Teknolojinin Kadın ve Erkekleri Neden Farklı Etkilediği Nörolojik Olarak Açıklandı

Gelişmekte olan araştırmalar, erkekler ve kadınlar arasındaki beyin farklılıklarının açıklanmasına yardımcı oluyor. Kadın ve erkekler arasındaki teknoloji kullanımı da bu farklılıklara göre gerçekleşiyor.

Akademisyenler tarafından, kadınlar ve erkekler arasında net bir nörolojik fark olup olmadığını kanıtlamaya çalışan sayısız araştırma yürütülüyor. Bazı araştırmalar büyük farklılıklar olmadığını iddia ederken diğer araştırmalar ise kadınların beyinlerinin işleyiş biçiminin sonucunda kadınların sosyalleşme eğiliminin daha yüksek olduğunu iddia ediyorlar.

Julie Jargon tarafından 24 Eylül’de The Wall Street Journal için yazılan bir makalede, hem kız hem de erkek çocuklarının teknoloji ile etkileşime girme biçiminde farklılıklar görüldüğüne dikkat çekiliyor. Genellikle erkek çocuklar video oyunlarına yönelirken kız çocukları sosyal medyada doyasıya gezinmek için daha fazla zaman harcıyor.

Daha önce, 2017’de Pew Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir araştırma, kız ve erkek çocukların çeşitli teknolojileri kullanarak harcadıkları zaman göre farklı algılara sahip olduğunu ortaya çıkarmıştı. Araştırma, 13-17 yaş arası kızların yüzde 47’sinin sosyal medyada çok fazla zaman harcadıklarını, genç erkeklerin ise yüzde 41’inin zamanlarının büyük kısmını video oyunları için verdiklerini söylüyordu.

Pew Araştırma Merkezi’nin bulgularında eksik olan bir şey bulunuyordu. Bu durumun neden kaynaklandığı araştırmacılar tarafından ortaya konamamıştı. 2018’de, Çin’deki çeşitli üniversitelerden toplanan araştırmacılar, oyunlara verilen sinirsel tepkilerde cinsiyete bağlı olarak gerçekleşen farklılıkları bulmak için iş birliği yaptı. MR makinelerini kullanarak genç erkek ve kadın oyuncuların beyinlerinde gerçekleşen tepkileri inceleyen araştırmacılar, beynin bağımlılık ve ödül duygusuyla ilişkili kısımlarına odaklandı.

Sonuçlar, erkeklere video oyunları oynayan insanların fotoğrafları gösterildiğinde, beynin bağımlılığa neden olan kısmının, bir kadının beyninin bu bölümlerinden daha yüksek aktivasyon seviyeleri gösterdiğini ortaya koymuştu. Araştırmacılara göre bu sonuçlar, erkeklerin internet üzerinden oyun oynama bozukluğu geliştirmeye kadınlardan biyolojik olarak daha fazla eğilimli olabileceğini gösteriyordu. Kızların nadiren video oyunlarına bağımlılık belirtileri gösterdiği keşfedilse de, bağımlılık yapan sosyal medya uyaranlarına video oyunlardan daha fazla duyarlı oldukları ortaya kondu. Aynı araştırmanın içerisinde yapılan bir ankete göre ise, ABD’deki kadınların yüzde 78’i sosyal medyaya günde en az bir kez girdiğini belirtirken, erkeklerin yüzde 65’i günde en az bir kere sosyal medyaya giriyor.

Julie Jargon’un makalesi, yapılan bu çalışmalardan yola çıkarak kadın ve erkek beyinlerinin farklılıklarına değiniyor. Ayrıca makale, kadınların kendilerini daha fazla özümseme duygusuna sahip olduklarını da belirtiyor. Julie Jargon’a göre kadınlar genellikle arkadaşlarının sosyal medyadaki güncellemelerine erkeklere göre daha fazla ayak uydurma ihtiyacı hissediyor. Bu, Facebook ve Instagram gibi uygulamaların kullanıcılarını platformda bağlı tutmak için tasarlanması gerçeğiyle birleştirildiğinde, kırılması neredeyse imkânsız bir alışkanlığa dönüşüyor.

Ortalama olarak, insanlar her gün telefonlarıyla dört saat harcıyorlar ve uygulamalar, beynimizi manipüle etmek için mümkün olduğunca uzun süre platformlarında kalmamızı sağlayacak şekilde tasarlanıyor. Sosyal medya ve teknolojiyle olan ilişkimizin ne boyutta olduğunu öğrenmek için ise bilimsel olarak insan beyninin incelenmesi bize bu konuda ipuçları verecektir.