Günümüzde hayatımızın her alanına entegre olmuş cep telefonları, ülkemizde ilk defa 90’lı yıllarda kullanılmaya başlanmıştı. O dönemlerde yalnızca uzaktan aramaya izin veren bu cihazlar, yıllar içinde inanılmaz bir hızla gelişerek pek çok kişinin cebine girmeyi başardı.
Çok da uzak olmayan bir geçmişe sahip olan cep telefonları, şu anda görüntülü konuşmadan sosyal medya kullanımına kadar pek çok imkânı tek bir ekranda bizlere sunuyor. Peki günümüzden yaklaşık 50 yıl önce bir fikir olarak ortaya atılan ilk cep telefonu neler sunuyordu? Gelin bu sorunun yanıtını hep birlikte inceleyelim.
1 kilogramlık cep telefonu: Motorola DynaTAC
Bilinen ilk cep telefonu, bir dönemlerin lider telefon üreticilerinden olan Motorola’nın mühendislerinden Martin Cooper tarafından 1973 yılında geliştirildi. Yaklaşık 1 kilogram ağırlığıyla ‘cep’ telefonundan bir hayli uzakta olan böyle bir cihazın üretilmesiyse şüphesiz devrimsel nitelikte bir teknolojik atılımdı.
O dönemlerde üretimi 3.500 dolara mal olan Motorola DynaTAC, yaklaşık 35 dakika konuşma süresi vadediyordu. Günümüz şartlarında pek de işlevsel sayılamayacak ilk cep telefonu, oldukça kaba görünümüne rağmen hâlâ daha döneminin en büyük teknolojik atılımlarından biri olarak kabul görüyor. Bu noktada telefonun geliştiricisi Martin Cooper, 2015 yılında verdiği bir röportajında Motorola DynaTAC için Dick Tracy adlı bir çizgi romandan ilham aldığını söylemişti.
Cooper, bir başka röportajında 1970’li yıllarda temellerini attığı bu cihazın bu denli popüler bir hâle geleceğini o dönemlerde tahmin edemediğini de dile getirmişti. Nitekim Cooper’ın ellerinden çıkan ilk prototip, sektörde büyük ilgi görmeyi başarmış ve cep telefonun ilk prototipleri yavaş yavaş ticari hâle gelerek pazara girmişti.
İlk prototipin ardından ilerleyen yıllarda cep telefonu sektörünün lideri hâline gelen Motorola, alınan yanlış kararlarla bu gücü elinde tutmayı başaramadı. Bu noktada şirket, günümüzde küllerinden tekrar doğmaya çalışsa da şu anda sektöre yön veren Samsung ve Apple gibi devlerle mücadele etmenin hiç de kolay olmadığı aşikâr.
