Dünyanın en popüler çevrimiçi dizi ve film platformu Netflix, çektiği belgesellerle de adından söz ettirmeyi başarıyor. Ancak Netflix'in son belgesellerinden olan "Inside Bill's Brain", platformun diğer belgesellerine oranla daha popüler durumda. Bunun nedeniyse bu belgeselin hem bilgisayar sektörünün temellerini atan hem de dünyanın en değerli şirketlerinden bir tanesi olan Microsoft'un kurucu ortaklarından Bill Gates'i anlatıyor olması.
Bill Gates'in yaşamı elbette pek çok başarıyla dolu. Ancak neticede, Bill Gates de bir insan ve onun korkuları da var. Üç bölümlük belgeselde, Bill Gates'in korkularından da bahsediliyor. Dilerseniz şimdi, Bill Gates'in hayattaki en büyük korkusunun ne olduğuna ve bununla nasıl başa çıktığına bakalım.
İşte Bill Gates'in en büyük korkusu
Bill Gates, Inside Bill's Brain belgeselinde en büyük korkusunu, "Beynimin durmasını istemiyorum." olarak açıklıyor. Ancak Bill Gates'in "beyninin durmasından" kastettiği şey çağımızın hastalıklarından alzheimer mı yoksa çok daha farklı bir noktaya mı parmak basıyor bilmiyoruz.
Elbette Bill Gates, alzheimer gibi bir hastalığa yakalanmak istemez. Hatta böyle bir hastalığa yakalanmayı hiç kimse istemez. Aslına bakacak olursak Bill Gates'in de sözleriyle kastettiği şey bu olmayabilir. Çünkü Bill Gates, dünyanın en büyük girişimcilerinden bir tanesi ve onun başarısı, beynini "üretkenlik" doğrultusunda çalıştırmış olmasından kaynaklanıyor.
Modern tıp, beynin bozulmasını engellemek için herhangi bir şey yapamadı ancak ne olursa olsun beyninizi çalıştırmak sizin elinizde olan bir şey. Aslına bakacak olursak "beynin durması" alzheimer hastalığı kadar insanın kendi çalışmasıyla da ilgili olabilmektedir. Dilerseniz şimdi de Bill Gates'in beynini çalıştırmak için bugüne dek neler yaptığına bakalım.
Öğrenmek
Bill Gates, öğrenmekten hiçbir zaman vazgeçmemiş kişiliğiyle bilinmektedir. Hatta eski bir Microsoft çalışanının açıklamalarına göre Bill Gates, tatillerinde bile boş durmadan kitap okumayı seven bir kişiliğe sahip. Microsoft çalışanı onun, en ufak bir tatilinde bile 14 kadar kitabı okuduğunu ifade ediyor. Ayrıca Bill Gates, bir saat içerisinde 150 sayfa kitap okurmuş. Elbette hiçbirimiz, bu kadar kısa bir sürede bu kadar hızlı ve etkili bir şekilde okuma becerisine sahip olmayabiliriz ancak beynimiz, öğrenmeye odaklandıktan sonra her şeyi yapabilir.
Pratik
İnsan beynini çalışır durumda tutmanın en etkili yollarından bir tanesi de pratik yapmaktır. Hayal kurmak, işinizde daha iyi olmak için çalışmak, bir ekibe liderlik etmek, beyninizi çalışır durumda tutacaktır. Bill Gates'in de uzun zamandır Microsoft'a liderlik ettiği düşünüldüğünde, beyninin hala bu denli aktif olabilmesi onun sürekli olarak pratik yapıyor olmasına bağlanabilir.
Yenilikçi fikirler
Bill Gates'in tarihin en zeki insanlarından bir tanesi olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz. Ancak Bill Gates, gelecekte sadece Microsoft'la mı anılacak? Bu sorunun cevabı elbette hayır. Bunun nedeniyse Bill Gates'in Microsoft dışında pek çok proje üzerinde de çalışıyor olması.
Bill Gates'in üzerinde çalıştığı, üstelik belgeselde de yer alan projelerden bir tanesi tuvaletlerle ilgili. Evet ilk bakışta "tuvalet" fazlasıyla anlamsız gelebilir ancak Gates Vakfı, yaşadıkları çevrede tuvalet imkanı bile bulunmayan bölgelere tuvalet götürebilmek için çalışıyor.
"Tuvalet konusuyla yenilikçi fikirlerin ne ilgisi var?" diye sorabilirsiniz. Haklısınız ancak şöyle düşünün: İçerisinde bulunduğunuz ortamda bırakın tuvaleti, tuvalet sistemi kurabileceğiniz su tesisatı ve elektrik bile yoksa o bölge için fazlasıyla yenilikçi bir fikrin içindesiniz demektir.
İşte Bill Gates, bugüne dek bu yöntemleri uygulayarak beynini çalışır halde tuttu. Her birimiz kendi çapımızda bir şeyler yaparak beynimizi çalışır durumda tutabiliriz. Buna rağmen alzheimer hastalığı bir gün hepimizin yakasına yapışabilir ancak şu an için beynimizi olabildiğince çalışır durumda tutmak, belki de bu dünyadaki en önemli şeylerden bir tanesi.
