90’lı yıllarda posta yoluyla DVD dağıtan bir şirketten, bugün Hollywood devleriyle boy ölçüşen bir dijital yayın platformuna dönüşen Netflix, sektörün nabzını tutmaya devam ediyor. Apple, Disney ve diğer pek çok şirketi peşinden sürükleyen şirket, izleme alışkanlıklarımızı radikal bir şekilde değiştirdi. Bir neslin televizyonla olan bağını koparan Netflix, kütüphanesindeki binlerce dizi, film ve belgeseli aboneleriyle buluşturuyor.
Fakat iklim uzmanları, Netflix başta olmak üzere diğer video odaklı yayın servislerinin sunduğu bu kolaylığın, çevreye büyük bir zarar verdiğini söylüyor. Öyle ki, sadece yarım saatlik bir içeriği izlemek, 1,6 kilogram karbondioksit (CO2) eşdeğeri emisyona yol açıyor. Bu değer, bir otomobilin 6,28 kilometre yol kat ettiğinde neden olduğu emisyon oranıyla aynı.
Netflix ya da BluTV'de yarım saat dizi/film izlemek, 1,6 milyon CO2 Üretiyor
Kar amacı gütmeyen bir Fransız düşünce kuruluşu olan The Shift Project, tüm online veri akışının yüzde 60’ını oluşturan çevrimiçi videoların yılda 305 milyon ton karbondioksit ürettiğini belirtiyor. Rapora göre, bunun üçte biri Netflix gibi streaming yayın platformlarından geliyor. İnternetteki pornografik içerikler ise yılda 82 milyon ton CO2 üretiyor.
Greenpeace'ten Gary Cook, dijital ortamdaki videoların çözünürlükleri büyüdükçe, çevreye olan etkilerinin de aynı oranda arttığını söylüyor. Akış hizmetleri için gereken enerjinin büyük kısmı, bilgisayarınıza veya akıllı telefonunuza veri sağlayan veri merkezi tarafından tüketiliyor. Araştırmalara göre, dünyadaki veri merkezleri tüm karbon emisyonlarının yaklaşık yüzde 0,3'üne neden oluyor. Uzmanlar, bu sayının gelecek yıllarda daha da artmasından endişe duyuyor.
Online videolar, 2022'ye kadar internet trafiğinin yüzde 80'ini oluşturacak
ABD merkezli ağ teknolojileri şirketi Cisco Systems, online videoların 2022'ye kadar tüm internet trafiğinin yüzde 80'ini oluşturacağını tahmin ediyor. Sektörün lideri Netflix ise küresel çapta büyümeye devam ediyor. 2019’un üçüncü çeyreğinde 6,8 milyon abone daha kazanan şirket, 2017- 2018 arasındaki uluslararası gelirlerinde yüzde 53 artış olduğunu bildirmişti. Ayrıca Disney ve Apple da bu yıl kendi akış hizmetlerini başlatıyorlar.
Streaming yayın platformlarındaki artış, tüketicilere yeni alternatifler sunması yönünden önemli; ancak çevresel etkileri göz önüne alındığında bu rekabetin uzun vadede büyük bir tehlikeye yol açacağı aşikar.
