İşte doğru olduğunu düşünseniz de, aslında çok da doğru olmayan o bilgilerden bazıları:
1. Rosa Parks, otobüsün beyazlar için olan kısmında oturmuyordu.
Afroamerikan Sivil Haklar Hareketi'nin en önemli isimlerinden biri olan Rosa Parks'ı hepimiz ünlü otobüs olayıyla biliriz. Bilinen şekline göre Rosa Parks otobüsün beyazlara ayrılmış yerinde otururken kalkıp arka tarafa geçmesi istenir; ancak o buna karşı koyar. Fakat aslında Rosa Parks o gün, otobüsün beyazlara ayrılmış yerinde değil, Afroamerikanlara ayrılmış orta bölümün en ön sırasında oturuyordu. Fakat buna rağmen bile; yolcu sayısı artınca ve bir beyaz adam ayakta kalınca, sürücü o orta bölümün ön sırasındaki dört kişiye daha geriye giderek beyaz adama yer vermelerini istemişti. Olayın gerisiyse aynı; Rosa Parks kalkmayı reddedecekti.
2. Çin'in ayak bağlama geleneğinin altında yatan tek neden çekici görünmek değildi.
Lotus ayak olarak da bilinen ayak bağlama geleneği, Çin'de yüzyıllar boyunca devam etmişti. Küçük ayakların daha çekici olduğu düşünüldüğünden küçük yaşlarda kız çocuklarının ayak kemikleri kırılıyor ve son derece küçük ayakkabılar içinde gezdirilerek küçük ayaklı olacaklarına emin olunuyordu. Kadınlar da bu acı dolu eylemi, toplum baskısı nedeniyle kabul ediyordu ve gelenek bir türlü bitmek bilmiyordu. 20. yüzyılın ortalarına doğru ancak terk edilen bu gelenek, yapılan araştırmalara göre sadece görsel kaygılar gütmüyordu. Nedenlerinden biri, kız çocuklarını yürüyemeyecek hale getirmek ve böylece evlerinde kalmalarına neden olarak dikiş nakış gibi işlerle uğraşmalarını sağlamaktı.
3. Şükran Günü'nün ortaya çıkışı da sanıldığından farklı.
Sevinçle kutlanan Şükran Günü'nün ortaya çıkışı aslında bir katliama dayanıyor. 1636'da Plymouth'taki bir botta bir adam ölü olarak bulunuyor. Vatandaşlar da bu durumu Kızılderililerin yaptığını düşünüyor ve ders vermek amacıyla kadın ve çocukların da dahil olduğu 400 kişiyi öldürüyorlar. Dönemin valisi daha sonra açıklama yaparak "Pequot Kızılderililerine boyun eğdirilmesinin şerefine, bundan sonra bugün kutlu bir gün olarak anılacak" diyor. Özetle pek de iç açıcı bir gün olmadığını söylemek yanlış olmaz...
4. Telefonu icat eden kişi Alexander Graham Bell değildir.
Graham Bell, telefonun mucidi değil; patentini alan ilk kişidir. Tarih araştırmacılarının ulaştığı verilere göre Bell, o dönem telefon üzerinde çalışan pek çok kişiden biriydi. Bu kişilerden biri olan Antonio Meucci, aslında telefonu ilk icat eden kişi olmuştu. Ancak patent ofisine ilk giden isim Alexander Graham Bell'di, bu nedenle mucidi oymuş gibi anılmaya başlamıştı. Ancak 2002 yılında ABD Kongresi, bir kararla telefonun mucidi olarak Meucci'yi tanımaya başladı.
5. Kristof Kolomb, ünlü seyahatinde Dünya'nın düz olduğunu ispatlamaya çalışmıyordu.
Yeni araştırmalara göre Kolomb'un Amerika kıtasını keşfettiği 1492 yılında zaten Dünya'nın düz olmadığını biliniyordu. Yani Kolomb bu seyahatte insanlara gezegenimizin düz olduğunu ispatlamaya çalışmıyordu. Kolomb sadece Çin'e doğudan gitmek yerine batıdan gidilebileceğini göstermeye çalışıyordu; fakat yolculuğu sırasında yepyeni bir kıtayla karşılaştı ve gerisi malum...
6. Charles Lindbergh Atlantik'i uçakla baştan sona geçen ilk kişi değildi.
Çoğu kişi Lindbergh'i bunu ilk başaran kişi olarak bilse de, kendisi aslında bunu başaran ilk 100 insan arasına bile son anda girebilmiş, 85. olabilmişti. İlk başaran kişilerse, 1919'da bunu yapan İngiliz pilotlar John Alcock ve Arthur Brown idi.
7. Arabanın mucidi Henry Ford değildir.
Bazı kaynaklarda arabanın mucidi olarak Henry Ford geçse de, asıl mucit Karl Benz adlı Alman bir makine mühendisiydi. İlk araba olan Motorwagen'i 1885'de kullanıma sunan Benz'den bir sene sonra, Ford ilk arabasını yapacaktı. Fakat Ford, Benz ve diğer üreticilerden farklı olarak büyük fabrikalar inşa etmiş ve üretim hatları kurmuştu. Böylece arabaları çok daha ucuza, çok daha fazla sayıda ve çok daha kaliteli şekilde üretmeye başlamıştı.
