Bilim İnsanları LSD’nin İnsan Vücuduna Etkisini Araştırdılar

33
8
6
1
1
İşviçre’deki bilim insanları, test deneklerine LSD'nin onları nasıl etkilediğini araştırmak için belli bir doz LSD verdiler. Araştırmanın amacı ise maddenin ne gibi etkilere yol açtığını öğrenerek, şizofreniye tedavi bulmaktı.

LSD, belirli ruhsal bozukluklar; özellikle de şizofreniye sahip olan insanların kendileri ve diğerleri arasında ayrım yapmasını, günlük zihinsel görevlerini ve sosyal etkileşimlerini bozabilir. Bu bağlamda Zürih’teki Üniversite Psikiyatri Hastanesinde bulunan araştırmacılar, LSD’nin insanların algısını nasıl değiştirdiğini inceleyerek, şizofreni hastalığını tedavi etmek için deneysel ilaçlara yönelik hedefler bulmayı amaçladılar.

Peki LSD nedir?

LSD çok güçlü ve ruh halini değiştiren bir kimyasal madde olup, liserjik asitten üretilmektedir. ABD’de yasal olmayan laboratuarlarda kristal formu yapılmaktadır. Üretilen kristaller dağıtım için sıvı forma dönüştürülür. Piyasadaki bir başka adı da “asit” olarak geçmektedir. Bu madde sokakta küçük tabletlerde, kapsüllerde ya da jelatin kareler şekilde satılmaktadır. LSD bağımlılık yapan bir uyuşturucu olarak kabul edilmese de, bir kez kullanılsa bile kullanıcı üzerinde kalıcı etki yapar.

Depresyon aynı zamanda benlik hissi ile ilgili bir durumdur. Şizofreni hastaları kendilerini tamamen kaybetmiş olsalar da depresyonlu insanlar, kendileri üzerinde kafa yorma eğilimdedirler. Ancak, bu tür olguların üzerinde çalışmak zordur. Bunu araştırmak için yola çıkmış olan araştırmacılar, hastaları MRI tarayıcısına yatırıp, onlara kendilerini algılama hissi yaratacak bir miktar madde verdiler. Bu maddelerden biri de LSD idi.

Araştırmanın Zürih’te yapılmasının nedeni, Zürih’in LSD kullanımının mümkün olduğu az sayıdaki ülkelerden olmasıydı. Denemede ilaç deneyimi, test denekleri için pek heyecan verici olmadı çünkü deneklerin hepsi fiziksel olarak sağlıklıydı ve şizofreni ya da başka hastalıkları yoktu. Bu bağlamda denekler, MRI makineleri içerisinde, bilgisayar tarafından oluşturulan bir algılayıcı ile göz teması kurmaya çalışıyorlardı. Denekler, bunu başardıklarında, başka bir görev olarak farklı bir noktaya bakmaya çalıştılar. Bu durumda deneye katılan bireyler görevi gerçekleştiremediyseler, durum kötüye işaretti çünkü bunun anlamı kişisel hâkimiyetlerini yitirmiş olmalarıydı.

Her denek, verilen görevi bir kez sağlıklıyken, bir kez LSD almışken, bir kez de hem LSD hem de ketanserin adı verilen bir madde aldıktan sonra olmak üzere üz defa denedi. Ketanserin adı verilen madde, LSD’nin beyindeki belirli bir serotonin reseptörü ile etkileşime girmesini engelliyordu. Araştırmacılar bu maddeyi “5-HT2” olarak adlandırırlar.

Hayvanlar üzerinde yapılan önceki araştırmalarda, 5-HT2’nin LSD’nin kendilik duygusu ile karışma yeteneğinde önemli bir rol oynadığı öne sürülmüştü. Bu noktada araştırmacılar, insanlarda reseptörü bloke etmenin LSD’nin etkisini biraz azaltabileceğinden şüpheleniyorlardı. Ancak son yapılan test sonucu görüldü ki, bu madde aslında pek de fazla etkili değildi. Ketanserin ve plasebo grubu alan deneklerin performansı arasında hiçbir fark oluşmamıştı.

Durum araştırmacılar için şaşırtıcıydı çünkü LSD, sadece 5-HT2’de değil, beyindeki birçok reseptörde etkileşiyordu. Bu nokta da araştırmacıların bir sonraki hedefi, 5-HT2’nin beynin kendilik algısını düzenlemede önemli rol oynadığını düşündüklerinden bir sonraki adımda, o reseptörü hedef alan ve kendilik algısını etkileyen şiddetli psikiyatri hastaların bazı semptomlarını hafifletip, düzeltip düzeltemeyeceğini görmek için uyuşturucular üzerinde çalışmaktı. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

Kaynak : https://www.livescience.com/62059-schizophrenia-lsd-sense-self.html
33
8
6
1
1
Emoji İle Tepki Ver
33
8
6
1
1