Normalde Aklımızın Ucundan Bile Geçmeyecek 8 İlginç Bilimsel Fikir

29
7
5
1
0
Yeni bilimsel gelişmeler, 21. yüzyılda olmamıza rağmen insanları büyülemeye devam ediyor. Ölümsüzlüğün sırrından Mars'ta yaşama kadar bir dizi bilimsel fikir, günümüzde bilimin tam olarak çözemediği konular olarak insanların hayallerini süslüyor. Gelin bu fikirlerden bazılarına yakından bakalım.

19. yüzyılda başlayan ve 20. yüzyılda hız kesmeden devam eden bilimsel devrim, bugün günlük hayatımızda kullandığımız birçok şeyin temelini oluşturuyor. Elektromanyetizma, petrokimya endüstrisi, uzay teknolojileri ve daha nicesi, 21. yüzyılda insanların hayatını kolaylaştıran şeylerin açığa çıkmasını sağlıyor.

Peki normalde insanların hayal bile edemeyeceği bilimsel fikirler hâlâ var mı? Yapay zekâ ve otomasyon, bilim kurgu kitaplarından ve filmlerinden çıkıp insan hayatına karışabilecek mi? Science Focus'tan Daniel Bennett, insanlığın hayallerini süsleyen 8 bilim fikri sıraladı. İşte şu anda gerçek olduğunu hayal bile edemediğimiz 8 bilimsel fikir.

1. Karanlık madde ayaklarımızın altında olabilir:

Karanlık madde

Evrenin büyük bir kısmı karanlık maddeden oluşuyor. Sorun şu ki henüz onu bulabilmiş değiliz. Gök bilimciler, evrende bildiğimiz maddenin beş katı kadar karanlık madde olması gerektiğini hesaplıyorlar.

Onlarca yıldır uzayda bulunamayan karanlık madde, aslında ayaklarımızın altında olabilir. ABD'li ve Avrupalı bilim insanlarından bazılar, zayıf etkileşimli büyük kütleli parçacıkları (WIMP) arayan detektörlerin bu parçacıkları yanlış yerde aradığını düşünüyorlar. Astrofizikçiler, WIMP'leri antik kayalarda bulabileceklerini ileri sürüyorlar. Bilim insanları, hâlâ var olan sondaj kuyularını kullanarak 10 kilometre derinliğe inip WIMP'lerin izini sürecekler. İlk sonuçların 2025 yılında ortaya çıkması bekleniyor. 

2. Yapay zekâ insanları alt edebilecek mi?

Yapay zeka

Günümüzdeki yapay zekâ sistemleri oldukça gelişmiş durumda. Bu makineler; bizim yerimize problem çözüyor, satrançta bizi yeniyor, devasa verileri saniyeler içerisinde işleyebiliyor.

Tüm bunlara rağmen bu makineler, insan olmanın yakınından bile geçemiyor. İnsan gibi biyolojik yaratıklar, bizim robotları eğittiğimiz gibi statik bir şekilde eğitilmiyor. İnsan, öğrenebilmek için 3,5 milyar yıllık bir sürece ihtiyaç duydu. Yapay zekânın böyle bir yeteneği bulunmuyor. Onların yaptıkları, çoğunlukla verileri sınıflandırmaktan ve tahminden ibaret. Üstelik robotlar, kendileri için önceden tasarlanmış senaryolara göre davranıyor ve bu senaryoları değiştirme kabiliyetinin çok uzağındalar.

3. Gebelik olmadan doğum:

Doğum

Erken doğum sonucu dünyaya gelen bebeklerin ölüm oranı ve ilerleyen yaşlarda sağlık sorunları yaşama ihtimali, normal zamandaki doğumlara göre hayli yüksek. Yapay rahimle dünyaya gelen bebek fikri, bir süredir bilim insanlarının aklını kurcalıyor. Geçen ekim ayında Hollandalı bilim insanları, yapay rahim üretim cihazı geliştirmek için 2,9 milyon euroluk bir ödenek aldıklarını duyurmuşlardı.

Öte yandan daha önce cenin hâlindeki kuzuların ana rahminden alınıp yapay amniyotik sıvının bulunduğu bir yapıya yerleştirilmesi başarıyla sonuçlanmıştı. Bu yapay rahme konan kuzu cenini büyümeyi başarmıştı.

4. Ölümsüzlüğe adım adım:

Ölümsüzlük

Beyin ölümü, geri döndürülemez bir süreç. Yaşlanırız, ölü sinir hücrelerimizin yerine yenisi gelmez ve yavaş yavaş ölüme yaklaşırız. En azından şu ana kadar bildiğimiz şey buydu. Yale Tıp Fakültesi'nden araştırmacılarsa ölü domuzların beyinleri üzerinde yaptıkları deneyler sonucunda, 32 domuzun beynini canlandırmayı başardılar.

Bilim insanları, bu deneyi ölü organları kendi hazırladıkları bir sisteme bağlayarak başardılar. Sistemde oksijensizlikten dolayı ölen hücreleri yeniden canlandıran bir madde bulunuyordu. Bu madde, beyin hücrelerinin enerji üretme ve atıkları boşaltma özelliklerini yeniden elde etmesini sağladı.

5. Mantarlar dünyayı kurtarabilir:

Mantar

Mantarların gündelik hayatımıza bu kadar girebileceği kimin aklına gelirdi? Bu ilginç canlıların hazım için ürettiği misel (emeç) adı verilen özel iplikler, bilim insanlarını heyecanlandırmış durumda. Mantarlar; patates kabuklarından, tekstil ürünlerinden hatta sanayi atıklarından bile elde edilebilir.

6. Mars'ta hayat:

Mars

Mars'ta yaşam, bugün bile bilim insanlarının en önemli araştırma konularından birisi. Bir bilim insanıysa Mars'ta yaşamı 1970'li yıllarda bulmuş olduğumuzu düşünüyor. 1976'daki Viking programında yapılan deneylerdeki mikroorganizmaların besin tükettiği ve dışarıya karbondioksit gazı verdiği belirtiliyor. İddianın sahibi Gilbert Levin.

7. Bitkiler bilince sahip olabilir:

Bezelye

Bilim insanları, bitkilerin de bilince sahip olabileceğini düşünüyor. Pavlov'un köpeği deneylerine benzer şekilde Sidney Üniversitesi'nden bir araştırmacı, bezelyenin Y şeklindeki bir labirentte mavi ışığa doğru yöneldiğini keşfetti. Sonrasında mavi ışığın yanına bir fan koyuldu, mavi ışık oradan kaldırıldı. Buna rağmen bezelye, fan ile mavi ışık arasındaki bağı keşfetti ve fana doğru yönelmeye devam etti.

8. Yaşlanmaya son:

Yaşlılık

ABD'li bir bilim insanı, yaşlılığın etkilerini tersine çevirecek tartışmalı bir deney üzerinde çalışıyor. Ölüme yakın fareleri 'fabrika ayarlarına döndüren' deney, etik sorunları da beraberinde getiriyor zira bilim insanı, deneklerin DNA'sını 'yeniden programlıyor' ki bu da genetik manipülasyon anlamına geliyor.

Listedeki fikirler hakkındaki düşüncelerinizi ve kendi ilginç fikirlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşabilirsiniz.

Kaynak : https://www.sciencefocus.com/list/wildest-ideas-in-science/
29
7
5
1
0
Emoji İle Tepki Ver
29
7
5
1
0