Otomobil piyasası, yıllardan beri farklı özelliklerle gelişmeye devam ediyor. Son yıllarda iyiden iyiye güvenliğe önem vermeye başlayan otomobil firmaları, güvenlik dışında araçların ağırlığını da düşünmeye başladı. Son yıllarda firmalar için hacim küçültme stratejileri uygulanıyor. Bir araçta ağırlığın artması, otomobilin çevreye saldığı karbon miktarını artırıyor. Bu halk dilinde “araba çok yakıyor” şeklinde yorumlanabilir.
Her şeyde olduğu gibi arabalarda da ne kadar çok kütle, o kadar çok enerji tüketimi anlamına gelir. 100 kiloluk bir ağırlığı taşımakla 500 kiloluk bir ağırlığı taşımak arasında dağlar kadar fark bulunuyor. Son yıllarda arabanın ağır parçaları olan motor, şase, şanzıman gibi parçalar daha hafif olarak üretilmeye çalışıyor. Arabanın ağırlığından oluşacak yola tutunma durumu da aerodinamik parçalarla çözülüyor. Bu ağırlığı azaltmak için metal olan çoğu parça yerine sert plastik ve karbon fibere bırakırken, aracın daha az yakıt harcaması sağlanıyor.
Ülkemizde hala tank gibi ağır olan bazı otomobiller var. Bu otomobiller ağırlıklarından dolayı çevreye zarar verdikleri gibi kullanıcılarının da cebini yakıyorlar. Ülkemizde ağırlığı ile ünlenen araçlardan bazıları:
2012 Cadillac Escalade EXT (2698 KG)
2016 Tesla Model X (2390 KG)
2017 Volvo XC90 T8 (2319 KG)
2015 Mercedes Benz M AWD SUV (2150 KG)
2016 Mercedes - Benz G350D (2537 KG)
2013 BMW 740İ SEDAN (1970 KG)
2014 Porsche Panamera (1799 KG)
Bonus 1: Tofaş Doğan (1040 KG)
Bonus 2: Tofaş Şahin (985 KG)
Bu araçlar, ülkemizde satışta olan en lüks araçlar arasında yer alıyor olsalar da, çevreye yaydıkları karbon atığından dolayı zarar veriyorlar. Bu tarz araçların son yıllarda giderek azaldığını ve daha hafif araçlara geçişin başladığını görmeye başladık.
