Red Skull, Marvel evreninde Captain America’nın azılı düşmanı olarak biliniyor. Eski bir asker olan Red Skull, Captain America: The First Avengers’ın sonunda sonsuzluk taşlarından olan Uzay Taşı ile etkileşime girerek ortadan kaybolmuştu ve Marvel Sinematik Evreni’nde yıllarca görülmedi.
Captain America’nın azılı düşmanı, daha sonra Avengers: Infinity War’da Vormir gezegeninde Ruh Taşı’nın bekçisi olarak ortaya çıktı. Red Skull, Thanos ve Gamora’ya Ruh Taşı’nı almak için yerine getirmeleri gereken şartı açıkladı. Ruh Taşı’nı almak isteyen kişi, en sevdiği şeyden vazgeçmeliydi. Thanos, Ruh Taşı’nı almak için Gamora’yı öldürmeyi tercih etti. Endgame de ise Ruh Taşı’nın alınması için Black Widow’un kendini feda ettiğini gördük.
Red Skull, Vormir’de tuzağa düşerek yıllarca Ruh Taşı’nın bekçiliğini yaptı. Ama Red Skull’un Ruh Taşı’nı alamamasının sebebi olarak tuzağa düşmüş olması gösterilemez. Red Skull, Ruh Taşı’nın alamasının asıl sebebi, Marvel’ın çizgi romanlarında açıkça gösteriliyor.
Captain America çizgi romanının 298.sayısına bakıldığında 30 yaşında Almanya’da yaşayan Red Skull’un bir kadına aşık olduğu görülüyor. Ancak karşılık bulamayan Red Skull, yıllar sonra kadına olan duygusunun aşk değil şehvet olduğunu anladı.
Red Skull, kendi kızı olan Sin’e dahi sevgi beslemedi. Sin, babasının sevgisini kazanmak için nefret dolu ve umutsuz bir kadın olarak büyüdü. Ama Red Skull, Sin’e asla sevgi beslemedi. Red Skull’un kendisininde çeşitli maceralarda söylediği gibi hissettiği en yoğun duygu Captain America’ya olan nefreti.
Ruh Taşı’nı almak için en sevilen şeyin feda edilmesi gerektiği için kimseye sevgi beslemeyen Red Skull, Ruh Taşı’nı alamadı. Ruh Taşı’nı alamayan Red Skull, yıllarca Vormir’de esir kalarak Ruh Taşı’na bekçilik yapmak zorunda kaldı.
