Gerilim ve korku türünde en başarılı yazarlardan birisi olan Stephen King, geçtiğimiz günlerde bir radyo programına katıldı. Usta yazar, bulunduğumuz pandemi döneminin ve Donald Trump’ın 2016 yılında başkan seçilmesinin, eserlerine sıkça benzetilmeye başlandığını, bu konuda son derece üzgün olduğunu dile getirdi.
King, aynı zamanda virüs yüzünden insanların hijyen konusunda paranoyaklaştığını dile getirerek, The Aviator adlı filmde yer alan takıntılı bir karaktere yavaş yavaş dönüştüğümüzü belirtti.
"Ölüm Bölgesi, bulunduğumuz döneme en çok benzetilen eserlerimden birisi"
Amerika’da ünlü bir radyo kanalı olan NPR’a katılan Stephen King, romanları ve bulunduğumuz dönem hakkında birçok açıklama yaptı. Pandemi dönemi boyunca sanki korku dolu eserlerinin içerisinde yaşıyormuş gibi hissedildiğini dile getiren King, birçok okuyucusunun “sanki bir Stephen King romanında yaşıyor gibi hissediyorum” ifadeleri yüzünden son derece üzgün olduğunu dile getirdi.
Radyo sunucusu, Stephen King’e; "Bulunduğumuz salgın dönemi, korku dolu eserlerinizin içerisinde yaşamaya en çok yaklaştığınız bir dönem mi oldu?” sorusunu yöneltti.
Stephen King’ın cevabı ise şu şekilde oldu; “Hem öyle, hem de değil. The Dead Zone, (Ölüm Bölgesi) bulunduğumuz döneme en çok benzetilen eserlerimden birisi. Kitapta Gregg Stillson adında sıradan bir adam, ülkenin başına geçmeye hazırlanıyor. Ancak geleceği gören bir karakter, Stillson’ın Hitler tarzında bir diktatör olacağını ve dünyanın başına çok büyük bir felaketin geleceğini görüyor. Trump başkan seçildikten sonra birçok kişi beni aradı ve bu kitabın içinde yaşamaya başladığımızı dile getirdi. Onlara üzgün olduğumu söylemekten başka bir cevap veremedim.”
Kings'e göre, virüsü göremediğimiz için takıntılı bir insan olmaya başladık
Virüs yüzünden insanların yavaş yavaş paranoyaklaştığını dile getiren Stephen King, konuyla ilgili şu ifadelerde bulundu; "Virüs ile ilgili en büyük sorun, onu göremiyor olmamız. Bir düşünün, dışarı çıktığımızda yüzümüze dokunmamaya çalışıyoruz. Eve geldiğimiz zaman ellerimizi yıkıyor, ayakkabılarımızı çıkarıyoruz ama ayakkabılara dokunduğumuz için tekrar ellerimizi yıkıyoruz. Sürekli virüsün ellerimizde olma olasılığını düşünüp paranoyaklaşmaya başladık.
The Aviator (Göklerin Hakimi) adlı filmi hatırlıyor musunuz? Leanardo Di Caprio’nun canlandırdığı Howard Hughes karakteri, hijyen konusunda takıntılıydı. Banyoya girdiğinde ellerini yıkamaktan dışarı çıkamazdı, Tam çıkacak derken, bu sefer de peçeteye dokunduğu için ellerini tekrar yıkamaya başladı. Şu anda içinde bulunduğumuz psikoloji, bundan pek de farklı değil. Hepimiz birer Hogwart Hughes olma yolunda ilerliyoruz.”
