Kanatlı planörler ve kuşlardan ilham alarak geliştirdiği kanat çırpan uçak modelleri ile deneyler yapan Lilienthal, 1896 yılında bu deneylerinden birinde planöründe meydana gelen bir problem ile yere çakılır. Omurgası kırılan ve durumu ağır olan Lilienthal, kazadan sonra sadece 1 gün daha yaşayabilir.
'Bu gemiyi tanrı bile batıramaz' diye lanse edilen meşhur Titanic'in tasarlayıcısı Thomas Adrews, 15 Nisan 1912'de meydana gelen kaza sonucu batan gemide hayatını kaybeden 1,500'den fazla yolcudan biridir.
Radyoaktivite üzerine yaptığı çalışmalar ile hem 1903, hem de 1911 yılında Nobel Ödülü alarak iki Nobel Ödülü kazanan ilk bilim insanı olan Marie Curie, polonyum ve radyum elementlerini de keşfeden kişidir. Ne var ki o dönemlerde radyoaktivitenin zararları bilinmediğinden Curie'nin adını tarihe altın harflerle yazdıran buluşları, aynı zamanda onun sonu olmuştur.
Otomobilin icat edilmesinden sonra 'uçan otomobil' fikri sürekli olarak insanların hayallerini süslemiş ve geleceğe dair yapılan tahminlerde her zaman uçan arabalar kendilerine yer bulmuşlardır. İşte bu konuda hayalleri olan ve bu hayalini gerçeğe dönüştürmeye çalışan kişilerden biri de Henry Smolinski'dir. Ford Pinto model bir arabayı yaptığı kanat ve pervane eklemeleri ile uçan otomobile dönüştüren Smolinski, test uçuşu sırasında hayatını kaybetmiştir.
Otomobillerin giderek popülerleşmeye başladığı dönemlerde sektöre atılan ve 1896 yılında 'Stanley Steamer Automobile' isimli bir otomobil üreten Francis Edgar Stanley, 1918 yılında kendi ürettiği araç ile yaptığı bir kazada hayatını kaybetmiştir.
Endüstrinin gelişmesinde önemli bir rol oynayan baskı makinelerinin ilk modern versiyonlarından birini geliştiren William Bullock, 1867 yılında bu makineler sebebi ile hayatını kaybeden ya da sakat kalan pek çok işçi ile aynı kaderi paylaşmış ve ayağının makineye sıkışması sonucu hayatını kaybetmiştir.
Fransız bir terzi oaln Franz Reichelt, kendi tasarladığı giysi şeklindeki paraşütünden o kadar emindi ki, test için 1912 yılında Eyfel Kulesi'nden atlamaya karar verdi. Polislerden izin alamayan Reichelt, paraşütü bir kukla üzerinde kullanacağını söyleyerek sonunda polisleri geçmeyi başardı. Fakat atlayışı kendi gerçekleştiren Reichelt'in uçuşu başarısız oldu.
1984 yılında özel bir varil ile Niagara Şelalesi'nden aşağıya atlayan ve sağ olarak kurtulan Karel Soucek, bir sene sonra bu başarısını bir üst seviyeye çıkarmak istedi. Houston Astrodome adını verdiği kendi tasarımı bir varil hazırlayan Soucek, 35.000 kişinin önünde varili ile yine bir şelale gösterisi yaptı. Ancak varilin kenarı darbe alınca altında bulunan ve Soucek'in düşünün yavaşlatması gereken su depoları da bir işe yaramadı. Oldukça sert bir düşüş yaşayan Soucek'in, varilden dışarı çıkarıldığında kafatası kırılmış, göğsü ve karnı ise ezilmişti.
Bir Çin efsanesine göre Ming Hanedanlığı döneminde yaşamış bir devlet görevlisi olan Wan Hu, Ay'a gitmek istedi. O dönemlerde (1200'lü yıllar) Çinliler roketleri çoktan kullanmaktaydılar ve bu roketler Wan Hu'nun Ay yolculuğu için seçtiği şeylerdi.
Bir sandalyeye tam 47 barut dolu roket bağlayan Wan Hu'nun amacı, bu roketlerin itiş gücü ile Ay'a ulaşmaktı. Efsaneye göre barutları yakmak için görevlendirilen 47 asker, fitilleri ateşlediğinde muazzam bir patlama meydana geldi ve Wan'ın cesedi adeta ortadan kayboldu. Wan Hu'nun bu hikayesinin ne denli doğru olup olmadığı bilinmiyor ancak onun anısına Ay'da bulunan kraterlerden birine Wan-Hoo ismi verilmiştir.
