Paylaş
0
Kokuların insanların sağlığı ile oynama ihtimali var mı? Bilimin cevabı ne yönde?
Gelin, detaylı inceleyelim.
Kötü kokular, burnumuz için bir uyarı görevi görüyor ancak bize zarar vermiyor.
Yani sağlığımız için doğrudan bir tehlikeye sebebiyet vermiyor. Çünkü koku molekülleri çok küçükler ve yalnızca birkaç atomdan oluşuyorlar. Bu da virüslerin taşınması için yeterli gelmiyor.
İnsan burnunda sayıları 6 ile 10 milyon arasında değişen, koku algılayıcı hücreler bulunuyor. Bunlar 400 farklı hücre tipinden oluşuyor ve her biri farklı bir proteine yanıt veriyor.
Ayrıca bir koku molekülü, birden fazla koku reseptörünü uyarıyor. Tıpkı müzikte notaların bir araya gelip bir akor yaratması gibi, uyarılan hücrelerin birleşimi de aldığımız kokuyu belirliyor.
Beyin de bu kokulardan bazılarını güzel bazılarını çirkin olarak yorumluyor.
Fakat etraftaki bu moleküllerin hepsi burnumuzun içine girmiyor. Bazıları tıpkı burnumuzdaki gibi koku alıcıları açısından zengin olan cilde doğru ilerliyor. Ayrıca giysiler, halılar ve yiyeceklere de gidiyor.
Yine bu koku moleküllerinin düştükleri yüzeyde ne kadar süre yaşayabileceği, objenin yüzeyine bağlı olarak değişiyor. Bazı zeminler kokuyu daha çok hapsederken bazıları böyle bir performans göstermiyor.
Mesela bir halı, moleküllerin sıkışıp kalabileceği daha fazla girinti ve çıkıntıya sahip olduğu için, kokuyu pürüzsüz yüzeyli bir maddeden daha uzun süre üzerinde tutuyor. Hatta bazı koku molekülleri zorlu zeminlerle karşılaştığında, yıllarca orada kalabiliyor.
Örneğin kötü koku denince akla, ilk olarak dışkı geliyor.
Dışkının bu kadar kötü kokmasının ise elbette bir sebebi var. Dışkılar, her türden zararlı şeyi barındırma potansiyeline sahip. Bu sebeple dışkıya dokunmak ve bunu ağza yaklaştırmak çeşitli hastalıklara yakalanmanıza sebep olabilir. Koklamak ise tehlikesizdir.
Ancak tüm bunların yanı sıra kötü kokular, psikolojik anlamda olumsuz etkiler yaratabiliyor. Örneğin araştırmacıların da söylediği gibi kökü bir kokuyu koklamak ve ona maruz kalmak, herhangi bir sağlık problemine sebebiyet vermiyor. Ancak psikolojik olarak bazı semptomlar geliştirilmesi de elbette mümkün.
