Kripto para madenciliğinin temelinde yatan şey, Blok Zinciri üzerinde bilgi işlemektir. İşlemci gücü ne kadar yüksek olursa, o kadar çok bilgi işlenir. Kişisel bilgisayarlarımız bu madencilik işlemleri için tek başlarına güçsüz kalırlar. Bu nedenle normal şartlarda madencilik yapmak isteyenler, yüksek işlemci gücüne sahip bilgisayarlar kurarlar. Diğer taraftan, bulut sistemiyle madencilik yapılarak aynı anda pek çok kişisel bilgisayarın işlemci güçleri bir arada kullanılabilir. Bu sayede işe yaramayan bilgisayarlar, ortak bir ağ üzerinde işlevsel olurlar. Bunun için de çok fazla bilgisayar gerekir.
Bulut sistemine benzeyen bu madencilik sistemini uygulayan bilgisayar korsanları, ruhunuz bile duymadın bilgisayarınıza kuracağı casus yazılımla işlemci gücünüzü ele geçirir. Sonuç olarak Çin’de son iki yıldır yaşanan ve henüz ortaya çıkmış bir vakanın kurbanı olabilirsiniz. Korsanlar 1 milyondan fazla bilgisayara bulaştırdıkları yazılımla, iki yılda 2 milyon dolar para kazandılar.
Çin polisi olayla ilgili 20 kişi tutukladı. Ekip ayrıca 5 milyon bilgisayara da çeşitli tarayıcı eklentileriyle ulaştılar. Bu bilgisayarlardan bazıları içine kötü amaçlı yazılımların gönderimini yaptılar. Karşılarında sıradan bir görüntülü reklam gören ve tıklayıp eklentiyi kuran her kullanıcı, işlemcisini korsanlar için kiralamış oldu. Sadece ücretini kendisi değil korsanlar aldılar.
Korsanların madenciliğini yaptıkları kripto para birimleri ise DigiByte, Deced ve Siacoin. Üretilen toplam kripto para sayısının 26 milyona ulaştığı söyleniyor. Tüm bu birimlerin dolar bazında karşılığı ise yaklaşık 2 milyon ABD doları ediyor.
Söz konusu korsanlar, aynı zamanda internet kafelerdeki bilgisayarları hedefleyen farklı araçlarla farklı kripto para madenciliği ağları da geliştirdiler. Bu şekilde 100 binden fazla bilgisayarı ele geçiren korsanlar, tam anlamıyla şebeke gibi çalışıyordu.
