Teknoloji dünyasında geçmişten günümüze çok büyük projeler üretildi. Bu projelerden bazılar başarılı olup dünyanın en büyük şirketleri hâline geldi. Dikkatli bir şekilde incelediğimizde pek çok projenin arka planında kendini bu işlere adayan insanların olduğunu görüyoruz. Bolca çaba, bolca emek ve yeni fikirlerle harcanan büyük zamanlar harika sonuçlar doğuruyor. Bu sonuçlardan biri olan Google'ın arkasındaki isimlerden birisiyse Sergey Brin.
Bu süreçte de pek çok insanla çalışmış olmasına karşın şirketin kuruluşu etkili ve bir o kadar da ilham verici bir hikâyeye sahip. Hâliyle de her başarı hikâyesi kendi ardında önemli insanları barındırıyor. Sergey Brin de bu isimlerden birisi. Kendisi, 6 yaşındayken Rusya’dan ABD’ye göç eden bir ailenin çocuğu olarak karşımıza çıkıyor.
Sergey Brin kimdir?
Asıl ismi Sergey Mikholavyiç Brin olan Sergey Brin, 21 Ağustos 1973 doğumlu. Rus ve Musevi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Brin, matematikçi bir babaya ve NASA çalışanı bir anneye sahip. Yani ailesi bilim dünyasıyla oldukça içli dışlı diyebiliriz.
Brin, ilk olarak ABD'de Mishkan Torah isimli bir Musevi ilkokuluna başladı. Burada Rus aksanı nedeniyle okuldaki arkadaşları tarafından alay konusu oldu. Bu yüzden de ailesine başka bir okula geçmek istediğini söyledi. Ardından Praint Branch Montessori okuluna geçiş yaparak burada daha uyumlu bir öğrenci oldu.
Okulun müdürü de belirli bir süre sonunda Sergey Brin’in mentoru oldu ve kendisi için öz güveni yüksek, dışa dönük ve matematik zekâsı yüksek bir çocuk olduğunu söylüyordu. Matematik dersleri çok basit geçtiği için sıkılan Sergey Brin, aynı anda hem Rusça hem de Matematik dersi görüyordu.
Sergey Brin aslında bir doktor ancak hangi alanda?
Eğitim hayatı oldukça hızlı geçen Sergey Brin, ilkokuldan hemen sonra Eleanor Roosevelt Lisesi’ne geçiş yaptı ve buradan mezun olduğunda henüz 15 yaşındaydı. 1990 yılında Maryland Üniversitesi’ne başladı. 1993 yılında hem bilgisayar mühendisliği hem de matematik bölümünden başarılı ortalamalarla mezun oldu.
Ardından National Science Foundation’dan doktora ve yüksek lisans bursu kazanarak hızlı bir şekilde lisansüstü eğitim bölümlerine geçiş yaptı. Lisans eğitimi sonrası Silikon Vadisi’nin de merkezinde yer alan ünlü Stanford Üniversitesi’nde eğitimine devam eden Sergey Brin, doktora eğitimini de burada tamamlamış oldu.
Stanford Üniversitesi’nde internet teknolojileri konusunda çalışmalar yapan Sergey Brin, arama motorları konusuna da ilgili bir öğrenciydi. Arama motorlarına duyduğu ilgi onu bu konuda pek çok makale yazmaya zorladı. Yapılandırılmayan kaynaklardan nasıl veri çekileceğine dair yazdığı makaleler oldukça ilgi gördü. Bunu yaparken de aynı zamanda TeX formatını doğrudan HTML formatına dönüştüren bir yazılım üretti.
Hayatındaki dönüm noktası: Larry Page
Sergey Brin, 1995 senesinde bilgisayar mühendisliği doktora öğrencisi olan (aynı zamanda sınıf arkadaşı) Larry Page ile tanışmıştı. Başta sürekli tartışma yaşasalar da kısa bir süre içerisinde yeni fikirler üzerinde düşünmeye başladılar. Devasa veri setlerinden bilgi çekme konusunda ikisinin de ilgili olması onları ortak bir noktaya çekmişti.
1996 senesinde doktora tezi hazırlanırken internetten bilgi bulma konusunda da önemli çalışmalar yaptılar ve bu konuda da birlikte çalışmaya başladılar. Çıkış noktalarıysa en popüler bilgilerin en yararlı bilgiler olduğu düşüncesiydi. Bu düşünceyle internet sitelerini sıralamaya başlayan ikili, arama motoru yönetimi konusunda da etkili yöntemler geliştirmeye başladı.
O dönemde bulunan arama motorları, bir anahtar kelimenin bir site üzerinde bulunması prensibiyle çalışıyordu. Sonradan yapılan çalışmalarda en önemli faktörün aynı zamanda başka sitelerden bağlantı alınması durumu olduğu düşünüldü. Backlink konusunun bu denli önemli olduğu düşüncesinden sonraysa test çalışmalarına başlandı.
İkili, bu fikirle yola çıkarak BackRub isimli bir arama motorunu kurdu ve sıralama algoritması da tamamen diğer sitelerden verilen bağlantı sayısına göre inşa edildi. O dönem sadece Stanford öğrencilerine yönelik olan arama motoru oldukça sevildi.
Google’ın kuruluş süreci başlıyor:
1997 yılının Sonbahar aylarında BackRub isminin yerine alternatif bir isim bulmaya çalışan ikili, farklı çözümler üzerinde düşündüler. Arkadaşları olan Sean Anderson’ın da önerisi ile Googolplex ismi ön plana çıktı. Bu terim 10 üzeri 100 gibi bir sayıyı tanımlamak için kullanılıyordu. Bu isimle ilgili yeni düşüncelere dâhil olsalar da bu ismin kısaltılmış hâli olan Google isminin kullanılmasında karar kılındı.
İsmin çıkış noktasıysa garipti. Googol yazacağına yanlışlıkla Google yazan Sean Anderson bu domainin (site ismi) boş olduğunu gördü ve Google.com domainini aldı. Sonra da herkes tarafından bu isim kabul görünce site, 15 Eylül 1997 tarihinden itibaren Google olarak çalışmaya devam etti.
Başlarda Stanford sunucularıyla hizmet veren Google, Larry Page’in yurt odasındaki data merkeziyle ilerliyordu. Sergey Brin’in yurt odasıysa ofis olarak kullanılmaktaydı. Bu süreçlerde Google bir iş değil, önemli bir doktora teziydi. Öğrenciler arasında hayli popüler olan bu siteyi Altavista’ya satmaya çalışan ikili reddedildi. Sergey ve Page, bu siteyi bu kez de Yahoo’ya satmaya çalıştı ama yine ret yanıtı aldılar.
Bu başarısız denemelerden sonra ikili, bir iş planı hazırladı ve hisse karşılığında melek yatırımcılar aradı. Sun Microsystems’ın kurucu ortağı olan Andy Becholsheim bu projeden etkilenerek şirkete tam olarak 100.000 dolar değerinde yatırım yaptı. Ardından Sergey ve Page, okuldaki çalışmalarına ara vererek yeni bir sürece girmeye karar verdi.
Garaj yılları ve yatırım dönemleri:
Okuldaki çalışmalarına ara veren ikilinin ailesi bu durumdan pek mutlu değildi. 7 Eylül 1998 tarihinde Google bir limited şirketi oldu ve Larry Page ile Sergey Brin doğrudan yönetimde rol aldı. CEO Larry Page, başkan da Sergey Brin olmuştu. Ofis olarak Sergey Brin’in kız arkadaşının kardeşi olan Susan Wojcicki’nin garajı kullanılıyordu. Burada günde 10.000 ortalamayla Google araması alınıyordu.
Site, yavaş yavaş ilgi çekmeye başladı ve PC Magazine dergisi 1998 senesinde en iyi 100 internet sitesi listesinde Google’a da yer vermişti. İlk çalışan Craig Silverstein oldu ve ertesi yıl Palo Alto’da resmi olarak garaj dışı ilk Google ofisi kurulmuştu. Sonuçlardan memnun kalan kullanıcılar bir şekilde sağda solda Google üzerine konuşuyordu.
Haziran 19992'da Sergey Brin ve Larry Page önemli bir yatırım olan Sequoia Capital ve Kleiner Perkins adlı iki büyük yatırım şirketini ikna ederek toplamda 25 milyon dolarlık bir yatırım aldı. 1999 yılının sonunda ortalama arama sayısı günlük 7 milyon seviyesine ulaştı. Şirketin maliyeti sürekli artıyordu ve aylık operasyon maliyeti 500.000 dolar seviyesine ilerliyordu.
İlk kazanç ve ardından başlayan para kazanma dönemi:
Çalışmalardan kâr elde edebilmek için Google’a paralı reklam almaya karar verildi fakat bu reklamların bir şekilde ana sayfa üzerinde yer alması istenmiyordu. Sonuçların aramalarda değil de reklam olarak çıkmasını istiyorlardı. Bu sayede kullanıcılar organik sonuçlarla reklamları ayırt edebilecekti.
23 Ekim 2000 tarihinde de Google Adwords kuruldu ve reklamların yönetimi bu şirket üzerinden yapılmaya başlandı. Bu süreçlerde Altavita, Excite, Lycos gibi rakip reklam firmaları önemli reklam stratejileri üzerinde çalışıyordu. Google ise bu süreçte daha çok sakin kalıyor ve arama motoru sonuçlarının daha doğru olması için çalışmalarını sürdürüyordu.
Google arkadaş arasındaki tavsiyelerle büyüyen bir siteydi ve bu yüzden de insanların tavsiyelerine güvenmek için daha isabetli arama sonuçlarına ihtiyaç vardı. Çalışmalardan sonra Google, 1 milyar URL index’iyle dünyanın en büyük arama motoru olmayı başardı.
Sergey Brin'in Google'ın başarısına dair söylediği bazı sözleri:
- Biz çok fazla şey ürettik. Başarının tek yolu çok fazla başarısızlık sahibi olmak.
- En alakalı 10 arama sonucu, diğer milyonlarca sonuçtan daha kullanışlı olduğunu gördüğümüz için başarılı olduk.
- Google’ın beyninizin üçüncü yarısı olmasını istiyoruz.
Özet olarak bu denli büyük bir başarının altında yatan yoğun çabayı ve çalışmayı hep birlikte görüyoruz. Sergey Brin ve nicelerinin hayatı, çalışma azmi ve gayreti pek çok projeye ilham olacak türden.
