Günümüzde hemen her firmanın bir Instagram hesabı bulunuyor. Bu hesaplar, mağaza özelliğini, hikayeleri ve haber akışını kullanıyor. Instagram’ın bağlı olduğu Facebook’un 'Facebook IQ' ekibi, Brezilya, Endonezya, İngiltere ve ABD’de, yaşları 13 ila 55 arasında değişen ve haftada en az 1 defa Instagram kullanan yaklaşık 10 bin kişinin katıldığı bir araştırmaya imza attı.
Araştırmaya göre kullanıcılar, akışı ve hikayeleri farklı şekillerde algılıyor. Yani bir pazarlamacı iseniz, bir sayfa yönetiyorsanız ya da işletmenizin sosyal medyada daha görünür olmasını istiyorsanız bu detay sizin için büyük önem taşıyabilir.
Araştırmaya göre, dünya çapındaki Instagram kullanıcılarının yarısından fazlası, hikayeleri ve akışı her gün kullanıyor. Temelde her iki özellik de görüntü paylaşmaya yarıyor olsa da kullanımlarında büyük farklar mevcut. Kaydedilmediği sürece 24 saat sonra kaybolan hikayeler, tam ekran olarak kullanılır. Bu özellik sayesinde belli bir görsel paylaşılır, belli konuda ve anlık olarak bilgi aktarılır. Bu modda çıkartmalar, eğlenceli ve yaratıcı filtreler bulunur.
İnstagram akışı ise 2010 yılında kullanıma açıldı. Bu özellikte görüntüler ekranda daha az yer kaplıyor ancak görseller kalıcı oluyor.
Araştırmaya katılan hedef kitle, genel olarak her iki özelliği de görsel anlamda hoş içerikler için kullanıyor. Yine de algıları farklı. Canlı, filtrelenmemiş içerikler için mağazayı ziyaret eden kullanıcılar, geniş kapsamlı nedenler olan bilgi edinmek, markaları keşfetmek gibi amaçları için akışı kullanıyor.
Instagram verilerine göre, hikayeler özelliğini aktif olarak kullanan günlük kullanıcı sayısı 300 milyonu aşmış durumda. Tabii ki bu ilginin bir nedeni var.
Araştırmaya göre insanlar, hikayeler aracılığıyla arkadaşları ve aileleriyle olan iletişimlerinin güçlendiğini söylüyor. Katılımcılar ayrıca 24 saat sonra kaybolan içerik ve özgün format sayesinde kendilerini daha iyi ifade edebildiklerini belirtiyorlar.
Bir diğer önemli nokta da hikayelere insanların yaklaşımı. Katılımcıların %39’u, hikayelerde gördüğü bir marka/ürün ile daha fazla ilgileniyor. Ülkeden ülkeye insanların hikayelerden beklentileri değişiklik gösterebiliyor. Yine de genel olarak filtresiz ve özgün içerik beklentisi yüksek oluyor.
İnsanlar genel olarak bilgi edinmek ve bir şeyleri keşfetmek için ise akışı kullanıyor. Bu durumun altında belki yıllar öncesinden bu yana gelen kullanım alışkanlığı yatıyor olabilir. Yine de bu, insanların hikayelerde marka ve ürün keşfetmeyi sevmediği anlamına gelmiyor. Aksine, bu durumdan genel olarak şikayetçi değiller. Burada önemli olan, ama reklam içeriğinin ama paylaşılan içeriklerin özgün, yaratıcı ve dikkat çekici olması.
Yani söz konusu Instagram’ı efektif kullanmak olduğunda, hikayelerde gerçek anlamda hikaye anlatmak, insanların ilgisini özgün içerikle çekmek gerekiyor. İnsanlar, hikayeler ve akışı farklı şeylerle ilişkilendiriyor. Canlı içerikleri hikayelerde paylaşmak ve akışlara süresiz, kalıcı içerikler eklemek işe yarayabilir.
Firmaların hikayelerini belirlerken, hedefledikleri kitleye göre reklam yapmaları hedeflenmeli. Ayrıca yaratıcı içerikler için önemli noktaları dikkate almak gerekiyor.
