Çoğu YouTube kullanıcısının ortak şikayeti, kaliteli içerik sayısının az olması. Bunun en önemli sebebi ise bizzat YouTube’un kendisi. Yayıncıları dikkat çekici başlıklarla, tık tuzağı yaparak öne çıkmaya zorlayan yapısı, büyük eleştiriler almasına neden oluyor. Elbette “kaliteli içerik” tanımı da burada çok büyük önem taşıyor.
Kaliteli içerik algısı kişiden kişiye değişse de “kalitesiz içerik” algısı çoğu kişi için hemen hemen aynı düzeyde. Size iyi ve net görüntüler sunan, ancak hiçbir şey anlatmayan videolar gib etmenler haricinde YouTube, alıntı içeriklerin kol gezdiği bir mekan haline geldi. Kısacası mevcut sıkıntıların, çözülmeyi bırakın giderek arttığı bir dönemde YouTube Premium hizmeti de yaygınlaşmaya başladı.
YouTube’un ücretli servisi olan YouTube Premium hakkında daha önce size bir kapsamlı inceleme, rakipleriyle kıyaslama ve neden abone olmanız gerektiğine yönelik içerikler sunduk. Hep objektif olarak yaklaşacak değiliz. Bugün, YouTube Premium’ıun büyük eksiklerine, kendisini geliştirmesi gereken yönlerine yakından bakıyoruz.
1. YouTube Originals: Şimdi ben buraya neden çıktım?
Daha önceki detaylı inceleme yazımızda YouTube Originals’i “menüye ek olarak verilen soğuk soğan halkalarına” benzetmiştik. Hatta etkisiz bir eleman olarak görüp, olumlu ya da olumsuz değerlendirmeye dahil bile etmemiş, varlığı ya da yokluğunun anlam ifade etmediğini söylemiştik.
İçerik çeşitliliği o kadar az, var olan içeriklerin kalitesi o kadar düşük ki YouTube, neden bu ürünü Türkiye’de hemen hizmete soktu inanın anlamak çok güç. Şu anda sadece 8 farklı dizi ve film bulunuyor. Üstelik bazıları "Bu video kullanılamıyor" uyarısı veriyor. Ayrıca var olan sınırlı sayıdaki içerikte de Türçe altyazı seçeneği yok. (Kedi isimli belgesel hariç, o zaten Türkiye'de ilgi görmeyen bağımsız bir yapımdı. Uzun süredir Originals'te var.)
Olur da YouTube Premium’da bir eksik ararsanız, hiçbir zaman kullanmayacağınız özellik gibi duran Originals’i de listeye dahil edebilirsiniz. Sırf Originals içerikleri için YouTube’a abone olmak, şimdilik çok mantıksız. Originals’in durumunu daha iyi anlatan bir alıntı yapalım:
“Ben buraya neden çıktım? Niçin çıktım? Nasıl çıktım? Bunu izaha gerek yok. Gördünüz, yürüdüm çıktım! Ama, çıkmamış da olabilirim."
2. YouTube Music ses ve içerik kalitesi:
Tidal, Spotify ve Apple Music gibi rakiplere karşı koymaya çalışan YouTube’un müzik servisi, içerik zenginliği açısından zirvede. Ancak ses kalitesi açısından yerlerde sürünüyor. Bunun ise iki sebebi var. Birincisi ve en önemli olanı, müzik arşivinin çoğunun YouTube’daki videolara bağlı olması.
Aslında bu zenginlik, rakip uygulamalarda bulunmayan bağımsız sanatçılara, remixlere ve coverlara ulaşma şansını arttırırken; kullanıcı deneyimini aşağıya çeken bir etmen. Eğer keşfetme özelliğine giriş yaparsanız, uygulama filtresinden kaçmayı başaran çok sayıda kötü kayıtlı şarkıyı listenizde görebilirsiniz.
Spotify, veri tasarrufu modundayken minimum 96 kbps veri aktarımı yaparak ses kalitesini koruyor. Maksimum ses kalitesi modunda Spotify 320 kbps, YouTube Music ise 256 kbps hızında veri aktarımı yapıyor. Bu frekans farkı, eğer orta seviye ve üzerinde bir kulaklığa sahipseniz ciddi şekilde dinleme deneyimini aşağıya çekiyor.
3. Kullanıcı deneyimi odaklı tasarım eksiği:
YouTube Premium, standart YouTube’un bir nevi ek paketi gibi. Zaten hizmetin sunulma amacı da bu ancak ortada psikolojik bir durum var. İnsanlar, 1 TL olsa dahi para ödedikleri bir hizmeti aldıklarında, ücretsiz versiyonuyla arasında fark görmek istiyorlar. Buradaki “görmek” eylemini biraz daha açmakta fayda var. Zira konuştuğumuz şey doğrudan tasarımla ilgili.
Premium hesabınızda hem tarayıcı hem de mobil uygulama sürümündeki görsel deneyiminiz hiç değişmiyor. Sadece Premium, Originals ve Music logosu, var olan arayüzü değiştirmeden ekleniyor. Mobildeyken videoların altına bir de indirme butonu görüyorsunuz. İşte beklentiler de burada devreye giriyor.
YouTube’un popülerleşmesini sağlayan ücretsiz sürümü ile Premium arasında görsel açıdan büyük farklar olmadığı için, kullanıcıların psikolojik doyuma ulaşmamaları söz konusu. Özellikle Türkiye gibi pazarlarda tüketicilerin genel eğilimi görsel deneyimler üzerine kurulu. Bu da ülkemizde tercih edilmemesine neden olacak, deneme sürümünden sonra çoğu insanı “zaten özel bir şey yoktu” düşüncesine sürükleyecek bir etmen.
4. YouTube Music'in olmayan masaüstü uygulaması:
Ezelden beri müziği ayrı uygulamadan dinleme alışkanlığımız var. Ancak YouTube, ne Windows ne de Mac için harici bri resmi uygulama sunmuyor. Diğer bütün rakiplerinde bu hizmet bulunurken YouTube Music için tarayıcıdan giriş yapmak zorundasınız. Bu da bilgisayarınıza müzik indirmenizi engelliyor ve mobil deneyiminizi masaüstüne aktaramıyorsunuz.
Tarayıcıdan servise erişmenin bir diğer olumsuz yanı, kararlılığın kullandığınız tarayıcı modeline emanet edilmesi. Yani Chrome’da ya da Firefox’ta yaşadığınız bir sorun, o anki müzik keyfinizi yarıda kesiyor. Spotify gibi rakipler, aynı fiyata her platfromda eşit deneyim sunuyorlar.
YouTube Premium ile ilgili gözlemlediğiniz eksileri yorumlar kısmında belirtebilirsiniz. Ayrıca YouTube Premium için aşağıdaki ankete katılarak fikirlerinizi belirtebilirsiniz: