Ürgüplü Mustafa Güzelgöz ise halkın günlük işlerinin yanı sıra -kendi deyimiyle- cehaleti yenmek ve onlara okuma alışkanlığı kazandırarak iyilik yoluna sevk etmek için olağanüstü bir çaba göstermiş ve sadece Ürgüp’ün Karain köyünde değil Türkiye’ye ve dünyaya sesini duyuracak bir girişimde bulunmuştu.
“Halk kitap almaya gelmiyorsa kitapları onların ayağına ben götürürüm” düşüncesiyle yola çıkarak Türk kütüphaneciliğinde bir sembol haline gelen Mustafa Güzelgöz’ün zorluklarla dolu hikayesi, parmakla gösterilecek türden.
İlk etapta kütüphanecilik hakkında herhangi bir bilgi ve deneyimi olmayan Mustafa Güzelgöz, bu konu üzerine kaleme alınmış bir kitabı okuyarak modern ve çağdaş bir kütüphane oluşturmaya karar verir.
İlk olarak kütüphanenin rutubetli bir odasına terk edilmiş Osmanlıca kitapları çıkarır. Fakat bu kitapların bir kütüphane için yeterli olmayacağını düşünerek tanıdıklarından ellerindeki tüm kitapları kütüphaneye bağışlamalarını ister.
Kaymakamla birlikte çeşitli heyet gezilerine katılan Güzelgöz; heyetteki doktor, veteriner ve öğretmen gibi kişilerin halk tarafından çokça sevilip sayıldığını görürken, bir kütüphane memuru olduğu için kendisine saygı duyulmadığını düşünür.
Bu noktada hikayesi başlayan Mustafa Güzelgöz, bir kütüphane görevlisi olarak halk için nasıl faydalı olabileceğini düşünmeye başlar ve köylünün içinde bulunduğu zor durumlar sebebiyle yararlanamadığı kütüphaneyi, onların ayağına götürmeye karar verir.
Bunun için en uygun yöntemin, kitapları eşeklerle taşımak olduğuna karar kılan kütüphane memuru, kitapları koyacağı sandıkların da çizimini yaparak marangozun yolunu tutar. Her şeyi ayrıntılı bir şekilde düşünen kütüphaneci, ödünç vereceği kitapları da not almak için bir defter hazırlayarak yollara düşer ve tam 36 köye hizmet vermeye başlar.
Köylülerden kitapları 15 gün içinde bitirmelerini isteyen Güzelgöz, kitaplar okunduktan sonra yenilerini verecek ve bu şekilde yavaş yavaş kütüphaneye ayak alışkanlığı kazandıracaktır.
Mustafa Güzelgöz, kitapların daha çok insana ulaştırılması amacıyla bakanlıktan iki yeni memur kadrosu talebinde bulunur.
Eşeklerinin yem bedelinin karşılanmasını da talepleri arasına ekleyen Güzelgöz, amacına ulaşır ve bu kadrolara alınacak kişilerin bir eşek sahibi olması ve en az 5 köye kitap götürmesi şartı aranır.
Çocuk kitapları başta olmak üzere kütüphanesindeki kitap sayısını arttırmak isteyen kütüphaneci, Ürgüp dışındaki adresine ulaşabildiği tanıdıklarına ayrı ayrı mektuplar yazar ve kütüphaneye kitap göndermeleri konusunda çağrıda bulunur. Kısa bir zaman sonra ise kitaplar yerine ulaşmaya başlar.
Mustafa Güzelgöz, bu kütüphaneyi sosyalleşme alanı haline getirmek ister ve halkı buraya çekebilmek için toplanan yardımlarla kütüphaneye bir radyo alır.
Bu radyo, köyün erkeklerini kütüphaneye çekmeyi başarır ancak kadınlar ev işleri ve çocuklarıyla meşgul olmaya devam eder. Kadınları da buraya yönlendirebilmek için çareler arayan Güzelgöz, biraz daha bağış toplayarak kütüphaneye dikiş makineleri satın alır.
Kütüphanenin belirli günlerini kadınlara ayıran kütüphane memuru, ayrıca dikiş makineleri üreten Zenith ve Singer gibi firmalara yazdığı mektuplarda, yaptığı işlerden bahsederek onların da desteğini görmek istediğini belirtir. Bu çağrının ardından Zenith 9, Singer 1 dikiş makinesi gönderir.
Bu sayede dikiş kursları açılır ve kurs esnasında kadınlara dikiş, nakış, yemek yapımı, çocuk bakımı ve moda konularında çeşitli kaynaklar gösterilerek bu kitapların okunması hedeflenir ve kadınların da kütüphaneye gelerek okuma alışkanlığı kazanmasına çalışılır.
Namıdiğer eşekli kütüphaneci, okuma alışkanlığı kazanan köylülere yavaş yavaş klasikleri de vermeye başlar. Böylelikle Ürgüp’ün Karain köyünde Balzac okunur.
Bu esnada Amerika’da 1963 yılında bir yarışma düzenlenir. Bu yarışma, halkına hizmet eden yaratıcı insanlar arasında gerçekleşir ve Mustafa Güzelgöz’ün “Eşekli Kütüphane” projesi de bu yarışta yerini alır. Amerika’dan 3 kişilik bir heyet ekibi Ürgüp’e gelir ve bölgedeki okuma yazma oranının yanında kütüphane hizmetinin geldiği noktadan da oldukça etkilenir.
Mustafa Güzelgöz yarışmayı kazanır ve bu haber dünya basınında da yerini alarak farklı ülkelerden büyük takdirler toplar. Ardından Amerikan Barış Gönüllüleri, Ürgüp’ü ziyaret eder ve kütüphaneye 1960 model bir Jeep hediye eder.
Ürgüp'e kazandırdıklarının yanında Türkiye'ye ve dünyaya örnek olan Mustafa Güzelgöz'ün hayat hikayesinden etkilenen Fakir Baykurt, "Eşekli Kütüphaneci" adıyla bir roman kaleme alırken, Aydın İleri de "Eşekle Gelen Aydınlık" isimli bir eser yayınlar.
2005 yılında hayatını kaybeden Mustafa Güzelgöz, bir el kitabından mesleğinin inceliklerini öğrenerek başladığı kütüphanecilikte, "Eşekli Kütüphaneci" olarak halkına okuma alışkanlığı kazandırma uğruna birçok zorluğu göğüsleyerek hedeflerine ulaşan bir idealist olarak daima hafızalarımızda kalacak.