Kurtuluş Savaşı’nın Hedeflerini Ortaya Koyan ve Ülkemizin Sınırlarını Belirleyen ‘Misak-ı Milli Kararları’ Nelerdir?

15
3
2
1
0
Ülkemizin düşman işgali sonrası başlatılan Kurtuluş Savaşı’nın siyasi manifestosu olarak kabul edilen Misak-ı Milli kararları, aynı zamanda sonraki yıllarda Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikasını da belirlemiştir. Bilinenin aksine son Osmanlı meclisi tarafından yayımlanmış olan Misak-ı Milli kararları nelerdir yakından bakalım ve maddeler halinde Misak-ı Milli kararlarını görelim.

Birinci Dünya Savaşı sonrası Osmanlı İmparatorluğu’nun işgal süreci hızlanmış ve elimizde kalan son topraklar olan Anadolu da düşmanlar tarafından işgal edilmiştir. Bunun üzerine Mustafa Kemal’in başlattığı Kurtuluş Savaşı sonrası yapılan kongreler neticesinde bu mücadelenin siyasi yapısını tüm dünyaya duyurmak adına, Misak-ı Milli kararları adı verilen altı maddelik bir bildiri yayımlanmıştır.

Kurtuluş Savaşı’nın siyasi bir manifestosu olarak kabul edildiği için pek çok kişi Misak-ı Milli kararlarını Millet Meclisi’nin duyurduğunu düşünür ancak bu bildiri, Mustafa Kemal Paşa’nın yönlendirmesi ile son Osmanlı meclisi olan Meclis-i Mebusan tarafından yayımlanmıştır. Bu kararlar, sonraki yıllarda Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikasını da belirlemiştir. Gelin Misak-ı Milli kararları nelerdir yakından bakalım ve maddeler halinde Misak-ı Milli kararlarını görelim.  

Temelden başlayalım, Misak-ı Milli nedir?

Milli Misak olarak da anılan Ulusal Yemin anlamına gelen Misak-ı Milli, 28 Ocak 1920 tarihinde son Osmanlı meclisi Meclis-i Mebusan tarafından yayımlanmış olan altı maddelik bir bildiridir. Ahd-i Millî Beyannâmesi adıyla yayımlanan ve daha sonra Misak-ı Milli olarak anılan bu bildiri, Kurtuluş Savaşı’nın siyasi yapısını ortaya koyan bir metin olarak tüm dünyaya duyurulmuştur.

Misak-ı Milli

Misak-ı Milli kararlarının hazırlık ve kabul süreci:

Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919 yılında Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşı’nı resmen başlattıktan sonra 22 Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum Kongresi ve 4 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresi yapılmıştır. Sivas Kongresi’nde alınan kararlar sonrası Osmanlı hükümeti değişmiş ve yerine Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin önerdiği adaylardan oluşan bir hükümet gelmiştir.

Son Osmanlı meclisi Meclis-i Mebusan’ın yeni üyeleri 1920 yılının Ocak ayında ikişerli üçerli gruplar halinde gizlice Ankara’ya gelerek Mustafa Kemal Paşa ve meclis kurulmadan önce milli mücadelenin yürütme organı olan Heyet-i Temsiliye üyeleriyle görüşmüşlerdir. Bu görüşmede onlara Misak-ı Milli kararları sunulmuştur. Trabzon mebusu Hüsrev Sami Bey, imzalı metni yine gizlice İstanbul’a götürmüştür.

Misak-ı Milli

Misak-ı Milli kararları ne zaman ve nerede alındı?

Misak-ı Milli kararları 28 Ocak 1920 tarihinde kabul edilerek yayımlanmış olsa bile aslında bu kararların alınması Sivas Kongresi sırasında gerçekleşmiştir. En azından temelleri burada atılmıştır. Sonrasında Mustafa Kemal Paşa ile birlikte Heyet-i Temsiliye üyeleri tarafından üzerinde son çalışmalar yapılmış ve bu haliyle Meclis-i Mebusan üyelerine sunulmuştur.

Meclis-i Mebusan, 12 Ocak 1920 tarihinde Misak-ı Milli üzerinde çalışmalara başlamıştır. Ankara’dan sekiz madde olarak alınan metin, bu görüşmeler sonucunda altı maddeye düşürülmüştür ve 28 Ocak 1920 tarihinde yapılan kapalı bir meclis oturumunda kabul edilmiştir. Ahd-ı Millî Beyannamesi adıyla kabul edilen bu metin, 12 Şubat 1920 tarihinde tüm dünya parlamentoları ve basın ile paylaşılmıştır.

Misak-ı Milli kararlarının alınmasının ardından kısa bir sonra son Osmanlı meclisi Meclis-i Mebusan 11 Nisan 1920 tarihinde resmen kapatılmıştır. Sonrasında hepimizin bildiği gibi 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmıştır. Bu açıdan baktığımız zaman Misak-ı Milli kararlarını alarak Meclis-i Mebusan kendi sonunu hazırlamış ve Türkler için yeni bir dönemin kapılarını aralamıştır. 

Misak-ı Milli

Misak-ı Milli hakkındaki şüpheler ve değiştirilen maddeler:

Misak-ı Milli, Ankara’da sekiz madde olarak hazırlanmış ancak İstanbul’da altı madde olarak kabul edilerek bu şekilde yayımlanmıştır. Orijinal metinde bulunan savaş suçlularının cezalandırılmasına ilişkin madde, son metinde çıkarılmıştır. Orijinal metinde iki ayrı madde olarak bahsedilen mütareke sınırları ve Müslüman halkın bölünmezliği, son metinde tek madde olarak geçmektedir. Orijinal metinde Milletler Cemiyeti’nin önemini vurgulayan bir başka madde de son metinde yer almamaktadır.

Meclis-i Mebusan zabıtlarında Misak-ı Milli kararları hakkında herhangi bir kayıt olmaması şüpheli bir durum olarak görülmüş ve bu kararları tüm meclisin değil, yalnızca Felah-ı Vatan grubunun onayladığı düşüncesini doğurmuştur. Misak-ı Milli kararlarında bir imza listesi olmadığı için dönemin Birleşik Krallık Büyükelçisi Sir Horace Rumbold, bu kararların geçerliliğinden kuşku duyduğunu söylemiştir. 

Misak-ı Milli sınırları:

  • Batı Trakya
  • On İki Ada
  • Kars, Ardahan ve Batum
  • Halep Vilayeti
  • Musul Vilayeti
  • Deyr-i Zor Sancağı
  • Kıbrıs

Misak-ı Milli

Maddeler halinde Misak-ı Milli kararları:

  • Madde 1: Osmanlı Devletinin, özellikle Arap çoğunluğunun yerleşmiş olduğu, 30 Ekim 1918 günkü Silah Bırakışması (Mondros Ateşkes Antlaşması) yapıldığı sırada, düşman ordularının işgali altında kalan kesimlerinin geleceğinin, halklarının serbestçe açıklayacakları oy uyarınca belirlenmesi gerekir; söz konusu Silah Bırakışması çizgisi içinde, din, soy ve amaç birliği bakımlarından birbirine bağlı olan, karşılıklı saygı ve özveri duyguları besleyen soy ve toplum ilişkileri ile çevrelerinin koşullarına saygılı Osmanlı - İslam çoğunluğunun yerleşmiş bulunduğu kesimlerin tümü, ister bir eylem, ister bir hükümle olsun, hiç bir nedenle, birbirinden ayrılamayacak bir bütündür. 
  • Madde 2: Halkı, özgürlüğe kavuşunca, oylarıyla Anavatana katılmış olan üç İl (Kars, Ardahan ve Batum) için gerekirse yeniden halkın serbest oyuna başvurulmasını kabul ederiz 
  • Madde 3: Türkiye ile yapılacak barışa değin ertelenen Batı Trakya’nın hukuksal durumunun belirlenmesi de, halkının özgürce açıklayacağı oya göre olmalıdır. 
  • Madde 4: İslam Halifeliğinin ve Yüce Saltanatın merkezi ve Osmanlı Hükümetinin başkenti olan İstanbul kenti ile Marmara Denizinin güvenliği her türlü tehlikeden uzak tutulmalıdır. Bu ilke saklı kalmak koşulu ile; Akdeniz ve Karadeniz Boğazlarının dünya ticaret ve ulaşımına açılması konusunda, bizimle birlikte, öteki tüm Devletlerin oybirliği ile verecekleri karar geçerlidir. 
  • Madde 5: Müttefik Devletler ile düşmanları ve onların kimi ortakları arasında yapılan antlaşmalardaki ilkeler çerçevesinde, azınlıkların hakları, komşu ülkelerdeki Müslüman halkların da özdeş haklardan yararlanması umudu ile, bizce de benimsenip güvence altına alınacaktır. 
  • Madde 6: Ulusal ve ekonomik gelişmemize olanak bulunması ve, daha çağdaş biçimde, düzenli bir yönetimle işlerin yürütülmesini başarmak için; her devlet gibi, bizim de gelişmemiz koşullarının sağlanmasında, bütünüyle bağımsızlığa ve özgürlüğe kavuşmamız ana ilkesi varlık ve geleceğimizin temelidir. Bu nedenle siyasal, yargısal, parasal vb. alanlarda gelişmemizi önleyici sınırlamalara [Kapitülasyonlar] karşıyız. Saptanacak borçlarımızın ödenmesi koşulları da bu ilkelere aykırı olmayacaktır. 

Son Osmanlı meclisi tarafından yayımlanan, Kurtuluş Savaşı’nın siyasi bildirisi olarak kabul edilen ve sonraki yıllarda Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikasının temellerini belirleyen Misak-ı Milli kararları nelerdir sorusunu yanıtlayarak bu önemli metin hakkında bilmeniz gereken detaylardan bahsettik. Konu hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz. 

15
3
2
1
0
Emoji İle Tepki Ver
15
3
2
1
0