Dünyamızı etkisi altına alan yeni tür koronavirüs sebebiyle her geçen gün vaka ve ölüm sayıları artmaya devam ediyor. Halkını bu virüsten korumak isteyen ülkeler ise uçuşlara yasaklar getirmenin yanında, kamuya açık alanları kapatmayı ya da sokağa çıkma yasağı ilan etmeyi tercih ediyor.
Evlerinde karantina altında yaşamını sürdürmeye devam eden kişiler, vakitlerini; dizi, film izleyerek, oyun oynayarak, kitap okuyarak veya işlerine evden devam ederek geçiriyor. Gün boyu eve hapsolma, yine gün boyu dijital ekranlara bakmayı da beraberinde getiriyor.
Ekran süreleri iki kattan fazla arttı.
Apple'ın sahibi olduğu iPhone akıllı telefonların içerisinde yer alan 'Ekran Süresi' isimli bir özellik, size gün içerisinde kaç saat kaç dakika hangi uygulamalarda zaman geçirdiğinizi, ekranın ne kadar açık kaldığını, kaç bildirim aldığınızı gösteriyor.
Bu verileri 1 aylık süreyle depolayan 'Ekran Süresi', haftalık ortalama ekran sürenize göre diğer haftaları da karşılaştırmanıza imkân tanıyor. Dünyanın dört bir yanındaki iPhone kullanıcıları ise koronavirüs sonrası ekran sürelerinin 2 katın üzerine çıktığına dair sitemlerini sosyal medyada paylaştı.
"Geçen haftaya göre %61 daha fazla."
"Oof. Ekran sürem, koronavirüsten ve yaşam tersine dönmeden iki hafta önceki hâline göre İKİ katına çıktı. Baş parmaklarımın acımasına şaşmamalı. Bununla baş edebilmek için bu hafta elimden geleni yapacağım."
"Eminim ki bu kadar yüksek ve sağlıksız ekran süresine sahip olan tek kişi değilim."
"Geçen haftaya göre, sadece %29 daha fazla hiç de fena değil. Dürüst olmak gerekirse, daha kötü olacağını düşünüyordum."
Uzun süre ekrana bakmanın zararlı neler?
Koronavirüs sebebiyle karantina altında kalırken elektronik cihazlar üzerinde geçirdiğimiz zaman, gözlerimize geri dönüşü olmayan büyük zararlar veriyor. Ekranlara bakarken gözümüzü kırpma refleksimizin azalması, gözün kurumasına ve bu doğrultuda temizlenememesine, kendini yenileyememesine ve nemlendirilememesine yol açıyor.
Baktığımız ekran asıl olarak düz bir yapıya sahip. Ne var ki ekran içerisinde gördüğümüz şekiller, izlediğimiz videolar veyahut oyunlar, 3 boyutlu olacak şekilde tasarlanmıştır. Düz bir şekil içerisinde derinliğe sahip şekiller görmek, 3 boyut algımızı da büyük oranda kötü etkiliyor.
Sabit bir şekilde uzun süreyle ekrana bakmak his ve tepkilerimizi de azaltmasının yanında uzaklık ve yakınlık arasında ayrımı yapmamızı daha da güç hâle getiriyor.
Bu süreçte ne yapabiliriz?
Öncelikle ekran parlaklığını en üst düzeyde kullanmamakla işe başlayabiliriz. Ekran parlaklığını normalde kullandığınız düzeyden daha az düzeylere getirmeniz, ekrana en az 40 cm uzaklıktan bakmanız ve gözlerinizi daha sık kırpmayı hatırlamanız, göz kuruluğunuzu bir o kadar azaltacaktır.
Gözlerde bulunan kaslar, uzun süre bir yere sabit bir şekilde bakmak için elverişli değil. Bu sebeple uzun süre aynı yere bakarak yorulan gözlerde miyopi (uzağı net görememe) ve astigmatizma (bulanık görme) gibi göz kusurlarının oluşma riski de artıyor. Bu sebeple uzmanlar, 20-20-20 kuralının uygulanmasını tavsiye ediyor.
20-20-20 kuralı:
Günün büyük bir kısmını kapalı bir ortamda ve ekran karşısında geçiren kişiler için tavsiye edilen bu kural, göz kaslarının belirli aralıklarla hareket etmesini sağlayarak, yukarıda bahsettiğimiz zararların azaltılmasına yardımcı oluyor.
Yapması ve hatırlaması oldukça basit olan 20-20-20 kuralı; "20 dakika aralıklarla, 20 metre uzaklıktaki bir yere, 20 saniye boyunca bakmak" anlamına geliyor. Bu kuralın uygulanması ile göz kuruluğunun önüne geçilebiliyor ve gözler dinlenmiş oluyor.
Yukarıdaki önerileri uygulamanız, koronavirüs sebebiyle zamanımızın neredeyse tamamını evimizin içerisinde geçirdiğimiz günlerde göz sağlığımızı koruyabilmek için fazlasıyla yararlı olacaktır. Siz de ekran sürenizin nasıl artış gösterdiğini yorumlar kısmında bizlerle paylaşabilirsiniz.
