NASA, uzay görevlerinde kullanacağı yeni teknolojisi geçtiğimiz yıl tanıtmıştı. Lazer İletişim Röle Gösterimi (LCRD) olarak adlandırılan yeni teknoloji sayesinde uzay görevlerinde yaşanan iletişim sıkıntısı da hafifletilecek. Uzay araçlarından gelen görüntü ve ses kayıtlarının kalitesi zamanla arttıkça radyo dalgalarıyla sağlanan iletişim de bir hayli yavaşladı. Ancak bu yeni teknoloji, araştırmacılar için büyük bir adım olabilir.
NASA’nın LCRD adlı lazerle iletişim teknolojisi, 5 Aralık tarihinde ABD’nin Uzay Kuvvetleri tarafından yörüngeye fırlatılacak. En az iki yıl boyunca teste tutulacak olan LCRD, olabildiğince fazla veriyi en kısa sürede merkeze iletmeye çalışacak. Kullanılan bu teknolojinin olumlu sonuçlar vermesi durumunda Ay’a ve Mars’a yapılacak görevlerde de yararlanılması planlanıyor.
Peki, lazerle iletişimin farkı ne?
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi mevcut radyo frekansları üzerinden aktarılan veriler, oldukça uzun bir süreden sonra alıcısına ulaşabiliyor. Uzay görevlerinde acil durumlar olması durumunda mürettebat ve görev kontrol merkezi arasında iletişim sağlanamaması büyük bir sorun oluşturabilir. Yapılan bir deney de, iletişimde yaşanan bu aksaklıklardan dolayı görev ekiplerinin bir süre sonra kendi kendilerine karar vermeye başladıklarını ortaya çıkarmıştı.
Lazerle sağlanan iletişim, aynı sürede 100 kat daha fazla veriyi iletebilecek kapasitede. Örneğin; Mars’ın tamamının haritasının çıkarıldığı bir görevde bu veriler radyo frekansı ile Dünya’ya 9 haftada ulaşırken lazer teknolojisiyle 9 günde ulaşabiliyor. Bunun sebebi; kızılötesi ışığın (lazer), radyo frekansından çok daha sık ‘dalgalara’ sahip olması. Bu da, bu ‘sık dalgalara’ daha fazla veri sıkıştırılmasına olanak sağlıyor. Buna ek olarak, yörüngede yer alan binlerce uydu da radyo dalgalarının giderek daha yoğun bir hale gelmesine ve veri aktarımının daha zor olmasına yol açıyor. Bu yeni teknolojinin ilerleyen yıllarda daha da geliştirilmesi durumunda uzay iletişimi, köklü bir değişime gidebilir.
