2G, 3G, 4G derken 5G teknolojisi de artık yavaş yavaş hayatımıza girmeye başlıyor. Öyle ki ilk 5G gücüne sahip akıllı telefonun önümüzde ki yıl tanıtılması bekleniyor. Zaten bu sektörün son on yılına baktığımız zaman son derece hızlı ilerlediğini, gerek kameralar gerek işlemciler ve gerekse ekran konusunda oldukça büyük adımlar atıldığını hepimiz tecrübe ederek yaşadık. Ancak gelişen bu teknoloji bazı yerlerde tıkanma noktasına gelebiliyor. Çünkü kimi teknolojileri cihazlara entegre edebilmek için tasarımdan ödün verilmesi gerekiyor. 5G’de bunlardan birisi.
Lightreading’in verdiği habere göre, 5G teknolojisi mevcut mobil ağ kullanımımızdan çok daha yüksek frekanslı spektrumlara dayanıyor. Daha yüksek frekanslar ise doğal olarak daha güçlü antenler ve alıcılar anlamı taşıyor. Milimetre dalga (mmWave) adı verilen bu teknolojinin 4G LTE ağından 100 kata kadar daha hızlı olması, yani ortalama 30 GHz ila 300 GHz arasında çalışması bekleniyor. ABD’de yapılan testler ise gigabit hızlarının taban seviyesinden 2000 metre yükseğe çıkabileceğini gösteriyor. Ama yüksek frekanslı radyo dalgalarının mevcut antenler ile gönderilmeye çalışması durumunda daha az mesafeye gideceği ve nesnelerden geçemeyeceği düşünülürse, biraz daha büyük donanımlara ihtiyaç şart görünüyor.
5G teknolojisinin yeni akıllı telefonlarda neden olacağı köklü değişiklik, önceki paragrafta da anlayacağınız üzere bu anten modelinden kaynaklanıyor. Mevcut anten düzeneğinin kullanılan metal çerçeveler ya da anten çizgileri sayesinde iyileştirilmesi sağlanmıştı fakat 5G bağlantı hızları için bunlar yeterli olmayabilir. Hatta telefonlarda metal tasarımdan tamamıyla vazgeçmekte buna dahil. Yani aslında telefonun yalnızca anten kısmının değil, çerçevesinin ve kasasının da yeniden modellenmesi söz konusu.
Yapılan bazı 5G testlerinde, verimliliği doğru ölçebilmek için kullanılan antenlerin son derece çirkin olduğunu zaten görmüştük. Hatta Motorola’nın yakın zamanda piyasaya sürdüğü Moto Z modeli için tasarladığı, sızıntılarla ortaya çıkan 5G Moto Mod aparatı resimlerde de görüldüğü üzere son derece çirkin ve kaba duruyor.
Bu köklü değişikliklerin akıllı telefon üreticilerini muallakta bırakması, 5G’nin önceki sürümlerine nazaran daha geç yayılacağını, her ne kadar 2019 yılının başında piyasaya sürülecek olsa da oldukça geç tutulacağı şeklinde yorumlanıyor. 5G cihazların her yerde kullanılabilmesi için şehirlere konumlandırılması gereken vericiler ve hücre yayını noktaları ise işin cabası.
Öngörülen bu gelişmiş bağlantı teknolojisinin tasarım dışında bir de fiyat maliyeti var. Müşterilerinin %90’ının doğru düzgün kullanamayacağı bu özelliği bir amiral gemisine yerleştirmek, onu son derece pahalı bir telefon haline getiriyor. Kimsenin kullanamayacağı bir özelliği yüksek maliyetler ödemesi de elbette beklenemez.
