NASA, uzun yıllardır devasa yeni roketi olan Space Launch System (SLS) ve Orion adlı yeni uzay aracı sistemleri ile Mars'a insan göndermek için çalışıyor. Ancak Ekim 2015'te 36 sayfalık bir Mars keşif planını yayımladıktan sonra bile, söz konusu 40 milyar dolarlık donanımların nasıl kullanılacağını ve yolculuğun nasıl gerçekleşeceğini belirtmedi.
Neyse ki, artık insanlığın çağımızdaki en ileri ufku olan Mars yolculuğu hakkında detaylı bilgilere ulaşabiliyoruz. 21 Mart'ta ABD Başkanı Trump, NASA'nın insanları Mars'a 2033'e kadar göndermesi gerektiğini kanunlaştırdı. Bir hafta sonra uzay ajansı, kırmızı gezegene ulaşabilmek için en ayrıntılı planını yayımladı. Meraklıları için kurumun kendi internet sitesindeki raporu önce şuraya bırakalım.
Yukarıda raporun kapağını görüyorsunuz; Ay'a yakın bir istasyon, fırlatma rampası ve temsili bir astronot var. Hepsini açıklayacağız. Bu planda astronotları tüp biçimli bir uzay gemisine kilitleyerek, onları 3 yıl boyunca derin uzaya gönderiyor ve onlara hiçbir şekilde acil kaçış sistemi sunmamasıyla dikkat çekiyor. Ayrıca:
Neyse... Ciddi bir şekilde konuyu ele almaya devam edelim. Zira tüm süreç iğneyle dokunuyor, 3 yıl kadar bir ortamda insanları kapalı tutmanın psikolojik etkileri ise ayrı bir boyut... Nihai hedef Mars’a bir insan ulaştırmak ve anlaşılan, insanın çıldırma ihtimali üzerine daha kapsamlı bir makale yazılabilir.
NASA, astronotların zorlu misyonlar ve zorlu görevler için Mars dahil olmak üzere Ay yakınlarındaki derin uzayda gerekli testlere başlamış bile. Kurumun İnsan Arama ve Operasyon Müdürlüğü’nün başında bulunan William H. Gerstenmaier'in yazdığı bir belgeye göre yolcuğun detaylarını ve 5 aşamasını derledik:
Aşama 0:
SpaceX, Boeing, Orbital ATK gibi ortaklarla "keşif yetenekleri ve operasyonlarını teşvik etmek için ortaya çıkan ticari endüstriyi desteklemek amacıyla” Uluslararası Uzay İstasyonu'nu kullanarak tüm çalışmalar başlıyor. Ve şu an bu aşamada olduğumuzu aktaralım.
Aşama 1: Ay yörüngesinde bir uzay istasyonu
2018'den 2025'e kadar altı lansman gerçekleştirilecek: İlk olarak NASA, SLS roketlerinin açılışlarını gerçekleştirecek. Söz konusu roketler, Apollo astronotlarını Ay’a fırlatan Satürn V roketlerine rakip olarak tasarlanmış 98 metrelik devlerdir. Uçuşların ve yeni Orion uzay gemisinin testleri iyi giderse, uzay ajansı beş SLS roketi daha uçuracak.
Söz konusu 5’liden birincisi, NASA'nın Europa Clipper probunu, hayatını yaşamak için yaşanabilecek gizli bir okyanusa sahip buz gibi bir Ay'ı inceleyeceği Jüpiter'e göndermişti.
Aşama 2: Hapis gibi yolculuk
Kalan 4 görevden her biri dört astronotu bir araya getirip istasyona yerleştirmesine yardımcı olmak. Ay’ın yakınında Deep Space Gateway (DSG) adlı yeni bir uzay istasyonu projesi 2027 yılında başlatılacak. Daha sonra, 2028 veya 2029 yıllarında dört şanslı astronot 41 tonluk tüplerin içinde 400 güne kadar bekleyerek yolculuk yapacaklar. Görevleri ise Deep Space Transport’un DST'nin çalıştığından ve önemli herhangi bir şeyin çalışmadığından emin olmak.
Operasyon müdürü Gerstenmaier, "Giriş kapısı, uydunun yüzeyinde robotik ya da hem insanlı hem robotik misyonları desteklemek için yüksek bir yörüngede bulunacak. Ayrıca Güneş Sistemi’ndeki diğer misyonlar da bu istasyondan desteklenebilecek” açıklamasını yapıyor.
Aşama 3: İlklerin ekibi yolda
Temsili
DST'nin ve mürettebatının herhangi bir sorun yaşamadığını varsayarak, bir başka SLS uçuşu, uzay gemisini yakıtla doldurmaktan sorumlu olacak. Daha sonra gerçekleştirilecek bir uçuş daha bir başka 4’lü astronot grubunu istasyona ulaştıracak. Bu dört astronot Mars’ı ziyaret edecek ilk insanlar olacaklar.
Aşama 4:
2033'ün sonrasında gerçekleşmesi planlanan bu aşama, aslında biraz bulanık. Ancak Gerstenmaier'in belgesinde “Mars yüzeyine malzeme tedarik eden gelişmiş ve robotik hazırlık misyonları” ve "İnsanın Kızıl Gezegen’e iniş misyonları" olarak özetleniyor. Haliyle başarıyla bitirilmesi beklenen onlarca aşamanın yolunda gitmesi gerekiyor.
Bu başarı NASA’nın mı yoksa bir başkasının mı olacak?
Herhalde en önemli sorulardan birisi de bu olsa gerek. Bir hükümet kuruluşu olduğu için NASA, başta söylediğimiz gibi yasalarla baskı altına alınabiliyor. Nispeten yuvarlak bir bütçeyle kongrenin bu büyük projeyi başlatması mümkün. Ancak Ay’a ilk uçusu gerçekleştiren Apollo görevleri sırasında NASA’nın bütçesi, ABD bütçesisin %4’üne tekabül ediyordu. Şu an bu oran yarıya azalmış durumda. Dolayısı ile özel kurumlarla Mars yolculuğu konusunda bir rekabet olması muhtemel.
SpaceX'in kurucusu Elon Musk, geçen aylarda 2022'ye kadar insanları Mars'a göndermeyi planladığını söyledi. Boeing ise SpaceX'i, Kızıl Gezegen’e NASA’dan önce ulaşmaması gerektiği konusunda uyardı.
Musk’ın nihai hedeflerinden birinin Mars'ı kolonileştirmek olduğu düşünülürse bunu pek takacağı söylenemez. Fakat kendisi olası bir Mars yolcuğu için birden fazla seçeneğin aynı anda yürütülmesi gerektiğini savunuyor.