Yanlış kullanılan bazı terimler, yazım kaynaklı olsa da bazıları tamamıyla “ayıp” adı altında değiştiriliyor. Kendimizce adlandırdığımız organların isminin aslında öyle olmadığını, organ ismi söylerken de kimi zaman bir hastalık adı söylediğimizi duyunca alışılagelmiş konuşma dilinizi değiştirebilirsiniz.
Gelin neyi, nasıl yanlış yaptığımıza bakalım ve doğrusunu öğrenelim.
En sık yapılan hatalardan biri meme/göğüs kavramları
Bu kavramların karıştırılmasının en büyük sebebi, “ayıp” olacağının düşünülmesi. Aslında meme ve göğüs aynı şeyler değil. Göğüs, gövdenin üst yarısı yani vücudun boyun ile karın arasındaki bölümü. Meme ise dişilerde yavru emzirmeye yarayan, meme başı çıkıntısı olan, yağ ve süt bezlerinin bulunduğu, göğüs kaslarına bağlı bir organ.
Aslında biraz düşününce de bunun yanlış olduğu daha net anlaşılabilir. Örneğin göğüslü hayvan demiyoruz da memeli hayvan diyoruz ya da göğüs kanseri değil meme kanseri.
Ayıp olmaması veya daha kibar konuşmak adına yapılan bu yanlış aslında kişilerin göğüs ve meme şikâyetlerinde yanlış doktorlara başvurmasına da neden oluyor. Göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisi bölümlerinin göğüs kafesi ve akciğer hastalıkları ile ilgilendiğini unutmayıp bu birimin memeyle alakası olmadığını bilmek gerekir. Ayrıca meme ile ilgili rahatsızlığı olanların da soluğu kadın hastalıkları bölümlerinde değil genel cerrahi biriminde alması gerekir.
Kadın vücudunda karıştırılan bir başka konu: Vajina ve vulva.
Vajina ve vulva karıştırılan terimler arasında. Öncelikle vajinaya bakacak olursak doğum kanalının alt kısmı şeklinde açıklama yapılabilir. Rahmi dış dünyaya bağlayan kas kanalı vajina, vücudun içinde. Vulva ise genital bölge olarak adlandırılan kısmın dış yüzeyinde. Cilt tabakası olan vulva, üretra ve klitoris ile vajinanın dışını çevreler.
Apandis ve apandisitin aynı şey olmadığını söylesek?
Arama motorlarına girdiğinizde aslında bu kelimelerin doğrusunu görebilirsiniz ancak günlük konuşmalarda apandis ve apandisit kavramları oldukça karışıyor. Bunun için TDK’ye bakmak bile yeterli.
Apandis, ince bağırsakla kalın bağırsağın birleşme yerindeki kör bağırsağın ince bir parmak gibi olan son bölümüne deniyor. Apandisit ise apandisin iltihaplanmasıyla oluşan enfeksiyona verilen isim.
“Apandisim patladı.” denmesi de konuyu olmayacak bir yere getiriyor. Bu rahatsızlık aslında apandis değil içerisindeki iltihabın patlaması sonucu ortaya çıkar. Doğrusu da “Apandisitim patladı.” olmalıdır.
“Sarılık salgını” diye bir hastalık yoktur.
Yanlış tabirlerden bir diğer de sarılık salgını. Karaciğer ve safra yolları bozukluklarının sonucu olarak ortaya çıkan sarılık, bir hastalık değil aksine organlardaki bozukluğun bir belirtisi. Eğer buna bağlı bir durumdaki hastalıktan ve salgından bahsedilecekse “hepatit salgını” denilebilir. Çünkü hepatit bir belirti değil hastalıktır.
Kürtaj denilince akla sadece çocuk aldırma gelse de kürtajın genel anlamı başka.
Kürtaj, halk arasında rahimdeki ceninin tıbbi müdahale ile alınması olarak biliniyor. Bunda aslında bir yanlış yok. Çünkü döl yatağının içi kazınıp cenin alınıyor. Ancak bilinmeyen başka bir şey var. Bu da kürtaj kelimesinin asıl anlamının “kazıma” olması.
Yani “çocuk aldırmanın” yanı sıra rahim iç duvarından kazınarak örnek alınması, hasta veya zararlı dokuların kazınarak temizlenmesi de kürtajdır. Kürtaj ayrıca teşhis amaçlı da yapılan bir işlemdir.
Tartışmaya konu olacağını biliyoruz ancak söylemeden geçemeyeceğiz; kıl ve tüy aynı değil.
Her ne kadar TDK bu dediğimizi saymasa da kıl ve tüy farklı şeyler. TDK’ye göre tüy, insan ve hayvan derisi üzerinde bulunan ince, kısa, yumuşak ve sık uzantılardır. Ancak burada bilinmesi gereken tüyün sadece kuşlarda olduğudur.
Tüyün yapısını düşündüğünüzde de aslında insan vücudunda böyle bir şey olmadığını anlayacaksınız. Keratin bir gövde üzerinde etrafa doğru yayılan tüyde, çok sayıda alt dal vardır. Her ne kadar vücudumuzdaki kıllar ince yapıda olsa da bu tüy demek değil.
Hemşirelerde kadın erkek ayrımı yoktur.
Hastaneye gittiğinizde ve erkek bir hemşire ile karşılaştığınızda “Ay ne kadar da ilgili bir hemşir.” dersiniz. Ancak burada hemşireye karşı yanlış hitap ettiğinizi belirtelim. Yeterli ve yetkili bu sağlık görevlilerimiz için kadın erkek ayrımı yoktur. Yani hem kadın hem erkeğe “hemşire” denir.
Bir de ufak bir yazım yanlışına değinerek içeriğimizin sonuna gelelim: HIV virüsü kullanımı yanlıştır.
Buradaki yanlış aslında HIV’in açılımını bilmemekten kaynaklanıyor. HIV, Human Immunodeficiency Virus’un karşılığıdır. Yani aslında HIV dediğimiz zaman virüs de demiş oluyoruz. Bu yüzden de HIV virüsü demeye gerek yoktur.
Verdiğimiz örneklere ekleme yapmak isteyenleri yoruma bekliyoruz.