Çiçek Aşısı Çoğu Aşının Aksine Kollarda Neden Büyük Bir İz Bırakıyordu?

Yüz milyonlarca insanın ölümüyle sonuçlanan çiçek hastalığını tamamen ortadan kaldıran çiçek aşısı, neden kollarda büyük bir iz bırakıyordu?

İnsanlık 17. ve 18. yüzyılda ölümcül ve büyük bir hastalıkla sarsıldı; çiçek hastalığı. Bulaştığı 10 kişiden 3'ünü öldürdüğü bilinen ve hastalığı atlatanların da türlü sakatlıklar yaşadığı bu hastalıktan kurtuluş ise aşı ile oldu.

Tıp ve bilim tarihine geliştirilen ilk aşı olarak geçen çiçek aşısı, yalnızca 20. yüzyılda 300 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olduğu bilinen bu hastalığı uzunca yıllar devam eden aşılama çalışmaları sonrası tarihin tozlı sayfalarına gömdü. Fakat bu aşı, insanların kollarında diğer aşılardan farklı ve kalıcı bir iz bırakıyordu. Gelin, çiçek aşısı neden kollarda iz bırakıyordu birlikte bakalım.

Çiçek aşısı neden kollarda kalıcı ve büyük bir iz bırakıyordu?

Çiçek aşısı, şimdilerde aşıların uygulanışından daha farklı bir yöntemle enjekte ediliyordu. Aşılar genellikle tek uçlu bir iğne yardımıyla enjekte ediliyor. Büyük bir kısmı ise derinin üst tabakalarına değil daha derine; kas dokularının altına enjekte ediliyor. 

Ancak çiçek aşısında durum her iki yönden de farklıydı. Aşı, çatal şeklinde, iki uçlu bir iğne ile, derinin en üst tabakası olan epidermisin bir alt tabakası olan dermise; birkaç delik açılarak enjekte ediliyor. Enjekte edilen aşı bu bölgede çoğalmaya başlıyor ve papül adı verilen bir yumru oluşuyor. Bu yumru da içi sıvı dolu bir kabarcık gibi görünen veziküle yani hücre dokusuna dönüşüyor ve ardından da kabuk bağlayarak iz haline geliyor. Bu iz, çevresinde belirgin bir 'çerçeve' olan büyükçe ve ortası hafif kabarık bir iz olarak görülür.

Aslında çiçek aşısının iz bırakmasını, bir yara izi gibi düşünebiliriz. Çünkü vücut benzer bir mantıkla reaksiyon veriyor. Ciltte tıpkı çiçek aşısında olduğu gibi bir yara oluştuğunda, vücut o bölgeyi iyileştirmek için hızlı bir reaksiyon verir ve yara izini onarır. Bu işlem sonrası bölge cilt dokusu onarılmış bir yara olduğundan bölgede iz kalır. Normal cilt hücrelerinin gelişmesi zaman alırken, yara dokusu daha hızlı gelişebilir; vücudun bu koruyucu reaksiyonu, cildimizde yara izi olarak kendini gösterir.

Eğer 1970'li yıllardan sonra doğduysanız, kolunuzdaki iz çiçek aşısı izi değil

Hepimiz koldaki aşı izi deyince kendi kollarımızı kontrol ediyoruz. Ve eğer 1980 - 90 neslinden biriyseniz, kolunuzda şimdiye kadar anlattığımız tarife benzeyen bir iz görmeniz muhtemel. Ancak bu iz, çiçek aşısı izi değil verem aşısı izi. 

Kolunuzdaki izin hangi aşıya ait olduğunu anlamanın iki yolu var ve bunlardan biri oldukça basit. Eğer 1970'li yıllardan sonra doğduysanız, aşının çiçek aşısı olma ihtimali neredeyse yok. Sebebi ise tüm dünyada ortaklaşa gerçekleştirilen büyük bir aşı seferberliğinin başarılı olması ve çiçek hastalığının tüm dünyada resmen ortadan kalkması.

Çiçek hastalığı son olarak;

  • Kuzey Amerika’da 1952’de
  • Avrupa’da 1953’de
  • Güney Amerika’da 1971’de
  • Asya’da 1975’de
  • Afrika’da 1977’de

görüldü. Ardından Dünya Sağlık Örgütü, hastalığın eradike edildiğini (tüm dünyada kalıcı olarak ve tamamen bittiğini8 Mayıs 1980’de 33. Genel Kurulu’nda resmi olarak açıkladı ve onayladı. Bu tarihten sonra ise çiçek aşısı uygulaması yapılmadı. 

Yalnızca ABD gibi bazı ülkeler biyolojik silah olarak çiçek hastalığının kullanılması ihtimaline yönelik olarak bu aşıyı depolamayı seçti. Ancak sonrasında bu aşının bir daha uygulanmasını gerektirecek bir durum yaşanmadı.

İki aşıyı ayırmanın bir diğer yolu ise görüntüleri. Çiçek aşısı izi, belirgin bir 'çerçevesi' olan; diğer aşı izlerine göre oldukça büyük ve ortası kabarık bir izken verem aşısı izi çevresi belirgin olmayan, yalnızca ufak bir kabartı gibi görülen bir iz. Yani eğer kolunuzda bir iz varsa, hangisi olduğunu anlamak için bu yolu da kullanabilrsiniz.

Kaynak 1, Kaynak 2, Kaynak 3