren ve direksiyon hidrolikleri, motor ve şanzıman yağı gibi birçok detaya dikkat etmeniz gerekir. Tahmin edebileceğiniz üzere tüm bunları elden geçirmek, fiyatı uygun diye aldığınız araca biraz fazla masraf yapmanıza yol açabilir. 

Satın alacağımız otomobil en fazla kaç yaşında olmalı? 

Düşük kilometrede satın almak istediğiniz araca bir yaş sınırı koymanız gerekir. Zira 2 bin kilometrede diye aldığınız 20 yaşındaki bir araç, sadece paranızı çöpe atmanızı sağlamakla kalmaz can güvenliğinizi de tehlikeye atar. 

Otomobil fiyatlarının bu kadar yüksek olması insanları gittikçe daha yaşlı otomobillere itiyor ancak satın alacağınız araç en fazla 15 yaşında olmalıdır. Bunun en büyük sebeplerinden biri de otomobil üreticilerinin vermiş olduğu korozyon garantisinden kaynaklanıyor. 

Araçlara verilen korozyon garantisi 12 yıldır. Bu süre içerisinde aracın herhangi bir yerinde paslanma olduğu takdirde üretici bunu düzeltmekle yükümlüdür. Ancak 12 yıl bitmişse bu garanti düşüyor ve koruma boyaması da dahil olmak üzere aracın havayla temas eden birçok parçası zaman içerisinde çürümeye başlıyor. 

Satın alacağınız ikinci el otomobile yaş sınırı koymanın tek sebebi bu değil elbette. Bir araç ne kadar eskiyse yedek parçasının bulunma ihtimali o kadar zorlaşıyor ve bu da en küçük sorunda arabanızı haftalarca, hatta aylarca tamir edilemez duruma getirerek aracı doğrudan kullanım dışı bırakıyor. 

15 yaşında bir araç satın aldıktan sonra aracınıza nasıl baktığınız da son derece önemli

Diyelim ki 12-15 yaş arasında bir araç satın aldınız. Az önce bahsettiğimiz korozyon garantisi de düşmüş durumda. Kilometresi düşük ancak yaşlı bir araba satın aldıysanız buraya kadar söylediğimiz sorunların yaşanmaması için aracınıza son derece iyi bakmanız, bakım ve kontrollerini düzenli olarak yaptırmanız gerekiyor.