Sinema Dehası Steven Speilberg’in Şimdilerde Popüler Olmayan 10 Unutulmaz Filmi

5
2
0
0
0
173 filmin yapımcılığını, 58 filmin yönetmenliğini, 22 filmin senaryo yazarlığını yapan, 3 kez Oscar alan Steven Speilberg… Onun adını Jurassic Park, Indiana Jones ve Jaws gibi kült filmlerle duymuş olabilirsiniz. Bugün bu sinema dâhisinin diğerlerine nazaran pek de popüler olmayan filmlerine bakıyoruz. Mısırları patlatın…

70 yaşını aşmış sinema ustası Steven Speilberg, yaptığı işlerle sadece iyi filmler izlememizi sağlamadı. Onun aklından çıkan pek çok eser, günümüz sinema ve dizi dünyasına da yön veriyor. 

İlk uzun metrajlı filmini senaryosunu da kendisinin yazdığı 1964 yılında çeken Speilberg, o günlerden bu yana tarihin en etkili sinema filmlerine imzasını attı. Toplamda 58 film yöneten ismin pek çok eserini sinemaya ilgi duyan herkes yakından biliyor.

Bugün ise Steven Speilberg’in elinden çıkan ve herkesin bildiği filmlere değil, onların gölgesinde kalan, unutulan harika filmlere değiniyoruz. 

Başlamadan önce belirtelim, listede bu filmler yer almıyorlar (İzlemeyenler için önerimiz olsun):

  • Jaws, Er Ryan'i Kurtarmak, Schindler'in Listesi, E.T., Indiana Jones serisi, Jurassic Park üçlemesi, Ready Player One, Dünyalar Savaşı, Sıkıysa Yakala.

Eğer bu filmler de listede yoksa geriye ne kaldı? Sizi şöyle alalım:

Mor Yıllar (The Color Purple): 

  • IMDb notu: 7,8
  • Rotten Tomatoes puanı: %85

Yazın dünyasının en prestijli ödülleri arasında bulunan Pulitzer Ödülü'ne sahip romandan uyarlanan Mor Yıllar, 1909 ve 1949 yılları arasında geçiyor. İnsana izledikçe "Ne hayatlar varmış" dedirten Mor Yıllar'da siyahi bir kadının mücadelesini izliyoruz. Ten renginden dolayı ayırımcılığa maruz kalan kadın, kocasının da büyük baskıları altında kalıyor. Acımasız düzende hayat sürdüren Celie'nin tek umudu ise kardeşine yazdığı mektuplar. 

Öyle Brezilya pembe dizileri ve karakterlerin dakikalarca bakıştıkları yerli dizilerden değil, gerçek dramın işlendiği bir film. Speilberg, yönetmenlikte ustalığını konuşturuyor.

Güneş İmparatorluğu (Empire of the Sun):

  • IMDb notu: 7,8
  • Rotten Tomatoes puanı: %75

Evet, o gördüğünüz çocuk, büyüyünce Batman'i oynayacak, her filminde 30 kilo alı verme ustalığına sahip Christian Bale. Zaten kendisinin yıldızı da henüz çok küçük yaştayken bu unutulmaz savaş filminde parladı. 

II. Dünya Savaşı sırasında İngiltere'de yaşayan bir çocuğun hikâyesini izliyoruz. Savaşın hayalleri olan bir çocuk için ne kadar zor olacağını görüyoruz. Küçük Jim'in yaşadıkları, filmin çıktığı 1987 yılından sonraki savaş mağduru çocukların yaşadıklarına da ışık tutuyor.

Amistad:

  • IMDb notu: 7,3
  • Rotten Tomatoes puanı: % 77

​Son derece durgun ve bir o kadar da gergin ilerleyen Amistad'ı izlemek için tam bir sinema kurdu olmak gerekiyor. Gerçek olaylardan uyarlanan yapımda, 1839 yılında yaşanan bir özgürlük mücadelesine tanık oluyoruz. İspanyolların sahip olduğu bir gemi ABD sularında yakalanırsa, içindeki esirlerin hayatı kime emanet olur? Amistad, tarihin en etkili kölelik davalarından birisini ve bir hukuk mücadelesini bize anlatıyor. 

Eğer gerçek anlamda sinemanın size bir şeyler kazandırmasını beliyorsanız, muhakkak izlemeniz gereken filmlerin başında geliyor. Anthony Hopkins ve Morgan Freeman gibi isimler de filmin kadrosunda bulunuyorlar.

Terminal (The Terminal):

  • IMDb notu: 7,3
  • Rotten Tomatoes puanı: %60

Doğu Avrupa'da yaşayan saf ve iyi niyetli Viktor Novarski, bir turist olarak dünyanın en gözde şehirlerinden New York'a gitmek ister. O uçaktayken, memleketinde askeri bir darbe yaşanır. Tüm olaylardan New York Havalimanı'na varınca haberdan olan Viktor, diplomatik sıkıntılardan dolayı havalimanında bekletilmeye başlar. Kendisinin yeni evi artık burası olmuştur. Bu film, savaşın etkisi altına aldığı sıradan ve masum insanların hayatlarına çok sayıda vurgu içerir. Su gibi akıp giden filmde Tom Hanks'i harika bir oyunculukla izleriz.

Savaş Atı (War Horse):

  • IMDb notu: 7,2
  • Rotten Tomatoes puanı: %76

I. Dünya Savaşı'nda, İngiltere'nin kırsal bölgelerindeki mücadele kızışmış durumdadır. Genç at eğitmeni Albert, Joey adını verdiği atıyla güçlü bir sotluk kurar, ancak savaş onları ayırır. Alman, Fransız ve İngiliz askerleri bu at sayesinde kan revan içinde kalan cephelerde birbirlerine dostluk eli uzatacaklardır. 

Tenten'in Maceraları (The Adventures of Tintin):

  • IMDb notu: 7,3
  • Rotten Tomatoes puanı: %73

Tenten, bir zamanların efsanevi çizgi dizi karakteri olarak beyaz perdeye Steven Speilberg tarafından uyarlanmıştı. Genç ve yetenekli bir gazeteci olan Tenten'in gerçeklerin peşinde nasıl koştuğunu izliyoruz. Her ne kadar animasyon olduğu için bu filme ilgi duyanların sayısı az olsa da listenin en akıcı yapımlarından olduğunu söyleyebiliriz.

Lincoln:

  • IMDb notu: 7,4
  • Rotten Tomatoes puanı: %89

Dünya siyasi tarihinin en etkili simalarından olan Abraham Lincoln'ün biyografisi olan bu filmde, bir özgürlük zaferinin ne kadar zor kazanıldığını görüyoruz. Dönemin ABD başkanı Abraham Lincoln'ün köleleri serbest bırakma ve onlara haklar tanıma mücadelesine bugün saygı duyulsa da o yıllarda, insanların kölelere olan bakış açısını görüyoruz. Bu film bize yasaların değişebileceğini, ancak insanların aynı şekilde değişemeyeceğini anlatıyor.

Filmin 2 Oscar aldığını, başrol Daniel Day-Lewis'in kariyerinin en iyi performanslarından birisini gösterdiği apaçık ortada.

Casuslar Köprüsü (Bridge of Spies):

  • IMDb notu: 7,6
  • Rotten Tomatoes puanı: %91

​​

Soğuk Savaş döneminde, gerçekten yaşanmış bir ajanlık hikâyesinin beyaz perdeye aktarılmış halidir. Casuslar Köprüsü, Rusya hava sahasında vurulan bir ABD uçağının esir düşen pilotunu kurtarmak üzerine yaşananları anlatır. Filmde ABD'yi temsil eden avukata Tom Hanks hayat veriyor. Kendisinin uluslararası hukuki mücadelesi, esir düşen ajanların ne kadar önemli olduğuna dair akılalmaz bir olayları gözler önüne seriyor.

Bu sırada bizler de Soğuk Savaş döneminde nelerin yaşandığını etikili bir şekilde görüyoruz.

The Post:

  • IMDb notu: 7,2
  • Rotten Tomatoes puanı: %88

2018'de 2 Oscar'a adaylığı elde eden The Post, gerilim dolu bir gazetecilik hikâyesini bizlere aktarıyor. Gerçek olaylardan esinlenen filmde, 4 ABD başkanının dönemini kapsayan bir örtbasın sır perdesi aralanıyor. Meryl Streep ve Tom Hanks gibi iki efsane ismin başrolde olmasıyla tam bir oyunculuk tiradı izliyoruz. 

Alice Walker'ın Pulitzer Ödüllü romanına dayanan The Color Purple, 1909-1949 yıllarını kapsayan ve neredeyse siyah bir kadın olan Celie'nin (Whoopi Goldberg) hayatını neredeyse acımasız kocası olan sharecropper Albert'e hizmet etti. (Danny Glover). Celie, en içteki düşüncelerini mektup biçimindeki kız kardeşi Nettie'ye (Akousa Busia) gönderir, ancak Albert Nettie'nin geri yazdığı harflerini gizliyor, Celie'nin Nettie'nin öldüğünü varsaymasına izin veriyor

Yapay Zeka (A.I.):

  • IMDb notu: 7,1
  • Rotten Tomatoes puanı: %73

​​

Bazı bilim kurgu filmlerini birkaç yıl içerisinde unutur, bazılarını ömür boyu izleriz. Bu film de ömür boyu izlenebilecek bilim kurgu eserleri arasında başı çeker.

İnsani duygulara sahip olarak üretilen bir çocuk robotla birlikte, gelecekteki distopik dünyayı tanıyoruz. Filmi final sahnesiyle yaratttığı etkiyi üzerinizden atmanız için kesinlikle uzun bir yürüyüşe ihtiyacınız olacak.

Steven Speilberg, bu listede yer alan ya da almayan pek çok sinema efsanesinin arkasındaki önemli isimlerden birisi olarak hala çalışmaya ve üretmeye devam ediyor.

Eğer yönetmenler üzerinden yaptığımız film önerileri listemiz hoşunuza gittiyse, aşağıdan diğer içeriklerimize de ulaşabilirisiniz:


5
2
0
0
0
Emoji İle Tepki Ver
5
2
0
0
0