Güneş'e Uzun Süre Baktığımızda Gözümüze Tam Olarak Neler Olur?

Güneş'e uzun süreyle direkt olarak bakmanın pek akıl kârı olmadığını hemen hemen herkes biliyordur, peki ama o esnada gözümüzde tam olarak neler gerçekleşiyor?

Güneş, gezegenimizin hayat kaynağı. Isı ve ışık sağlayarak yaşamın oluşup sürmesinin en önemli nedeni olan yıldızımız, daha milyarlarca yıl gökyüzümüzde doğup batmaya devam edecek.

Güneş ile ilgili çoğumuzun duyduğu bilgilerden biri, uzun süre bakıldığında kalıcı körlüğe bile sebep olabilmesi. Peki nasıl oluyor da gözümüze bu denli bir zarar verebiliyor?

Öncelikle ışığın, aslında son derece yüksek miktarda enerji taşıdığını bilmek gerekiyor.

Fakat ışık kaynaklarının gücü ve uzaklığı, gözümüze ulaşana kadar ışığın yapacağı etkinin zayıflamasına neden oluyor. Dolayısıyla gökyüzünde veya yeryüzünde olsun, bazı ışık kaynaklarına bakmakta sakınca yokken, bazıları sıkıntı yaratabiliyor.

Güneş'e teleskopla bakarken, zararlarını engellemek amacıyla özel filtreler kullanılıyor. Bu filtreler olmadan teleskopla bakmak, akla gelebilecek en kötü fikirlerden biri. Yalnız teleskopa gerek kalmadan, normal şekilde kafanızı kaldırıp uzun süre baksanız dahi, gözlerinizi mahvedebilirsiniz.

Açık havalarda Güneş, ortalama bir ampulden tam 5000 kat daha parlak oluyor. Böyle bir güce sahip güneşe sadece bir anlığına bakıp kafanızı çevirdiğinizde, gözünüzün önünde bulanık bir yuvarlak şeklin belirdiğini görürsünüz.

Bu görüntünün oluşmasının sebebi, gözünüzde bulunan ve gelen ışığa dair bilgileri işleyen hücreleriniz ve bu işlemler süresince kullanılan proteinlerin, yoğun ışık bombardımanı neticesinde adeta kısa devre yaparak zarar görmesinden kaynaklanıyor.

Gözde ağrı reseptörleri de bulunmadığı için, herhangi bir şekilde ağrı veya sızı hissetmiyorsunuz; fakat bulanık görüntü bir süreliğine gözünüzün önünde kalıyor.

Eğer bakmaya uzun süre devam ederseniz, gözünüze basit bir aşırı yüklemeden daha fazlasını yapıyorsunuz.

[GIPHY:fhX7ftfLUtE3NoaOyo][/GIPHY]

Her şeyden önce, anormal derecede yüksek miktarda mor ötesi ışın, gözünüzün ön kısmındaki korneanızı yakıyor; ve bu olay çok keskin bir acı hissetmenize de neden oluyor.

Çünkü korneada, gözün geri kalanının aksine ağrı reseptörleri bulunuyor; tam olarak bu sayede gözünüze bir şey girdiğinizde acı hissediyorsunuz.

Üstelik tek sorun mor ötesi ışınlar da değil; yoğun miktardaki ışık, retinanızdaki dokulara hasar veriyor ve gözünüzde ışığın bir daha normal şekilde işlenmemesine neden oluyor.

Maruz kalınan süre arttıkça, aldığınız hasarların iyileşme süresi de giderek uzuyor ve bazen yılları bulabiliyor. Çok nadir durumlardaysa gözünüz bir daha asla iyileşmiyor.

Bir başka konu ise Güneş tutulmaları esnasında, yıldızdan gelen ışığın çoğunun engelleniyor olması nedeniyle, Güneş'e bakmanın güvenli olduğu yanılgısı.

Normal şartlarda Güneş'e bakarken gözlerimiz kısılır, bu vücudumuzun otomatik aldığı bir önlemdir. Fakat tutulmalar esnasında Güneş'in ışığı hayli azaldığı için, vücudumuzdaki bu mekanizmalar devreye girmez ve uzun sürelerle güneşe bakabiliriz. Bu esnada da fark etmeden zarar görmeye devam eder ve kalıcı körlüğe varan sonuçlarla karşılaşabiliriz.

Özetle, Güneş'e bakmanın iyi bir yanı yok. Onun yerine geceleri Ay'a uzun uzun bakabilir veya görebildiğiniz diğer yıldızları istediğiniz kadar inceleyebilirsiniz.