Elon Musk'ın kendi görüşüne göre "aptalca" bir fikir olan hidrojen motorlu araçlar yollarda sık görebileceğimiz otomobillerden değiller. Kaliforniya eyaletinde kiralama hizmeti sunulan Honda Clarity gibi nadir modeller bu teknolojiye sahip. Honda'nın ilgisinin yanı sıra Toyota'nın Mirai ve Hyundai'ın Tucson/ix35 adında hidrojenle çalışan modelleri bulunmakta.
Hidrojen ile çalışan araçlar, gücünü hidrojeni elektriğe dönüştüren yakıt hücrelerinden almaktadır. Havayı kirletmemesi nedeniyle geçtiğimiz yıllarda 21. yüzyılın yakıtı olarak hidrojen gösterilmekteydi. İlk yakıt hücreleri sistemi 1960'lı yıllarda General Electric şirketi tarafından orbital uzay kapsüllerinde kullanılmak üzere geliştirildi. 1990'lı yıllarda toplu taşıma araçlarında kullanılmaya başlamasıyla beraber bu sistemin 'kurulabilir ve kullanılabilir' olduğu kanıtlanmış oldu.
Şimdi bu araçların nasıl çalıştığına bakalım; İlk başta yakıt hücrelerini anlamak için bunları bir çeşit batarya olarak düşünebilirsiniz. Aradaki tek fark ise piller yakıtlarını içinde barındırırken, yakıt hücrelerini tekrar tekrar doldurabilirsiniz. Hidrojen yakıt hücrelerini dolduran yakıt ise adından da anlaşılacağı üzere hidrojendir. Hidrojeni işleyerek elektrik üreten motor, egzozundan karbon dioksit gibi zehirli gazlar yerine su buharı çıkarıyor.
Her ne kadar çevreci bir teknoloji olsa da maalesef ki yüksek maliyet, bu araçların az sayıda kalmasına neden oluyor. Yakıt olarak hidrojen kullanan araçlar arasında en uygun fiyatlı olan Toyota Mirai, 57.500 dolardan başlayan fiyatlarla satışa sunulmakta. Elektrikli araçların da gelişmesiyle beraber bu teknolojinin uzun bir süre daha yaygın olarak kullanılmayacağı düşünülüyor.
