Memelilerde Bulunan Bir Yeteneğin Kanser Tedavisinde Kullanılabileceği Ortaya Çıktı

Bazı memelilerin hamileliklerini durdurabildiğini biliyor muydunuz? İşte 'embriyonik diyapoz' olarak bilinen bu işlem, günümüzde insanların yeni kanser tedavileri geliştirmesine yardımcı olabilir.

Hamileliği en doğru zamanda doğum yapmak üzere durdurmak, günümüzde bir bilim kurgu konusu olabilir ancak bu durum, günümüzde birçok memelide embriyonik diyapoz (embryonic diapause) olarak bilinen gerçek bir şeydir. Embriyonik diyapoz, memeliler için oldukça önemlidir.

Bilim insanları, bazı hayvanların bu yeteneğe sahip olduğunu 1850’li yıllardan beri biliyorlardı ancak günümüzde ilerleyen teknoloji sayesinde artık memelilerin bu yeteneği; insan hamileliği, kök hücreler ve kanser hakkında önemli veriler elde edilmesini sağlayabilir.

Hayvanlar hamileliklerini nasıl durduruyor?

130’dan fazla memeli türü, hamileliğini durdurabilme yeteneğine sahip. Durdurma işlemi; birkaç gün de olabiliyor, 11 ay kadar da. Birçok türde ise bu durum, embriyo 80 hücreden oluşan ufak bir top şeklini aldıktan sonra gerçekleşiyor. Yani embriyo rahim içine tutunmadan önce hamilelik duruyor.

Hayvanların hamileliklerini durdurabilmeleri, iki yolla mümkün olabiliyor. İlk yol, doğumdan hemen sonra çiftleşmek. Böylece yeni doğan bir bireye bir şey olması durumunda yedek bir hamilelik sağlanıyor. Emzirmenin stresi, emzirme sırasında hamilelikte bir duraklamayı tetikliyor. Genç birey emzirmeyi kesince ikinci hamilelik devam ediyor.

İkinci yol ise gebeliği doğru zaman gelene kadar duraklatmak. Mesela vizonlar, mart ayının başlarında çiftleşir ancak hamileliklerini 21 Mart sonrasına kadar durdurur. Bu tarihten itibaren gezegenimizin kuzeyinde günler uzamaya başlar. Böylece doğacak gençlerin kış zamanı büyümemeleri sağlanır.

Diyapozdan ne öğrenebiliriz?

Embriyonik diyapoz, ilk defa 1854 yılında Avrupa’daki avcıların geyiklerdeki hamileliğin normalden uzun sürdüğünü fark etmeleriyle keşfedildi. Bilim insanları bu durumdan büyülendi ve diyapoz, o zamandan beri memeli hayvanları daha çok anlamamızı sağladı.

Bu işlemin hangi moleküler seviyede gerçekleştiği bugün bile sırrını koruyor. Bugüne kadar diyapozu yapabilen hiçbir tür arasında bir bağlantı bulunamadı. Daha da garip olan şey, embriyonik diyapozu kontrol eden hormonlar da tüm memeli türlerinde değişiklik gösteriyor.

Yapılan araştırmalar, hangi hormonların rahmi etkilediğinden bağımsız olarak rahim ve embriyo arasındaki moleküler sinyalin korunduğunu ortaya çıkardı. Tabii bu durum, şu anda yalnızca vizon, fare ve tammar kanguruları için geçerli.

Bundan da öte Polonyalı araştırmacılar, bu işlemi daha da ileri taşıdılar. Diyapoz yapamayan bir tür olan koyundan aldıkları embriyoyu bir farenin rahmine koydular. Daha sonra farenin rahmine koyulan embriyolar yeniden koyunun rahmine aktarıldı. Bu işlem sonrasında ise herhangi bir yan etki gözlemlenmedi.

Bu araştırmadan çıkarılacak en eşsiz sonuç ise şu şekilde: 'Her memeli, farklı yollarla hamileliğini durdurabilme şansına sahip. Biz insanlar da bir memeli olduğumuza göre insanlarda hamileliği durdurmak teorik olarak mümkün olabilir.'

Hamileliği durdurabilir miyiz?

Hamileliği durdurmanın insanların hayatında yer almayacağını söyleyebiliriz çünkü bunu yapabilmek için bir insanın hamile olduğunu beş gün içinde anlaması gerekiyor fakat memelilerdeki duraklatmayı anlamanın sağlıklı embriyolar yetiştirmede faydalı olabilecek birçok yanı bulunuyor.

Mesela bir embriyonun diyapoza girdiği zaman, tüp bebek işleminde embriyonun anne rahmine aktarıldığı zamanla aynı. Diyapoz, embriyoları nasıl en iyi şekilde yetiştirebileceğimizi ve hangi embriyonun taşınmak için en iyi seçim olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor.

Bir yandan da diyapoz, daha iyi kök hücreler yetiştirmemizi ve yeni kanser tedavileri bulmamıza da olumlu etki ediyor. Bilim insanları tarafından şimdiye kadar izole edilen ilk kök hücre, diyapozda olan bir fare embriyosundan alınmıştı. Kök hücreler de diyapozda olan bir embriyoya oldukça benziyor.

Dolayısıyla diyapozun moleküler seviyede nasıl çalıştığını anlamak, hücre bölünmesini durduran veya tümörlü kök hücreleri belirleyen yeni tedavileri geliştirmemize katkı sağlayabilir.