Dedektiflerin Efendisi Sherlock Holmes Gerçekten Yaşadı mı?

46
8
3
2
0
Baker Sokağı 221 B numaralı dairede oturan ve Londra’da işlenen cinayetlerin ardındaki sır perdelerini ustalıkla çözen bir kurgu karakter olarak tanıyoruz Sherloch Holmes’u... Sir Arthur Conan Doyle tarafından roman sayfalarında yaratılan karakterin pek çok filmini ve dizisini izledik. Peki dedektiflerin dedektifi Sherlock Holmes gerçekten yaşadı mı?

Sir Arthur Conan Doyle, Sherlock Holmes karakterini ilk kez 1887 yılında, “A Study in Scarlet” romanında edebiyat severlerle buluşturdu. İlk romandan sonra büyük kitleler tarafından sevilen bir karakter olan Sherlock Holmes ile ilgili 4 roman ve 56 hikaye daha yayımladı Doyle. Ölümsüz karakter Holmes, pek çok kitap, dizi ve film serisiyle defalarca daha karşımıza çıktı. Fakat herkesin aklından çıkaramadığı bir soru vardı, acaba Sherlock Holmes daha önce yaşamış bir dedektif miydi?

Tuhaf hareketleri, muhteşem zekası ve en küçük ayrıntıları bile görebilen keskin gözleriyle dedektif Sherlock Holmes, gerçekten yaşamış ve tuhaf sırların saklı olduğu cinayetleri çözmüş bir kişi. Dr. Joseph Bell isimli bu kişi, Sir Arthur Conan Doyle’un hocalığını yapmış ve adli tıp alanında devrim niteliğinde çalışmalar yapmıştı. Bell, çalışmalarıyla unutulmaz bir isim olmak isterken, bir edebiyat karakteri olarak ölümsüzlüğe kavuşmuştu.

Doyle, gerçek Sherlock Holmes ile tanışıyor:

sherlock holmes

1859 yılında İskoçya’da doğan Sir Arthur Conan Doyle, 1877 yılında Edinburgh Üniversitesi'nde tıp eğitimine başladı. Aynı dönemde Dr. Joseph Bell, üniversitedeki en saygın tıp profesörlerinden bir tanesiydi.Doyle, dersine girdiği ilk anda Bell’e hayran kaldı. Bir hastanın yürüyüşünden hangi meslekle uğraştığını, şapkasını takma şeklinden askerlik sırasında göre aldığı rütbeyi, ayakkabılarından nerede yaşadığını çözebilen Bell, aynı zamanda adli tıp alanında da uzman bir doktordu.

Sir Arthur Conan Doyle, bir yıl boyunca Dr. Joseph Bell’İn asistanı olarak çalıştı ve bu süre boyunca doktoru yakından izleme şansına sahip oldu. Hayatı boyunca kurmaca hikayeler yazan Doyle, Kraliyet Reviri’nde memur olarak çalıştığı dönemde de zaten karakteri için ilham aldığı doktorun meslek hayatını, hastalarıyla olan ilişkilerini inceledi ve Sherlock Holmes için gereken modeli tam anlamıyla yaratmış oldu.

Sherlock Holmes tamam, ya yardımcısı Dr. Watson?

sherlock holmes

Dedektif Sherlock Holmes, gizemli olayları çözerken yanında her zaman bir de yardımcısı olan Dr. Watson vardır. Dr. Watson’un kim olduğuna dair Bell kadar kesin kanıtlar olmadığı için bazıları Bell’in asistanlığını yapan Doyle’un kendini Watson karakteri olarak yazdığını söylüyor. Bazıları ise Dr. Joseph Bell ile birlikte çalışan ve o dönem en az Bell kadar tıp alanında öne çıkan isimlerinden olan Dr. Henry Littlejohn’un, gerçek Dr. Watson olduğunu söylüyor.

Üniversitede çalıştıkları dönemde Dr. Joseph Bell ve Dr. Henry Littlejohn, aynı zamanda adli tıp alanında İngiltere polisiyle beraber çalışıyorlardı davalar üzerinde. Bu ayrıntı Littlejohn’un, Watson olduğu ihtimalini güçlendirse de, Doyle hayatı boyunca böyle bir açıklama yapmamıştır. Bell’in Sherlock Holmes olduğunu ise bizzat Sir Arthur Conan Doyle tarafından yazılan bir mektuptan öğreniyoruz.

“Eğer siz olmasaydınız…”

sherlock holmes

İngiltere’nin Edinburgh kentinde bulunan The Royal College of Surgeons yani Cerrahlar Birliği Müzesi’nin bir katı Sherlock Holmes adına düzenlenen sergilere ayrılmıştır. Burada sergilenen eşyalar arasında Sir Arthur Conan Doyle ve Dr. Joseph Bell’in yazışmaları bulunuyor. 1892 tarihli bir mektupta Doyle’un Bell’e teşekkür ettiği ve “Eğer siz olmasaydınız, Sherlock Holmes karakteri olmazdı.” dediği görülüyor. 

Fakat Dr. Joseph Bell, dünyaca ünlü dedektif karakterine ilham olduğu için pek de memnun değildi. 4 Ekim 1911 tarihinde hayatını kaybetmeden önce bir gazeteye verdiği röportajda “Umarım insanlar beni olduğum kişi olarak hatırlarlar, Arthur Conan Doyle’un bende gördüğü kişi olarak değil.” demiştir. Bell, haklı olarak, kurgu bir karakterinin kendi isminin önüne geçtiğini ve bundan rahatsız olduğunu dile getirmiştir. Gariptir, karakterin yaratıcısı olan Doyle da bu durumdan muzdaripti. 

Sherlock Holmes'ün ölümü

sherlock holmes

1887 yılında çıkan ilk romandan sonra Sherlock Holmes karakteri inanılmaz bir hızla popüler bir figür haline geldi. Bu sayede Sir Arthur Conan Doyle, tıp kariyerini bıraktı ve kendini yalnızca yazmaya adadı. Fakat karakterin popülaritesi o kadar artmıştı ki, artık yazarının önüne geçiyordu. İnsanlar Doyle’u tanımıyor ama Sherlock Holmes karakterine bayılıyorlardı. Bir yazar için katlanılmaz olan bu durumdan kurtulmak için Doyle, 1893 yılının Aralık ayında The Strand Magazine’de yayımlanan “The Final Problem” hikayesi ile Sherlock Holmes karakterini Reichenbach Şelaleleri’nden düşürerek öldürmüştür.

Bu hikayeden sonra görülmüştür ki, Holmes karakteri artık yazarının kontrolünden çıkmıştır. Dergi ofisinin ve Holmes’un hikayelere yer alan kurgu evinin etrafında siyah kol bantlarıyla, Holmes için yas tutan yüzlerce insan ortaya çıkmıştır. Uzun zaman karakteri yeniden yazmamak için direnen Doyle, sonunda dayanamamış ve Sherlock Holmes’un aslında ölmediğini ve dağlarda saklandığını anlatan bir hikaye serisiyle yeniden karakteri edebiyat dünyasına dahil etmiştir. Böylece bu zeki dedektif, günümüzde bile insanların hayal dünyalarında yer eden, unutulmaz bir karaktere dönüşmüştür. 

Gerçek Sherlock Holmüs'ün ölümü:

sherlock holmes

Sherlock Holmes’un her hikayesinde yanında bulunan ve olayları çözmesindeki en büyük yardımcı olan Dr. Henry Littlejohn, uzun yıllar bir cerrah, halk sağlığı ve adli tıp uzmanı olarak çalıştıktan sonra 30 Eylül 1914 tarihinde hayatını kaybetti. Efsane karakter ve onun yardımcısı ile ilgili ne düşündüğü ya da  ilham kaynağı konusunda bir bilgisi olup olmadığı asla öğrenilemedi.

Karaktere ilham olduğundan herkesin emin olduğu Dr. Joseph Bell bir cerrah, öğretim görevlisi ve adli tıp uzmanı olarak uzun yıllar çalıştı. Kendi açıklamalarına göre her zaman Sherlock Holmes karakterinin gerisini kaldığını düşünse de, 4 Ekim 1911 tarihinde hayatını kaybettikten sonra adı Edinburgh Üniversitesi’nde bulunan The Joseph Bell Center for Forensic Statistic’e verilmiş ve böylece ismi bilim dünyasının unutulmazları arasında yerini almıştır.

Sherlock Holmes karakterinin yaratıcısı Arthur Conan Doyle ise 1927 yılına kadar dahi dedektif ile ilgili hikayeler yazmaya devam etti. 1902 yılında şövalye unvanı alan ve  o tarihten itibaren Sir Arthur Conan Doyle olarak anılan yazar, 7 Temmuz 1930 tarihinde aramızdan ayrıldı. Sherlock Holmes karakteriyle beraber daha pek çok karakteri ve farklı türlerdeki edebi eseri miras olarak okuyucularına bırakan Doyle, adını edebiyat dünyasına altın harflerle kazımıştı. Modern dönemin Sherlock Holmes filmleri ve dizisinden seçtiğimiz 15 unutulmaz sahneye de buradan ulaşabilirsiniz.

46
8
3
2
0
Emoji İle Tepki Ver
46
8
3
2
0