Tümü Webekno

Kategoriler

Hakkımızda Yazarlar Ödüllerimiz Künye Gizlilik İletişim
  1. Webtekno
  2. Yaşam

352 Yıl Önce Yazılmış, Türkiye’den Bahseden İlk İngilizce Akademik Makale

Türkiye hakkında yazılmış en eski makalelerden biri, bundan tam 352 yıl önce, İngiliz Kraliyet Cemiyeti’nin Philosophical Transactions adlı dergisinde yayımlanmıştı.

352 Yıl Önce Yazılmış, Türkiye’den Bahseden İlk İngilizce Akademik Makale
Emre Ömer Zehir Emre Ömer Zehir /

Türkiye hakkındaki araştırmalar söz konusu olduğunda, bizim aklımıza ilk olarak Türkiye Cumhuriyeti geliyor. Haliyle 1920’de ilk TBMM açılana kadar Türkiye hakkında makale yazılmasını beklemiyoruz.

Öte yandan, Osmanlı Dönemi’nde ve daha öncesinde Türkiye, Turqia, Turkey gibi özünde “Türk Yurdu/Vatanı/Memleketi” anlamına gelen sözcükler zaten kullanılıyordu.

352 Yıl Önce Yazılmış, Türkiye’den Bahseden İlk İngilizce Akademik Makale

30 Mayıs 1667 tarihli bir makale, Inquiries for Turky başlığını taşıyor. Burada bir yazım hatası (Turkey/Turky) mı olduğu yoksa zaman içerisinde sözcükte değişiklik mi olduğu (Thou/You) tartışmalı. Eski metinler Optik Karakter Tanımlama ile dijital ortama aktarıldığı için hatalı karakterler bulunabiliyor.

Makale, metnin Türkiye’ye yola çıkacak İngiliz vatandaşları için hazırlandığı belirtiyor. Yani akademik bir makaleden ziyade bir turistik rehber ile karşı karşıyayız.

Makalede genel olarak Türkiye ve o dönemde Osmanlı kontrolünde olan topraklar hakkında sorular gündeme getiriliyor. Makale, bu içeriğin istihbarat bilgileri temelinde ilerlediğini ortaya çıkarıyor. Osmanlı toplumunun yaşayışı ve ülke hakkında bilgiler aktarmayı amaçlayan makale, onlarca farklı konuda sorular soruyor.

352 Yıl Önce Yazılmış, Türkiye’den Bahseden İlk İngilizce Akademik Makale

Türkiye’nin coğrafi özellikleri, ülke hakkında anlatılan söylencelerin doğruluğunun ya da yanlışlığının tespiti, ileride Birleşik Krallık tarafından işe yarayabilecek bilgilerin derlenmesi amaçlanıyor. Türkler'den at yetiştiriciliği ve zehir yapımı, Ermeniler'den et saklama yöntemleri ve mümkünse başka zanaatleri öğrenmek, bu amaçlar arasında yer alıyor. Ayrıca Osmanlı ve Türkiye’deki seyahat rotaları (özellikle Çin’e giden yollar), Osmanlı su kanalları da büyük ilgi çekmiş gibi görünüyor.

Makale son olarak “ülkenin dolu olduğu bilinen ancak cahillerin fark etmeyeceği ya da koruyamayacağı antik eserler” üzerine odaklanıyor. Kanuni Sultan Süleyman tarafından İstanbul civarında yaptırılan su kemerleri hakkında da bilgiler edinilmesi isteniyor.

Makaleye buradan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

(3)
Yorumunuz minimum 30 karakter olmalıdır. (0)
A
Arda Barış ÖZELMAS 6 yıl önce
Adamlar 352 yıl önce yazılmış makaleyi rahatlıkla okuyabiliyor. Bizim 300 yıl önce yazılan makalemizi kimse okuyamaz. Keşke Arap alfabesi yerine Latin alfabesine çok önceden geçiş yapmış olsaydık.
A
Anıl Cesur 6 yıl önce
Birincisi, aşağıladığın şey Arap Alfabesi değil. Fars ve Arap Alfabesinin birleştirilmesi ve gerekli görülen yerde kendimizin yeni harfler eklediği (bkz. Sağır kef) bir Türk Alfabesidir. Latin Alfabesini şu an nasıl görüyorsan o da, o zaman için öyleydi. Bu yüzden Arapça bilmek Osmanlı Türkçesi'nde okuyup yazabilmek demek değildi. Eğer bugün istersen bu alfabenin harflerini, yazım ve okuma kurallarını öğrenirsen, dönemin kullandığı kelimeleri öğrenirsen hay hay okuyabilir ve anlayabilirsin. Ha ben yazmışsın Latin harfleriyle, ha ben yazmışsın Osmanlı Türkçesi harfleriyle. Aynı şey. Ayrıca ben şimdi sana kullandığımız alfabedeki sorunları ve eksikleri anlatsam sayfalar sürer. Bu yüzden bilmediğin her konuya atlama, yorum yapma cüretinde bulunma. Etimoloji bilmeyip, dilin geçmişini bilmeyip burada laf ebeliği yapma.
T
Tüm Kullanıcı Adları Alınmış 6 yıl önce
Arap alfabesi Türk kelimelerini yazmak için yetersizdir. İçinde ünlü harfler yoktur. Türkçedeki A, E ve İ harflerini arapçadaki elif harfi karşılar. Bu sorunu aşmak için farklı yöntemler denenmiş ama bu, işleri daha çok karıştırmıştır. Bundan dolayıdır ki Osmanlı zamanında okuma yazma oranı %3’lerde kalmıştır. Latin alfabesi ise dilimize oldukça uygun ve her sese karşılık bir harfi vardır. Saygılar...
A
Anıl Cesur 6 yıl önce
Yanlış, kullandığımız alfabede ince ve kalın ses ayrımına gidilmemiş (bkz. Almanca ve Azərbaycanca'da ince-kalın "e" ayrımı), sembolünü yazamayacağım için "ng" olarak yazacağım nasal volar n sesi alfabede kendine yer bulamamış, telaffuz yazımdan etkilendiği için de bu ses yerel ağızlar dışında unutulmuş ve kaybedilmiştir. Sayı olan bin ile bin- fiili arasındaki fark, genişlik olan en ile "superlative"lik belirten en arasındaki fark vb. yok olmuş; sanga sana, banga bana'ya dönüşmüş; sengin senin olmuş: dengiz deniz, donguz domuz, tangrı tanrı olmuştur. Oysa bu ses Osmanlı Alfabesin'de ayrı bir harf olarak gösterilmiş ve seslendirilmiştir.
N
Nurullah Nas 6 yıl önce
"Cahillerin fark etmeyecği"
B
Bahattin Sarihan 6 yıl önce
352yıl öncee türkiyemiydi ülkemizin adı
Tüm yorumlar yüklendi (3 yorum)