Dünyada durmayan bir savaş durumu mevcut. Özellikle Ortadoğu coğrafyasında çatışmalar uzun süredir durmuyor. Hal böyle olunca değişik gruplar kendi haritalarını çizmeye, yabancı devletler kendi çıkarlarını en üst seviyeye çıkarmaya çalışıyorlar.
Müdahalede bulunan birçok devletin Avrupalı olduğu çeşitli siyasetçiler söylenen bir bilgi. Peki kendi coğrafyası içerisinde bir barış ortamı olan Avrupa, bu tarz problemlerden uzak mı? Aslında çok da değil. Orada da birçok dil konuşan etnik azınlık mevcut. Yani bugün güllük gülistanlık gibi görünse de yarın Avrupalı ülkelerin haritaları değişebilir, hatta AB yıkılabilir. Brexit kampanyası İngiltere, birlikten ayrıldı bile!
İtalya, Fransa, İspanya ve İsveç gibi ülkelerde belli bölgeler ayrılmak istiyorlar. Ancak bunların tarihsel temeli mevcut. O bölgelerde daha önce farklı yönetimler mevcutmuş. Bizim coğrafyamız için ise bu söz konusu değil, çünkü terör eylemleriyle dahi çizilmeye çalışılan haritaların tarihsel temeli mevcut değil. Yakın zamanda Balkanlar’da Yugoslavya dağılmış, içinden birçok ülke çıkmıştı. Bunun temel sebebi özellikle 1800’lerde, Rusya’nın güneyde birbiriyle organik bağları bulunmayan topluluklardan karma bir devlet oluşturmasıydı.
Belçika, başta organik bağı olmayan topluluklardan oluşan çok etnik yapılı bir ülke. Hatta birkaç tane dil konuşuluyor. Ancak zaman içinde ortak bir kültür oluşmuş ve kimsenin huzuru bozmak gibi bir niyeti yok. Yaşam standartları da yüksek. Mülteci krizi bugün devletleri AB politikalarından uzaklaştırıp kendi başlarının çaresine bakmaya itiyor. Avrupa ülkeleri yakın coğrafyalarda harita çizmeye çalıştıkça, ortaya çıkacak mülteci etkisi, kendi haritalarını değiştirebilir; ulus devletleri dahi dağılıp haritaları yeniden şekillenebilir.
