İran ile ABD arasındaki gerilim seneler boyunca bir tırmanıp bir düşse de hiçbir zaman tamamen durulmamıştı. Ancak dünya siyasetini bir anda hareketlendirmeye başlayan son olay, iki ülke arasındaki tansiyonu doruk noktasına ulaştırdı.
ABD, geçtiğimiz günlerde İran’ın en güçlü ikinci figürü olarak görülen İranlı general Kasım Süleymani’ye bir suikast düzenledi. Dünya gündemine bomba gibi düşen bu olay sonrası herkes gözünü İran’dan gelecek cevaba çevirdi. Wired’da yer alan dosya habere göre İran’ın cevabı askeri hacker'lar olacak.
Askeri hacker'lar
RAND’da bir siyaset bilimcisi olan Ariane Tabatabai’ye göre İran’ın cevabı, diğer olasılıklarla birlikte yıkıcı siber saldırılar olacak. Siber saldırıların oldukça muhtemel olduğunu dile getiren Tabatabai, İran’ın askeri kaynaklarının yoksullaştığını, nükleer silahlarının ya da ittifak yapabileceği güçlü devletlerin olmadığını söyledi.
İran, siber savaş kapasitesini 2007’den bu yana güçlendirmeye devam ediyor. İran’ın böyle bir strateji izlemesinin sebebiyse 2007 yılında ABD ve İsrail ortaklığında gerçekleştirilen bir operasyonla, Stuxnet adı verilen bir zararlı yazılımın Natanz uranyum zenginleştirme tesisine yerleştirilmesi. İran, yaşanan bu olaydan sonra siber alandaki yatırımlarına büyük ağırlık vermeye başladı.
New America Foundation’da siber güvenlik stratejisti olan Peter Singer, Stuxnet’ten sonra İran’ın hükümet genelinde birçok birim oluşturduğunu dile getirdi. İranlı hacker'ların bu zaman kadar gizlilik ve reddedilebilirlik gibi sebepler nedeniyle kontrol altında tutulduğunu ancak bu durumun artık ortadan kalktığını söyleyen Singer “Bu kuvvetler, ABD’dekilerle denk güçte değil ancak ciddi hasarlar verebilecek kapasiteye sahip” ifadelerini kulalndı.
Wiper
Wired’da yer alan habere göre İranlı hacker'lar, 'wiper' denilen zararlı bir yazılım kullanarak geçtiğimiz yıllarda çeşitli saldırılar düzenlemişlerdi. Bu yazılım, hedef alınan ağ içerisinde mümkün olduğunda fazla bilgisayarı yok etmek için tasarlandı.
İran, bu yazılımı kullanarak 2012 yılı içerisinde bir siber saldırı düzenlemiş ve Saudi Aramco’nun 30 bin bilgisayarını yok etmişti. Iranlı hacker'lar, 2014 yılında İran’a nükleer silahla vurma tehdidinde bulunan Sheldon Adelson’un şirketi Las Vegas Sands’e aynı yazılımla saldırmıştı. İranlı hackler, ayrıca son zamanlarda özel sektöre de bazı saldırılar düzenlemişti.
İran’ın daha önce Las Vegas Sands’e yaptığı saldırı haricinde ABD’ye bir siber saldırıda bulunmadığını söyleyen Tabatabai “İran, Amerikalıların ya da Avustralya veya NATO gibi ABD müttefiki kuvvetlerin arkasından gitmek konusunda gönülsüzdü ancak gerçekleştirilen saldırı sonrası bu değişirse şaşırmazdım” ifadelerini kullandı.
APT33 gibi İranlı hacker gruplarını gözlemleyen siber güvenlik şirketleri, tek potansiyel tehdidin wiper saldırıları olmadığını söylerken Enerji Bakanlığı ve ABD Ulusal Laboratuvarları gibi noktaları da hedef alabileceklerini söyledi. Uzmanlar, buralara yapılacak saldırıların sabotaj için kullanılabileceğini dile getirdi.
Bazı güvenlik araştırmacıları, İran’ın direkt olarak endüstriyel kontrol sistemlerini hedef alan hacking kabiliyetleri geliştirdiğini söyledi. Microsoft, kasım ayında yaptığı açıklamada APT33’ün endüstriyel kontrol sistemi tedarikçilerinin ağlarına erişmeye çalıştığını bildirmişti.
Siber güvenlik şirketi Dragos’tan Joe Slowik, İran’ın endüstriyel kontrol sistemlerini hedef almayı amaçladığını ancak halen bu tür sofistike saldırıları gerçekleştirebilecek kadar hazır olmadıklarını ifade etti. İran’ı gözlemleyen uzmanlar, Süleymani’nin suikastı sonrası gerçekleştirilecek siber saldırıların bir son olmayacağını da söylüyor.
