Son yıllarda teknoloji dünyasında ve otomobil fuarlarında sıkça duyduğumuz otonom sürüş teknolojisi, aslında hayatımızı kökten değiştirmeye hazırlanıyor ama bu terimler bilmeyenler için nispeten kafa karıştırıcı.
Otomobillerin kendi kendine gitmesinden bahsettiğimizde aslında tek bir teknolojiden değil, Seviye 0’dan başlayıp Seviye 5’e kadar uzanan, her adımda otomobilin yeteneklerinin ve bizim sorumluluğumuzun değiştiği bir teknolojik yolculuktan söz ediyoruz.
Seviye 0: Tamamen manuel sürüş (teknoloji yok)

Seviye 0, aslında hepimizin yıllardır bildiği ve alıştığı, geleneksel sürüş deneyimini ifade eder. Bu seviyede otomobiliniz ne kadar lüks olursa olsun, "otonom" yani kendi kendine karar verme yeteneği sıfırdır.
Direksiyonu çevirmek, gaza basmak, frene dokunmak ve aynaları kontrol edip trafiği okumak tamamen sürücünün işidir. Otomobilinzde kör nokta uyarısı veya acil durum frenleme sistemi gibi bazı uyarıcılar olsa bile, bu sistemler sadece size sesli ya da görsel ikaz verir. Otomobil asla sizin yerinize direksiyonu kırmaz veya kontrolü ele almaz, yani patron tamamen sizsiniz.
Seviye 1: Sürücü asistanı (ayaklar serbest)

Seviye 1’e geçtiğimizde otomobil ufak tefek işlere el atarak sürücüye yardım etmeye başlar. Genellikle "hız sabitleyici" veya "şerit takip asistanı" gibi tek bir özellik devreye girer. Burada kilit nokta, otomobilin ya sadece hızı (gaz/fren) ya da sadece direksiyonu kontrol edebilmesidir. Yani ikisini aynı anda yapamaz.
Örneğin otoyolda giderken öndeki otomobille mesafesini koruyabilir ama direksiyon hâkimiyeti hâlâ sizdedir. Otomobil size destek olur ama sürüşün tüm sorumluluğu ve dikkati hâlâ sürücü koltuğunda oturan kişiye aittir.
Seviye 2: Kısmi otomasyon (eller serbest ama gözler yolda)

Seviye 2, günümüzde modern ve teknolojik otomobillerde en sık gördüğümüz, Tesla Autopilot gibi sistemlerin de dâhil olduğu seviyedir. Bu aşamada otomobil, hem direksiyonu çevirebilir hem de gaz ve freni aynı anda kontrol edebilir. Otomobil şeridi ortalayarak gidebilir ve trafikte dur-kalk yapabilir ancak bu yetenekler sizi yanıltmamalıdır.
Sürücü koltuğunda oturup yolu sürekli izlemek zorundasınızdır çünkü çevresel faktörleri tam olarak yorumlayamaz ve her an hata yapabilir. Ellerinizi kısa süreliğine direksiyondan çekseniz bile aklınızı ve gözlerinizi yoldan çekemezsiniz. Sistem devreden çıktığı an müdahale etmeye hazır olmalısınız.
Seviye 3: Koşullu otomasyon (gözler serbest)

Seviye 3 ile işler ciddileşir ve teknoloji "sürücü" kavramını değiştirmeye başlar. Bu seviyede, belirli koşullar altında (örneğin trafiğin yavaş aktığı otoyollarda) otomobil çevreyi tamamen algılayıp sürüşü devralabilir. Teknik olarak otomobil kontrolü elindeyken gözlerinizi yoldan ayırıp telefona bakmanıza veya video izlemenize izin verilebilir çünkü otomobil karar verebilme yeteneğine sahiptir.
Yine de sistem hava durumu bozulduğunda veya şeritler silindiğinde tabiri caizse "Ben artık yapamıyorum" diyerek kontrolü size geri verir. Bu yüzden sürücü koltuğunda uyuyamazsınız, acil durumlarda direksiyonu devralmak için her zaman hazır beklemeniz gerekir.
Seviye 4: Yüksek otomasyon (zihin serbest)

Seviye 4, artık bilim kurgu filmlerindeki "sürücüsüz otomobil" tanımına çok yaklaştığımız noktadır. Otomobil, haritalanmış belirli bölgelerde, şehir merkezlerinde veya kampüslerde insan müdahalesine hiç ihtiyaç duymadan gidebilir. Bu otomobillerde direksiyon veya pedal bulunmayabilir ve bir sorun çıkarsa kendini güvenli bir yere çekip durabilir.
Siz artık sürücü değil, tamamen bir yolcu konumundasınızdır. Dilerseniz arka koltukta kitap okuyabilir, çalışabilir veya uyuyabilirsiniz. Tek kısıtlaması, bu teknolojinin şimdilik sadece belirli coğrafi alanlarda ve hava koşullarında çalışmasıdır, yani her yere her zaman gidemez.
Seviye 5: Tam otonom sürüş (tam özgürlük)

Seviye 5, otonom sürüş teknolojisinin zirvesi ve ulaşılmak istenen son noktadır. Bu seviyede otomobilin direksiyona, pedala, aynaya veya bir insan sürücüye ihtiyacı kesinlikle yoktur. İnsan bir şoförün gidebildiği her yere, her türlü hava ve yol koşulunda gidebilir.
Siz sadece gitmek istediğiniz yeri söylersiniz ve gerisini tamamen ona bırakırsınız. İster bozuk bir toprak yolda, ister yoğun bir kar fırtınasında olsun, otomobil tam bağımsız hareket eder. Bu aşamada otomobil içi tasarım da tamamen farklıdır ve bir nevi seyahat ederken sosyalleştiğimiz veya dinlendiğimiz yürüyen oturma odalarından farksızlardır.

