Finlandiya denince akla gelen ilk şeylerden biri disiplinli trafik kurallarıdır ancak son dönemde devreye giren yeni nesil hız kameraları işi bambaşka bir boyuta taşıdı. Artık yolda sadece hız sınırını aştığınızda değil, direksiyon başında cep telefonuyla oynadığınızda veya emniyet kemerinizi takmadığınızda da bu akıllı sistemlere yakalanabiliyorsunuz.
Sürücülerin korkulu rüyası hâline gelen, yerel halkın "teneke polis" olarak adlandırdığı bu süper kameraların çalışma prensibine ve fütüristik denetim sisteminin perde arkasına gelin hep birlikte bakalım.
3D takip radarı ve yüksek çözünürlük

Bu yeni sistemin kalbinde, eski tip kameralardan çok daha gelişmiş olan 3D izleme radarı teknolojisi yatıyor. Klasik kameralar sadece aracın tam önünden geçtiği o saniyelik anı fotoğraflarken, Finlandiya'daki bu yeni cihazlar araç daha yüzlerce metre uzaktayken takibe başlıyor ve sürekli veri topluyor.
Asıl büyük fark ise görüntü kalitesinde ortaya çıkıyor çünkü bu kameralar sürücünün yüzünü ve ellerini kristal netliğinde fotoğraflayabiliyor. Yüksek megapikselli sensörler sayesinde, aracın ön camından içeriye odaklanarak sürücünün elinde bir cisim olup olmadığını veya emniyet kemerinin takılı olup olmadığını net bir şekilde ayırt edebiliyorlar.
Gece görüşü ve yapay zekâ desteği

Finlandiya polisinin kullandığı bu teknoloji, sadece gündüz gözüyle değil, zorlu hava koşullarında ve gece karanlığında da tam performansla çalışabiliyor. "Foton radarı" teknolojisi ve güçlü kızılötesi flaşlar sayesinde, zifiri karanlıkta bile araç içi aydınlık bir şekilde görüntülenebiliyor.
Yani hava karardığında veya yağmurlu havalarda "Kamera beni net göremez" diye düşünerek telefona sarılan sürücüler için kötü bir sürpriz kaçınılmaz oluyor. Sistem, sürücünün dikkat dağınıklığını ve kural ihlalini, ışık koşullarından bağımsız olarak tespit edip kaydedebilme yeteneğine sahip.
Peki son kararı kim veriyor?

Elbette bu kadar detaylı görüntüleme yapılması akıllara hemen "Ya elimde telefon yoksa ve sadece yüzümü kaşıyorsam?" gibi soruları getiriyor. Sistem, şüpheli bir durum veya kural ihlali (hız, kemer, telefon) tespit ettiğinde görüntüyü otomatik olarak merkeze iletiyor ancak özellikle cep telefonu kullanımı gibi hassas konularda son kararı genellikle yapay zekâ tek başına vermiyor.
Trafik merkezindeki görevli memurlar, sistemin yakaladığı yüksek çözünürlüklü fotoğrafları manuel olarak inceleyerek sürücünün gerçekten telefonla mı konuştuğunu yoksa başka bir hareket mi yaptığını teyit ediyor. Bu insan denetimi süreci, teknolojinin hata payını en aza indirerek haksız cezaların önüne geçmeyi hedefliyor ve sürücülere sadece gerçekten kural ihlali yaptıklarında ceza gitmesini sağlıyor.


