Arkeolojistler, Sümerlerin antik şehirlerinden biri, modern adı ile Tall al-Uhaymir olan Kiş'te M.Ö. 3500 yıllarına ait olduğu düşünülen dünyadaki en eski belgelerden birini buldular. Bu eski belgenin, Sümerlerin çivi yazılarından ve Mısır hiyerogliflerinden yüz yıl kadar önce yazıldığı düşünülüyor.
Kendilerini hayvanlardan, düşüncelerini yazılı bir dil ile aktararak ayıran insanlar, son 5000 yılda elektriği keşfetti, atomu parçaladı, bilgisayarlar üretti ve Ay'a ayak bastı. Bizler hala birçok türün başaramadığı şeyleri başardık. Dünyada yer alan hiçbir tür bu gelişmeleri bu kadar kısa sürede tamamlayamazdı. Fakat insanların evrimi, diğer türlerin evriminden daha genç durumda olmasına rağmen nasıl oldu da sadece insanlar bu kadar gelişti?
Bilim adamlarına göre insanlar, akıllı olsalar da dünyada bulunan çok az konuma adapte olabilecek durumdalar. Dünyadaki diğer türlerle karşılaştırdığımızda insanların garip olduğunu fark edebiliyoruz. Yeni doğmuş bir at yavrusu bile yalnız başına yürüyebilecek durumdayken insan yavruları tam anlamıyla çaresiz durumda kalıyorlar. Kısaca insanlar nörolojik olarak yaşam için hazır olmadan doğuyorlar.
Dünyadaki insanlar, zamanla iki ayaklı canlılar olmaya başladılar. Bu da insanların araçlar yapabilme, cisimlerden farklı cisimler oluşturma gibi normalde görülmeyen özelliklerinin ortaya çıkmasını sağladı. Fakat bunların hepsi için çok büyük bir bedel ödedik. Bel ağrısı sadece insan türünün yaşadığı bir acı ve insan türü ile ilgili pek çok bilgi verebilecek bir durum.
Bu konularla ilgili çeşitli kitaplar insanların dünya için oldukça hassas olduğunu, güneş ışınlarından bile etkilendiklerini, doğal yollarla oluşmuş besinlerle beslenemediklerini belirterek insanların bu dünyadan olmadıklarını, bu dünyadaki canlılar ile birlikte evrimleşmediklerini savunuyorlar. Dr. Ellis Silver, yazdığı kitabında insanların bel ağrısı çekmesinin sebebinin, insanların yer çekimi dünyadan daha az olan bir gezegende evrimleşmesi olduğunu söylüyor.
Peki o zaman nereden geldik?
Dr. Ellis'e göre insan türü çok yüksek ihtimalle Alpha Centauri gibi başka yıldız sistemlerindeki türlerle çiftleşerek oluştu. İnsan türü başka gezegende evrimleşti ve yaklaşık 60.000 - 200.000 yıl önce dünyaya geldi.
Bir başka deney ise Robert Sepher tarafından gerçekleştirildi. Sepher'e göre insanlar sadece tek bir atadan gelmiyor, hibrid türlerden geliyor. Bu deneye göre herkes aynı atadan gelseydi tüm kan grupları birbirleriyle uyumlu olurdu. Rh- kan grubunun ise nereden geldiği, Rh- kan gruplu annenin karnındaki Rh+ çocuğunu reddetme sebebi gibi sorular halen merak konusu olmaya devam ediyor.
Sepher türlerin yok olduğunu ve güçlü olanın yerine geçtiğini savunuyor. Sepher'e göre insanlar ise geçmiş medeniyetlerin derin bilgeliğini daha yeni keşfetmeye başladı.
Kan gruplarıyla ilgili iki şaşırtıcı bilgi de şöyle: İspanya ve Fransa'nın Bask halkı dünyada en çok Rh- kan grubuna sahip halktır ve Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'nde 612 ilkel tür bulunmakta ve hiçbiri de Rh- kan grubuna sahip değil.
