Bir film izlediğimizde genel olarak kahramanlar ön plana çıkartılır. Her zaman onlar haklıdır, hep doğru şeyleri yaparlar. Kötü karakterler ise gerçekten kötüdür. Çoğu filmin mantalitesi bu şekildedir, ancak biliyoruz ki bir filmin iyi olması için kötü karakterin de mantıklı bir hikayeye sahip olması gerekiyor. Muhtemelen sizler de benim gibi Avengers'ın son iki filmini izlerken her ne kadar Thanos'a kızıyor olsanız da adamın bir noktada haklılık payının bulunduğunu içinizde hissettiniz.
Özellikle filmlerde kötü karakterleri sevme hissine çok daha kolay bir şekilde kapılabiliyoruz, çünkü ölümlerin gerçek değil bir kurgudan ibaret olduğunu biliyoruz. Bir de kaliteli filmlerde gördüğümüz kötü karakterler iyi işlenmiş ise kendimizi o karakterin yerine koyup "tamam kötü şeyler yapıyor ama bir haklılık payı da yok değil" dediğimiz oluyor. Bugün sizlere filmlerde izlediğimiz ve yaptıkları eylemde veya kötü olmalarını sağlayan yolculukta çok ufak da olsa haklılık payı var dediğimiz en sevilen kötü karakterleri listeleyeceğiz. Hatta bazı karakterleri o kadar fazla seviyoruz ki filmi asıl izleme amacımız bile olabiliyorlar. Hazırsanız listemize başlayalım.
Aslında haklılık payı da yok değil dediğimiz kötü film karakterleri
- Thanos
- Megatron
- Davy Jones
- Voldermort
- Magneto
- Hector Barbossa
- Joker
- Anakin Skywalker / Darth Vader
- Grindelwald
- Terminator
- Agent Smith
- Tony Montana
- Severus Snape
Aslında olay refah seviyesini artırmak: Thanos
Marvel Sinematik Evreni'nin uzun zamandır işlediği ve altyapısını çok iyi bir şekilde kurduğu kötü karakter Thanos, gerek oyunculuğu gerekse de karakterin alt metniyle sevilen kötü karakterlerden biri. Amacı yaşamı yok etmek yerine kurtarmak olan Thanos, bunu yaparken tüm yaşamın yarısını yok etmeyi amaçlıyor. Zaten karakterimizin kötü olma yolculuğu burada başlıyor. Galaksinin kaynaklarının şu anki yaşam için yetersiz olduğunu söyleyen Thanos, adil bir şekilde evrendeki yaşamın yarısını yok ederse kaynakların yeterli olacağını ve geriye kalanların huzurlu bir şekilde yaşayacağını düşünüyor.
O sadece kendi ırkını kurtarmak istiyordu: Megatron
Transformers serisinde Dünya'nın üzerine kendi gezegenini getirmeye uğraşan Decepticon'ların lideri Megatron'u kötü karakter olarak gördük. Onların karşısında da başlarında Optimus Prime'ın olduğu Autobot'lar vardı. İnsanlara yardım eden Autobot'lar iyi olarak bilindi, ancak işin felsefi boyutuna girersek kimin iyi kimin kötü olduğu karışık bir hale dönüyor.
Sonuçta Megatron'un mücadelesi kendi ırkını kurtarmak için yapılmıştı. İyi olarak bilinen Autobot'lar ise kendi ırkına ihanet edip insanlara yardım ediyorlardı. Bu açıdan bakıldığında kimin iyi kimin kötü olduğu tartışmaya açık bir konuya dönüşüyor. Ayrıca Ceza'nın da Suspus şarkısında "Dikkatli izlersen anlarsın haklı Megatron" diye bir söz geçtiğini de belirtelim.
Sevdiği kadın için kalbini çıkaran bir adam: Davy Jones
Uçan Hollandalı isimli geminin haşmetli ahtapot kaptanı olan Davy Jones, film boyunca kötü karakter olarak kabul edildi. Aslında gerçekten kötü bir karakter olan Jones, buna rağmen yaşadıkları düşünüldüğünde neden kötü olduğu çok daha iyi anlaşılıyor. Sevdiği kadın için kalbini çıkarıp sandığa kapatan bu adam, ölen kişileri diğer tarafa götürmek için çalışıyor. Bu sebeple 10 yılda sadece bir gün karaya çıkabilen bu çılgın kaptan, pek çoğumuzun sevdiği karakterlerden biridir. Ayrıca Davy Jones'u bu listeye almamın ardında beni her dinlediğimde etkileyen muhteşem müziğinin de etkisi bulunuyor.
Kendi türü için mücadele verirken dozajını kaçıran: Voldemort
Harry Potter'ın azılı düşmanı; sayısız insanı öldürdüğü gibi Harry'nin anne ve babasını da öldürüp Harry'i öldürmeye çalışırken mahsur kalmış bir karakter olan Voldemort, pek çok açıdan kötülüğün sembolü. Voldemort'un asıl amacı ise yönetimi devralıp tüm dünyayı yönetmek. Dünyayı muggle'ların (sihir yapamayan normal insan) değil sihirbazların yönetmesi gerektiğini savunan Voldemort, bu amaç uğruna tüm nefretini gösteriyor. Voldemort, listemizdeki en vahşi kötü karakterlerden biri, ancak buna rağmen çok fazla seveni olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Farklılıkları nedeniyle dışlananların koruyucusu: Magneto
X-Men evreninin arafta kalmış karakterlerinden biri olan Magneto, aslında kötü karakter gibi gözükse de kötüyken bile yaptığı şeylerin arasında bazı anlaşılabilir durumları barındıran bir karakter. X-Men, her zaman toplumdan farklı olduğu için dışlanan insanların kendini bulduğu bir evrendir. Mutant olduğu için toplumun dışına itilen karakterlerimiz aslında bizlere çok sağlam bir altyapı sunarlar. Magneto ise bu dışlanmış kişilerin aslında dışlanmaması gerektiğini, güçlü olanların kendileri olduğunu savunan bir karakter. Bu uğurda ise güçlerini kötülük için kullanmaktan çekinmez. Metali kontrol edebilen çok güçlü bir mutant olan Magneto, X-Men evreninin en güçlü karakterlerinden biri olmakla birlikte kötü karakterler sınıfında yer alsa da en sevilenleri arasında da bulunuyor.
Kaptanlığı hak etmediğini kim söyleyebilir ki?: Hector Barbossa
Barbaros Hayrettin Paşa'dan esinlenilerek oluşturulan bu kurgusal karakter, ilk filmde doğrudan kötü bir karakter olarak tanıtıldı bizlere. İlk filmden sonra ise onu genelde iyi tarafta görmeye başladık. Elbette bu konuda bir dipnot sunmak istiyorum: İyiden kastımız bir evrenin iyi olabileceği ölçüde. Asabi tavırları, korkusuz kişiliği ve başarılı yönetim biçimi ile çok sevilen karakterlerden biri olan Barbossa, Karayip Korsanları'nın Jack Sparrow ile birlikte en çok sevilen karakterleri arasında yer alıyor.
Bir insanın kötü olması için tek bir kötü gün yeterli: Joker
DC evreninin efsanevi kötü karakteri olan Joker, pek çok başarılı sinema uyarlamasıyla karşımıza çıktı. Özellikle Nolan'ın The Dark Knight filminde Heath Ledger'ın unutulmaz Joker performansıyla hafızalarımıza kazınan Joker, günümüzün en çok sevilen kötü karakterlerinden biri oldu. Joaquin Phoenix'in Joker'iyle alt metnini de öğrendiğimiz kötü karakterimizin karakter gelişim sürecinde pek çok açıdan kendisine hak vermek zorunda kalıyoruz. Bir insanın kötü olması için tek bir kötü günün yeterli olduğunu bize gösteren Joker, alt metni dışında ne yapacağı bilinmeyen bir karakter olmasıyla da her zaman sevilmiştir.
Her şey fazla sevmekten: Anakin Skywalker / Darth Vader
Star Wars evreninde yer vereceğimiz pek çok sevilen kötü karakter var. Bunun sebepleri arasında filmi izlerken karanlık tarafı tercih eden pek çok insanın bulunması da yatıyor, ancak tüm bunlar arasında her iki tarafta da bulunan bir karakter var ki ilk filmlerin yayınlanmasının ardından yıllar geçmesine rağmen hala çok seviliyor. Evet, Darth Vader'dan bahsediyoruz. Serüvenine Qui-gon Jinn ve Obi-Wan Kenobi'nin Padawanı olarak Anakin Skywalker adıyla başlayan Darth Vader, bir Jedi olma yolunda ilerlerken yaşadığı bazı şeyler onu karanlık tarafa doğru itiyor. Özellikle 1999 ve 2000'lerin başında yayınlanan üçlemede Anakin Skywalker'ın Darth Vader olma yolculuğunu izlediğimiz için bu karakteri çok daha iyi bir şekilde anlayabiliyor ve bazı açılardan hak dahi verebiliyoruz.
Dostluktan düşmanlığa uzanan: Grindelwald
Harry Potter evreninin geçmişinde yer alan kötü karakterlerden biri olan Grindelwald, Voldemort'tan önceki karanlık lord olarak kabul edilir. Öncesinde Albus Dumbledore'un dostu olan Grindelwald, ikilinin aralarının bozulmasının ardından İngiltere'den kaçmıştır. Bu karakterin sevilmesinin ardında pek çok sebep var. Aslında hem kitapta hem de ana filmlerde kendisinden çok yüzeysel söz edilmiştir, ancak bir Harry Potter spin off'u olan Fantastik Canavarlar filminde Grindelwald baş kötü karakter olarak anlatılmaya başlanmıştır.
Kendisine bir ordu kuran Grindelwald, dünyanın en güçlü asası olan Mürver Asa'yı da ele geçirerek gücüne güç katar. Taa ki Dumbledore'la son karşılaşmalarına kadar. Filmde Johnny Depp tarafından hayat verilen karakter, hayranlar tarafından fazlasıyla sevilmiştir.
Demir zırhlı bir kahraman: Terminator
Özellikle ilk filmde kötü bir karakter olarak karşımıza çıkan Terminator, ilk başlarda kötü bir karakter olsa da sonrasında iyi tarafa geçtiğini de gördük. Bunun da etkisiyle karaktere olan sevgi daha fazla artmış oldu.
Herkes gibi o da hayatta kalmayı hedefledi, sadece bir tık fazlası: Agent Smith
Dünyanın en başarılı bilim kurgu filmlerinden olan Matrix'in süper kötüsü olan Agent Smith, Neo'nun baş düşmanı olarak karşımıza çıkıyor. Makineler tarafından yaratılan bir yapay zeka olan Smith, daha sonrasında tüm sistemi ele geçirmeye çalışmış, gücüne güç katmış ve adeta bir virüs gibi yayılmıştır. Smith'i de filmde kötü karakter olarak görüyor olsak da gerek filme kattığı heyecan gerekse de pek çok farklı teoriye konu olması nedeniyle sevilen kötü karakterler arasına rahatlıkla alabiliriz.
Al Pacino'nun etkisi büyük: Tony Montana
Kendisi de gerçek bir mafya adamından esinlenilerek ortaya çıkan Tony Montana karakteri, uzun yıllar boyunca pek çok film ve oyuna da örnek olmuştur. Scarface filmiyle karşımıza çıkan karakter, Al Pacino'nun muhteşem oyunculuğuyla hafızalarımıza kazınmış ve efsaneler arasına girmiştir.
Fedakarlığın prensi: Severus Snape
Harry Potter evreninin asabi öğretmeni olarak tanıdığımız Severus Snape, kitap ve filmlerde uzun bir süre boyunca kötü olmasa bile gıcık bir karakter olarak tanınmıştı. Sonrasında iyiden iyiye kötü bir karaktere evrilen Snape, tüm bunlara rağmen en sevilen karakterlerden biri oldu. Kitaplarını okumuş, defalarca kez de filmlerini izlemiş biri olarak Harry Potter evreninde en sevdiğim karakter olan Snape, filmin son sahnelerinde yer alan sahnelerle hepimizin gönlünde taht kurmuş ve "vay be" dedirmişti.
Kötü olsalar da sevgimizi kazanmış karakterleri listelediğimiz içeriğimizin burada sonuna geldik. Peki sizlerin kötü olmasına rağmen sevdiğiniz karakterler hangileri? Bizlere yorumlar kısmında belirtin.
