Kim Oldukları Asla Unutulmaması Gereken 11 Büyük Türk Bilim İnsanı (3)

Ülkemiz sınırları içerisinde doğup, başarılarıyla dünya tarafından saygı görülen Türk Bilim insanları serimizin üçüncü bölümüne hoş geldiğiniz. Bu hafta yine fizikten tıpa, biyolojiden yer bilimine kadar pek çok alanda adını duyurmuş olan bilim insanlarının kısa biyografileriyle karşınızdayız.

Son iki haftadır, ülkemizden yetişmiş olan bilim insanlarının başarı dolu yolculuklarını size aktarıyoruz. Aslında küresel bilim camiasına dışarıdan baktığınızda, kimin nereden geldiği çok da önem taşımıyor. Önemli olan kişinin azmiyle, uzman olduğu alanda insanlığa yön verecek olması. Bu nedenle içerisinde bulunduğunuz şartları çalışmak için bahane etmeden önce, Türk bilim insanlarının başarı hikayelerine yakından bakmak gerekiyor.

Bugün yine 11 farklı değerli bilim insanımız köşemizde yer alacak. Sözü uzatmadan işin özüne geçip onları daha yakından tanıyalım.  

Astronom, Matematikçi ve Dil Bilimci Ali Kuşçu: 

 

Timur İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu’nda görevler yapan Ali Kuşçu, 15 yüzyılda yaşadı. Bir dönem Timur’un torunu Uluğ Bey’in doğancıbaşı olan bilim insanının ünvanı da buradan geliyor. Zamanla Osmanlı ve Akkoyunlular arasındaki barışı sağlamakla görev yapan Ali Kuşçu'nun kaderi, Fatih Sultan Mehmet’le tanıştıktan sonra değişir. Fatih, Kuşcu’nun İstanbul’da kalıp ders vermesini ister.  

Ali Kuşcu teklifi kabul eder ve Fatih Külliyesi’nde matematik ve astronomi dersleri vermeye başlar. Dersleri takip edenler arasında önemli bilim insanları da yer alır. Kuşçu, İstanbul’un koordinatlarını ölçer, Ayasofya’ya müderris (bugünkü profesör) olarak atanır. Ali Kuşçu, gezegenlerin yapıları ve hareketleri, yeryüzünün şekli ve yapısı üzerine Fethiye, matematik üzerine de Fatih için yazdığı Muhammediye kitaplarıyla bilinir. 

Fizikçi Behram Kurşunoğlu: 

Albert Einstein’ın genel görelelik kuramı ve elektro manyetizma üzerine çalışmalar yürüten Kurşunoğlu, Trabzon’da 1922 yılında dünyaya geldi. İlerleyen yıllarda Ankara Üniversitesi ve Edinburgh Üniversitesi’nde fizik eğitimi aldı, doktorasını Cambridge’de tamamladı. Ardından Albert Einstein ve Erwin Schrödinger gibi fizik dünyasının öncü isimleriyle çalışmalar yaptı.   

1950’li yıllar atom enerjisi üzerine çalışma yapmak amacıyla Türkiye’ye dönen Kurşunoğlu, Genelkurmay Başkanlığı’na danışmanlık yaptı, Birleşmiş Milletler Bilim Konseyi’nde Türkiye adına görev aldı. Dünya tarafından, 1964 yılından itibaren düzenlediği Coral Gables konferanslarıyla ve çalışmalarıyla tanınan Kurşunoğlu, 2003 yılında aramızdan ayrıldı. 

Fizikçi Asım Orhan Barut: 

1926 yılında Malatya’da dünyaya gelen Barut, liseye kadar bu şehirde yaşamaya devam etti. Ardından İstanbul Teknik Üniversitesi’ni kazandı, sonrasında İsviçre’ye elektrik-elektronik alanında uzmanlaşmaya gitti. 1944 yılında ise Zurich’te eğitimcilik hayatına başladı. 1961’de Berkeley Üniversitesi’ne giden Barut, 1962’de Colorado Üniversitesi’ndeki 30 yıllık araştırmacılık kariyerine başladı. Asım Orhan Barut, 1995 yılında Colarado’da hayatını kaybetti. 

Oldukça renkli bir hayat anlayışıyla tanınan Barut, 1980 yılında İstanbul Boğazı’nı yüzerek geçmişti. Kariyeri sırasında Trakya ve Karadeniz Teknik Üniversitesi’ne de destek sağladı.  

Tıp Doktoru Mehmet Öz: 

Babası da ABD’de görev yapan bir doktor olan Mehmet Öz, 1960 yılında Cleveland’da dünyaya geldi. Harvard Üniversitesi’nden kalp ve damar cerrahisi üzerine aldığı eğitimle mezun olan Öz, şu anda Colombia Üniversitesi’nde Kardiyoloji Direktörlüğü’nü yürütüyor. Uzun yıllardır ABD televizyonlarında Dr. Oz adında sağlık programları hazırlayıp sunan uzman isim, pek çok ünlü simanın da kalp ameliyatından sorumlu baş cerrah olarak görev yaptı.  

Jeolog Celal Şengör: 

1955 yılında dünyaya gelen Celal Şengör, başarılı bir öğrencilik hayatının ardından 1978 yılında State Üniversitesi’nde jeolog (yer bilimci) olarak mezun oldu, yüksek lisansını da aynı üniversitede tamamladı. 1981 yılında İTÜ bünyesindeki Maden Fakültesi’nde asistanlığa başladı, 1986’da adını uluslararası camiada duyuracak ödüller aldıktan sonra doçent oldu. 1991 yılında Kültür Bakanlığı tarafından verilen Bilgi Çağı ödülüne sahip oldu.  

1992 yılında İTÜ’de profesör olan Şengör, TÜBİTAK Bilim Kurulu Üyeliği görevini de yaptı. Jeoloji alanında Avrupa ve ABD’den çok sayıda madalya ve ödül alan Celal Şengör, Kimmer Kıtası adı verilen yeni bir şerit kıta keşfetti. Alanında 1826 adet makalesi bulunan Şengör, jeoloji dünyasının en çok atıf alan bilim insanlarından birisi konumunda. Şengör, Asperger sendromu olarak da bilinen otizm rahatsızlığına sahiptir. 

Arkeolog Aziz Ogan: 

Türkiye’nin ilk arkeologlarından olacak Aziz Ogan, 1888 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Kurtuluş Savaşları döneminde çalışmalarına ara verip Çanakkale ve Kafkas cephelerinde silah tuttu. Suriye’nin başkenti Şam’ın arkeolojik kalıntılarını ortaya çıkarmak amacıyla çalışmalar yürüttü. İzmir'in işgal edildiği dönemde İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin müdürlüğünü yaptı, İzmir’in kurtuluşu sonrasında kente dönerek İzmir Arkeoloji müzesini kurdu. Ardından İstanbul’daki görevine dönüş yaptı. 

Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesi konusunda görev alan Ogan, Türkiye topraklarındaki tarihi değerlerin ortaya çıkması için hayatı boyunca çalıştı. 5 çocuğundan birisi olan 1914 doğumlu Jale Ogan, Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu oldu. 

Fizikçi Engin Arık: 

1948 yılında dünyaya gelen fizikçi Engin Arık, İstanbul Üniversitesi Fizik-Matematik Bölümü’nü bitirdi. Sonrasında Pittsburgh Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlayan Arık, 1979’da Boğaziçi Üniversitesi’nde görev yapmak üzere Türkiye’ye geri döndü. 

Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) üyesi olan Arık, Türk fizikçilerin burada çalışma yapması için gerekli temelleri atan kişidir.  Türkiye’nin toryum elementi açısından zengin olduğunu sürekli belirten Arık, bu element ile çalışan nükleer santrallerin kurulması için çalışmalar yürütüyordu. CERN’deki ekibin kaptanı olan Engin Arık, 2007 yılında Isparta’da gerçekleşen uçak kazasında hayatını kaybeden değerli bilim insanlarımız arasındaydı.  

Eczacı ve Botanikçi Asuman Baytop: 

Türkiye’nin en önemli bilim insanları arasında görülen Asuman Baytop’un adı, keşfedilen 9 farklı bitki türüne verilmiştir. 1920 yılında dünyaya gelen Baytop, kariyeri boyunca 8 farklı tür bitki keşfetti. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Herbayumu kurucusu olan Baytop, kariyeri boyunca 260’tan fazla bilimsel yayın kaleme aldı.  

Baytop’un babası Mustafa Kemal Atatürk’ün doktorlarından birisiydi.  

Eczacı ve Botanikçi Turhan Baytop: 

Asuman Baytop’un eşi olan Turhan Baytop, 1945 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldu. 1963 yılında da kendi alanında profesörlük elde etti. Özellikle lale ve gül bitkilerinin kökenlerine ilişkin araştırmalar yapan Baytop, bu konuda Japonca ve İngilizce’ye çevrilen kitaplar yazdı.  

Turhan Baytop, Türkiye’deki eczacılık tarihine ilişkin önemli çalışmalarda bulunmuş, İstanbul Üniversitesi bünyesinde bu konuda bir de müze açmıştır. 

Fizikçi Ataç İmamoğlu: 

İmamoğlu, kuantum fiziği ve optiği, yarı-iletken fiziği üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan bir bilim insanıydı. ABD’nin Minneapolis eyaletinde 1964 yılında dünyaya gelen İmamoğlu, ODTÜ Elektrik Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra lazerler konusunda Stanford’da doktorasını tamamladı. Ardından Harvard Üniversitesi bünyesinde, moleküler fizik ve atom fiziği üzerine araştırmalar yürüttü. Ataç İmamoğlu, İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’ndeki profesörlük görevine devam ediyor. 

Astronom Ümran İnan: 

1950 yılında Erzincan’da dünyaya gelen Ümran İnan, astronomi alanında yaptığı çalışmalarla tüm dünya tarafından bilinen bir isim oldu. 1982 yılında Stanford Üniversitesi’nde kadrolu profesör olarak çalışmaya başlayana dek oldukça başarılı bir öğrencilik ve araştırma hayatını geride bıraktı. ODTÜ fizik eğitiminden sonra Stanford’dan aldığı kadro, kendisine bambaşka bir kariyer sundu. Stanford’da Uzay, Telekomünikasyon ve Radyobilimi Labratuvarları'nın (STAR) Direktörlüğüne atanan İnan, tam 50 doktora öğrencisi mezun etti.