ABD'de George Floyd'un polis tarafından öldürülmesinin ardından önce Minneapolis'te patlak verip daha sonra tüm ülkeye yayılan ırkçılık karşıtı protestolar ikinci haftasını doldurmak üzereyken, eylemlere yönelik polis müdahaleleri ve devletin teknolojik üstünlüğüne ilişkin tartışmalar da artmaya başladı. Gösteri hakkı ABD Anayasası tarafından garanti altına alınmasına rağmen, güvenlik güçlerinin artan miktarlarda eylem videoları ve fotoğrafları talep ettiği belirtiliyor.
Amerikan devletinin kolluk kuvvetleri bu video ve fotoğrafları protestolara katılanların kimliklerini tespit etmek ve gözetimi genişletmek için talep ettiği belirtiliyor. 2019'un mayıs ayında, San Fransisco yüz tanımayı yasaklayan ilk ABD kenti olmuştu. ABD'deki körfez bölgesi sivil itaatsiz ve gösterilere aşina olsa da, eski dönemlerde anonim protesto çok daha kolaydı. Şimdiyse akıllı telefonlar, yüksek çözünürlüklü kameralar ve güçlü algoritmalarla birlikte anonim protestolar tarihe karışmak üzere.
Yüz tanıma sistemleri gözetimi sıkılaştırıyor
Oakland, Berkeley, Somerville ve Brookline gibi kentlerde de yüz tanıma yasaklansa da ülkenin diğer kentleri yakın geçmişe kadar hâlâ yüz tanımanın kolluk kuvvetleri tarafından aktif bir şekilde kullanılmasına izin veriyordu. Yüz tanıma algoritmaları insanları araştırıyor ve onları muazzam bir veritabanında etiketlenmiş görüntülerle eşleştiriyor. Bu veritabanları sabıka kaydı fotoğraflarıyla da sınırlı olabilir, ehliyet fotoğrafları havuzunu da kullanıyor olabilir. Örneğin yakın zamanda Clearview AI isimli bir şirketin Facebook ve YouTube'un da dahil olduğu çevrimiçi platformlardan kullanıcıların izni dışında milyarlarca fotoğrafı aldığı ve bu veritabanına erişim ile yüz tanıma yazılımını yüzlerce kolluk gücü kurumuna sattığı ortaya çıkmıştı.
BuzzFeed'de yer alan habere göre Minneapolis'teki ve çevresindeki polis departmanları şubat ayı gibi bir tarihte dahi Clearview kullanıyorlardı. Yine yakın zamanda, yüz tanıma sistemi kullanımı ve polis ile FBI'ın protestolardan görüntü talep ettiğine dair iddialar da çeşitli platformlarda gündeme gelmişti. Bu kabiliyetin olduğu ve bunun kullanıldığı açık; ancak polisin süregiden protestolarda yüz tanıma uygulamalarını günlük olarak nasıl kullandığı açık değil.
Bu teknolojiden yana olanlar suç işleyenlerin tespit edilmesinde çok değerli bir araç olduğunu düşünüyorlar. Bununla birlikte, sistem yalnızca genel kesinlik açısından değil, özellikle beyaz olmayan kişilere ve kadınlara yönelik ayrımcı algoritmalarının ortaya çıkması nedeniyle de eleştiri altında. Kesin kurallar ve düzenlemeler olmadığı için, teknolojinin kötüye kullanımının ifade özgürlüğünü daha da fazla kısıtlayacağı düşünülüyor. ABD'de, yüz tanımayı düzenleyen federal yasalar bulunmuyor. Bu durumda sistemin kullanımı eyaletlere ve kentlere bırakılıyor.
