470 Bin TL’lik Apple Mac Pro’nun 1500 GB’lık RAM’i Ne İşe Yarıyor?

80
22
22
20
11
Apple’ın yeni üst düzey performans bilgisayarı Mac Pro, yaz aylarında tanıtılmıştı. Türkiye fiyatı ise henüz netleşti. Eğer Apple’ın sitesinden bilgisayarın bütün donanımlarını en üst versiyona yükseltirseniz, etiketi 470 bin TL’ye(!) kadar yükseliyor. Peki bu abartı fiyatın ardında yatan donanımların ne görevi var? Örneğin 1,5 TB (yani 1500 GB) RAM bellek ne işe yarıyor?

Türkiye tarihinin açık ara en pahalı ticari bilgisayarı olan Apple Mac Pro 2019, neredeyse kuantum bilgisayarların bir alt modeli gibi. Türkiye fiyatı 42 bin TL’den başlasa da Apple’ın sitesinde en yüksek kapasiteye sahip donanımları ekleyince bu fiyat 470 bin TL seviyesine kadar varıyor. 

Elbette Apple Mac Pro son kullanıcılara uygun bir bilgisayar değil. Yeni nesil bir iş istasyonu olduğundan dolayı, bu bilgisayarın kullanım amacı farklı. Tabii eğer bütçeniz varsa evinizin bir köşesine koyup oyun da oynayabilirsiniz. Nitekim Apple Mac Pro’nın yapabileceklerinde pek sınır yok. Muhtemelen bundan sonraki minimum 5 yıl boyunca olmayacak. 

Bir bilgisayarda işlemcinin, ekran kartının ve depolama birimlerinin boyutları arsındaki orantılara çok alışkınız. Mac Pro’yu farklı kılan önemli bir detay ise en yüksek sürümde yer alan RAM miktarı. Standart sürümün üzerine + 200.000 TL ekleyen 1,5 TB boyutundaki DDR4 ECC RAM’den söz ediyoruz. Gelin konuyu biraz daha açalım.

Mac Pro’daki DDR4 ECC RAM’leri her yerde bulamaz, istediğiniz gibi satın alamasınız:

mac pro

Bugün 16 GB’lık versiyonları sıradan bir bilgisayar fiyatına satılan DDR4 ECC RAM’lerin kapasiteleri arttıkça, fiyatları da SpaceX roketi takılmış gibi fırlıyor. Üstelik amacınız büyük kapasitedeki versiyonlarını almaksa, uygun fiyatı bırakın kendilerine ulaşmakta bile zorlanabilirsiniz. 

1,5 TB boyutunda bir RAM ile neler yapabilirsiniz?

Bilgisayarlarımızda yaptığımız en basit işlemden en karmaşık işleme kadar her şey, verilerin işlenmesiyle alakalıdır. Siz bir tuşa basarsanız bu komut bilgisayarın işlemcisine gider, RAM ise geçici hafıza görevi yaparak, işlemcinin üzerindeki yükü azaltır. Eğer aynı işlemi bir yazılımla programlayarak otomatik hale getirirseniz, bu kez RAM o komutu çalıştıran yazılım için de güç harcar. 

Binlerce satır koddan oluşan dev oyunların çalışma mantığı da böyledir. Köşeden çıkan düşmanlara ateş etme komutlarınız bir kenarı, onların hangi köşeden nasıl ve kaç farklı şekilde çıkacaklarını programlanmış yazılımlar belirler. Komut sayısı arttıkça RAM’in daha çok işlem yapması gerekir. Ancak gümüzdeki en ağır oyunu bile 32 GB’lık bir RAM ile sorunsuz oynayabilirsiniz.

Yani 1,5 TB RAM’e sahip Mac Pro’yu zorlamak için daha fazla şeye ihtiyacınız var. Daha çok komut, daha ağır görevler, daha çok işlem… Mesela; Dünyanın en etkili yapay zekalarını simüle edebilirsiniz. Öğrenen makine mantığına sahip yazılımların beyni haline getirebilirsiniz. 

Sıkıcı mı? Biraz heyecan katalım… Uçak kanatları ya da araba tasarımlarının sanal ortamda aerodinamik testlerini yapabilirsiniz, bu testler sırasında ise her bir hava molekülü, gerçeği taklit ederek tasarladığını uçak kanadını test edebilirsiniz. Yani arabayı, uçak kanadını üretmek için milyon dolarlar harcamadan en doğru tasarıma karar verebilirsiniz.

Basit bir örnek ile yolumuza devam edelim: Bir bilim insanısınız ve yaklaşık 500 kişilik anket düzenlediniz, ancak yıl 1991...

eski bilgisayar

1990İşte o 500 kişinin size ulaştırdığı bilgiler anlamlandırmak için 30 yıl sonra antika değeri taşıyacak bilgisayarınızın başına geçersiniz. Tüm bilgileri IBM’in geliştirdiği SPSS isimli programa yüklersiniz. Sıra o bilgileri anlamlandırmaya geldiğinde ise işiniz zorlaşır. Mesela bilgisayara "Bu kişilerin yüzde kaçı anketi doğru doldurmadı?" sorusunu sorarsınız. O bilgisayarın 500 insanın bilgileriyle temel bir istatistik hesabı yapması neredeyse günün yarısını bulacaktır. Tek bir soru, tek bir komut, 500 kişilik veri ve saatler alan hesaplama süresi... 

Bugün çantamızda taşıdığımız en basit dizüstü bile söz konusu işlemi 2-3 saniyede gerçekleştiriyor. Peki ya yaptığınız bilimsel çalışma için 500 kişilik veri yetersizse… ya daha kesin sonuçlar için 10 bin, 1 milyon, 5 milyon kişinin bilgisine ihtiyacınız varsa? İşte o zaman tüm verileri simüle edecek, o büyük veri yığınlarını işleyecek bir güce ihtiyacınız olur.

Yakın bir zamandan örnek verelim:

mark zuckerberg

Cambridge Analytica skandalıyla ortaya çıkan detaylara göre Facebook, kullanıcısı olan tüm ABD vatandaşlarının kişisel profillerini, siyasi eğilimlerini tespit etmeye olanak sağladı. Bunun için çıkıp anket yapmadı. Kişilerin ilgi alanları, yaptıkları paylaşımlar baz alındı. İşte büyük bilgi yığınları Mac Pro gibi güçlü bilgisayarlar tarafından hesaplandı. Hatta "Şu bölgede yaşayan insanların oy kullanırken fikir değiştirme olasılığı nedir?" gibi sorulara bile yanıt verilebildi. 

Sonradan anlaşıldı ki Cambridge Analytica isimli veri şirketi, güçlü bilgisayarlar sayesinde 20’ye yakın ülkede istediği adayın seçim kazanmasını sağladı. Ne mi yaptı? Sadece seçmenlerin bilgilerini topladı, güçlü bilgisayarlar ile derin istatistiksel analiz yaptı. Elde ettiği sonuçlara göre hata payı çok düşük politik reklamlar, siyasi kampanyalar düzenledi.

Apple Mac Pro büyük veri skandallarının parçası olur mu bilinmez, ancak Facebook, Twitter, Pixar, Boeing, SpaceX, Tesla… daha adını sayamayacağımız pek çok şirketin çok işine yarayacağı kesin. O şirketlerin Mac Pro gibi bilgisayarlarla yaptıkları ise hepimizin hayatını değiştiriyor, daha da fazla değiştirecek. RAM dediğimiz şey ise tüm bunların daha hızlı olmasını sağlayan bir araç.

Apple Mac Pro'nun en üst versiyonunu topladığımız videoyu da aşağıdan izleyebilirsiniz:

80
22
22
20
11
Emoji İle Tepki Ver
80
22
22
20
11