Her markayı yansıttığı imajla tanıyoruz. Kimisi güvenin, kimisi uygun fiyatın, kimisi yenilikçiliğin, kimisiyse dayanıklılığın. Liste uzayıp gitse de ana fikri anladınız. Her markanın adını duyurduğu bir alan var ve bu markalar sektörlerinde belli bir kaliteyi simgeliyor.
Öyleyse Vestel ve Arçelik gibi sektörlerinde belirli bir kaliteyi simgeleyen markalar neden nispeten daha düşük kaliteli markaları da üretiyorlar?
Örneğin Finlux Vestel’in, Altus’sa Arçeliğin çatısı altında üretiliyor.
Yine bu iki marka üzerinden örnek verecek olursak Luxor, Finlux ve Regal Vestel çatısı altında üretiliyor.
Altus, Grundig ve Hotpoint’se Arçelik çatısı altında üretilmekte.
Benzer bir durum Türk Hava Yolları ve AJet için de geçerli.
Lafı dolandırmayalım. Bunun olası sebeplerinden biri her bütçeden müşteriye hitap edebilmek.
Kaliteli ve adı duyulmuş bir marka olmak, genellikle yüksek fiyatlara sahip olmakla ilişkilendirilir. Ancak her tüketici bu fiyatları ödemeye istekli veya maddi olarak yeterli olmayabilir.
Bu sebeple Vestel gibi büyük markalar Finlux ve benzeri alt markalar çıkartarak daha düşük gelir düzeyine sahip tüketicilere hitap etmeyi amaçlar.
Bu sayede, markalar farklı fiyatlar sunarak rakipleriyle rekabet eder ve pazarın daha geniş bir kesimine hitap edebilir.
“Düşük fiyatlı ürünü kendi ismiyle niye sunmuyor?” diyorsanız bu da bizi ikinci sebebe getiriyor. İmaj!
Şirketler, ana markanın lüks veya yüksek kalite imajını korumak için, daha düşük kaliteli veya daha uygun fiyatlı ürünler genellikle farklı bir marka adı altında sunuyor.
Bu sayede ana markanın imajını zedelemeden farklı tüketici segmentlerine ulaşılmayı amaçlıyorlar.
Özetle markalar, düşük veya yüksek her gelir grubundan insana satış yapmayı amaçlıyorsa ve bunu yapmak için kendi ana markasının var olan duruşunu bozmak istemiyorsa düşük segment ürünleri farklı bir marka adı altında tüketicilere sunmayı tercih ediyor.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: